Serdar Komutan ve askerlerinin terör örgütüne karşı verdikleri mücadelenin anlatıldığı Şefkat Tepe dizisi Konya'nın Sille kasabasında çekiliyor. Dizinin iki başrol oyuncusu ile konuştuk. Dizideki Serdar Komutan karakterini canlandıran Mert Kılıç ve terörist Naza karakterini canlandıran Dilara Büyükbayraktar, dizide yaşananların kendi taraflarından nasıl göründüğünü anlattılar.
ert Kılıç, dizide tüm askerleri sahiplenmiş bir komutan olan Serdar Komutan'ı canlandırıyor. Her gittiği yerde inanılmaz ilgiyle karşılaştığını anlatan Kılıç, dizinin ağır bir dram olduğunu ifade ediyor. Güneydoğu bölgesinde de yaşadığını ve oradaki yaşam şartlarının ağır olduğunu anlatan Kılıç, 'Orada yaşayan insanlar da terör olaylarının yaşanmasını istemiyor' diyor.
Serdar Komutan rolüne nasıl hazırlandınız, danışman kullandınız mı?
Ben asker kökenli bir ailenin çocuğuyum. Babam hava kuvvetlerinden emekli, ben de bu yüzden askeriyede büyüdüm diyebilirim. Kendi vatani görevimi de Ankara Etimesgut tugayında tank şoförü olarak yaptım. Genelkurmay'dan savaş tatbikatındaki başarılarımdan dolayı takdir belgesi dahi aldım.
Askerlik çok uzak gelmedi bana. Serdar Komutan karakterini severek oynuyorum. Hiç zorlamadı beni.
Sokakta halkın tepkisi nasıl, askersiniz diye saygı duyanlar oluyor mu?
Tabi, sonuçta ülke olarak yaşadığımız en büyük sıkıntıyı ekrana taşımaya çalışıyoruz. Benim üstlendiğim karakter de şefkatli bir komutan. Şefkat Tepe'de anlatılmak istenen bir mesaj da var. O bölgede yaşayan insanlarla, asker arasındaki ilişkinin ne boyutta olduğunu, nasıl olması gerektiğini yansıtmaya çalışıyoruz. İyi ve doğru bir şekilde yansıttığımızı düşünüyorum. Bu nedenle inanılmaz derecede bir ilgiyle karşılaşıyorum her girdiğim ortamda. Askerlik yapan da yapmayan da beni yolda gördüklerinde kendi komutanıymışım gibi sevgi gösteriyor. Dizide ağır bir dram işliyoruz, dizinin her bölümünde birkaç şehidimiz oluyor. Ben ve Celil komutanın üstlenmiş olduğu misyon ise tüm askerleri sahiplenmiş bir komutan modeli. Demek ki doğru bir şekilde yansıtıyoruz ki bu ilgiyi ve sevgiyi görüyoruz.
İNSANLARIN SEVGİSİNİ GÖRÜYORUZ
Mesaj kaygısı yoğun olan bir roldesiniz, terörün tanıklarından yaşananları dinleme fırsatınız oldu mu?
Çekimler için gittiğimiz köylere diziyi izleyenler takip edenler geliyor. Zaman zaman bizim ekrana taşıdığımız olayları yaşamış insanlara rastlıyoruz. Bize dizide anlattığımız hikayelerin çok doğru olduğunu söylüyorlar, bu da tabii doğru bir iş yaptığımızı gösteriyor. Bir gün Konya'nın Sille kasabasında çekim yaparken bir minibüs yanaştı ve içinden bir grup indi. Sonra anladık ki bu grup Güneydoğu'da yaşayan bir aileymiş. Onların yaklaşımları ve ilgileri beni çok etkilemişti. Arabadan iner inmez elimi öpmeye çalıştılar. Tabi benden yaş itibariyle büyük oldukları için ben müsaade etmedim. Güneydoğu bölgesindeki insanlarımızın bize güvendiğini anlattılar. O bölgeyi ziyaretlerimizde de bu sevgiyi bizzat tecrübe ediyoruz.
MUTLU HUZURLU BİR ÜLKE OLACAĞIZ
Mayınlı bir arazi konunuz, yanlış anlaşılma korkusu taşıyor musunuz?
Hayır, kesinlikle yanlış anlaşılma korkusu taşımıyoruz. Sonuçta bir oyuncuyuz ve bir oyuncunun yapması gereken görevleri yerine getirmeye çalışıyoruz. Her şeyden önce içinde bulunduğumuz ekibe ve senaristlerimize çok güveniyoruz. Toplumun neden bu bayrak altında yaşadığımızı, neye sadık olduğumuzu bilecek kapasitede olduğunu biliyorum. Kötü niyetli insanlar çıkabiliyor tabi ki. Ama çok şeffaf bir iş yapıyoruz değil mi? Gerçeğe en yakın olanı yansıtmaya çalışıyoruz. Zaten öyle bir gün gelecek ki Türkiye bu sorunları da atlatacak. Yine mutlu ve huzurlu bir ülkemiz olacak.
Müzakere dönemleri dizinize nasıl yansıyor?
Özellikle örgüt cephesinde yaşanan planları diziye taşıyoruz diyebilirim. Ülkenin çözülmesi gereken bir sorunu var ve bu sorun bir dizi haline getirilmiş. Biz aslında Türkiye Cumhuriyeti'nin nasıl mutlu ve huzurlu olabileceğini anlatmaya çalışıyoruz. Ben Güneydoğu bölgesinde de yaşayan biriyim. Oradaki insanların nasıl yaşadıklarını biliyorum. İnanıyorum ki orada yaşayan insanlar da terör olaylarının yaşanmasını istemiyor çünkü Doğu'daki yaşam koşulları Batı'ya nazaran çok daha zor.
İyi karakteri mi oynamak zor kötü karakteri mi?
Buna hikayeyi okuduğunuz zaman karar verebiliyorsunuz aslında. Çünkü her karakterin konu içerisinde farklılıkları var. Bunu projedeki hikayeye göre seçmek gerekiyor. Örneğin bana gelen karakter çok iyi olur ama senaryo içinde benim hoşuma gitmez. Her yapımın içinde iyi karakterler de kötü karakterler de insanlara bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Ama her şeyden önce iyi karakterin de kötü karakterin de bir hayal ürünü olduğunun farkına varmak gerekiyor.
Dizide bir terörist olan Naza karakterini canlandırıyor Dilara Büyükbayraktar. Canlandırdığı karakter nedeniyle 'Ne kadar güzel kızsın neden böyle rollerde oynuyorsun' gibi tepkiler aldığını anlatan Büyükbayraktar, senaryoda bizzat yaşanmış olaylar da olduğunu, gerçekleri yansıtmaya çalıştıklarını söylüyor ve ekliyor: 'Tek ümidim savaşın son bulması'
Naza karakterine nasıl hazırlandınız, şive veya başka hususlarda yardım aldınız mı?
Naza karakteri ile projeye dahil olduğumda sadece bir ajanı oynayacağımı düşünüyordum. Öncesinde özel bir hazırlık yapmadım. Role hazırlanırken kendimde fiziksel olarak bir değişiklik de yapmadım. Ama senaryo geliştikçe Naza'nın karakteri de daha çok ortaya çıktı. Onun hırsları ve planları karakterin sınırlarını çizdi diyebilirim. Naza, tek bir görevi olan basit bir ajandı. Fakat ilerleyen bölümlerde Serdar Komutan'a hissettikleri Naza'yı biraz değiştirdi.
Roller bazen oyuncunun üzerine yapışıyor, terörist rolünü oynayacağınızı öğrendiğinizde yadırgadınız mı?
Kötü rollerin her projede ayrı bir önemi var bence. Daha dikkat çekici oluyorlar çünkü. Aslında Naza benim karakterime çok ters bir kadın, üstelik bir terörist. Dağlarda yaşıyor fakat birçok erkekten daha korkusuz ve daha acımasız. Dolayısıyla ilk başlarda biraz zorlandığımı kabul ediyorum. Zaman içerisinde Naza tüm yönleriyle ortaya çıkınca oyunculuğumla ilgili yorumlar da çok olumlu olmaya başladı. Önemli olan rolü gerçeğe en yakın haliyle ekrana yansıtmak. Rolün üstüme yapışıp kalması konusunda ise bir kaygım yok açıkçası. Odaklandığım tek nokta bir oyuncu olarak Naza'yı en doğru haliyle izleyicilere aktarmak.
Peki sokakta halkın tepkisi nasıl, terörist rolü oynadığınız için kızanlar oluyor mu?
Çok kızanlar oluyor, ne kadar güzel kızsın neden böyle rollerde oynuyorsun diyenler oluyor. (gülüyor) Bazen de 'Seni hiç sevmiyoruz' diyen ama sohbet etmeye başladığımızda ne kadar sevecen bir insanmışsın diyenler çıkabiliyor. Ama ilk tepki kötü oluyor tabi.
Mayınlı bir arazi konunuz, yanlış anlaşılma korkusu yaşıyor musunuz?
Tabi öyle bir risk taşıdığımızı söyleyebilirim. Ama çok profesyonel bir ekiple çalışıyoruz. Gerek yönetmenimiz ve senaristimiz gerekse diğer tüm teknik ekip nasıl bir projede yer aldığımızı çok iyi biliyoruz. Bir çok konuda gerçekleri anlatıyor Şefkat Tepe. Hatta senaryoda geçen konular bizzat yaşanmış hikayeler.
Müzakere dönemleri dizinize nasıl yansıyor?
Dizimizin tüm kurgusu güncel olaylar takip ederek yapılıyor. Hikaye gündeme göre şekilleniyor.
İyi karakteri mi oynamak daha zor, kötü karakteri mi?
Kötü karakteri oynamak gerçekten çok zor. Hem avantajları var hem de dezavantajları. Hepimizin iyi ve kötü tarafları vardır muhakkak. Buradan hareketle kötü role odaklanmak lazım. Bir oyuncu kötü bir rolü oynayacaksa ekrana yansıyacak karakteri çok iyi tanımalı. Kötü karakterler her zaman daha zordur. Ama izleyici tarafından çok daha kolay farkedilir. İyi karakteri herkes oynayabilir. Ben bunun tam tersini yapıyorum, adam öldürüyorum, planlar kuruyorum. Bu yüzden çok zorlandığım zamanlar oluyor tabi ki.
Diziyle birlikte asker hakkında veya dağa çıkan insanlar hakkında düşüncelerinizde ne gibi değişiklikler oldu?
Ben, bu durumun siyasi tarafını sevmiyorum. Tek ümidim savaşın son bulması.