Torunu Marko Paşa’yı anlatıyor

“Derdini Marko Paşa’ya anlat” sözünden ilhamla dedesinin hayat hikâyesini belgeler ışığında kaleme alan Destina Anaç, “Araştırmalarım 15 yıl sürdü, her yeni bilgiye ulaştığım zaman, duygulanıyordum, gurur duyuyordum, seviniyordum, bazen de ağlıyordum” ifadelerini kullanıyor.

Haber Merkezi Yeni Şafak
Despina Anaç

Derdini Marko Paşa’ya anlat sözünü biliriz de Marko Paşa kimdir bilmeyiz. Dedesi Marko Paşa’nın hayat hikayesini kaleme alan Despina Anaç herkesin adını bildiği, halkın derdini dinleyen bu paşayı ayrıntılı olarak Kızılay Kültür Yayınları arasında çıkan Marko Paşa kitabında anlatıyor. Biz de Yeni Şafak Pazar Eki olarak Despina Hanım’a ulaştık ve dedesinin hikayesini dinledik. Marko Paşa’nın Osmanlı döneminde tıp eğitimi alan ünlü bir askeri doktor olduğunu, herkesin derdini dinlediği için halk tarafından çok sevildiğini ve aynı zamanda Kızılay’ın ise ilk başkanı olduğunu bu sohbette öğrendik.

Marko Paşa’nın torununun kızı olan ve ailesiyle birlikte Atina’da yaşayan Despina Anaç tarihimize mal olmuş bu kıymetli ismin hikayesini tarihe kayıt düşmek için kaleme aldığını söylüyor. Despina Anaç çok iyi Türkçe biliyor çünkü 1947 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiş ve çocukluğu ve ilk gençliği bu şehirde geçmiş. 1965 yılında ailesiyle birlikte Atina’ya göçen Anaç’ın üç çocuğu ve iki torunu var. Büyük dedeleri Marko Paşa’nın hatırasını yaşatmak ve ona karşı saygısını göstermek için erkek çocuğuna Marko adını vermiş. Anaç, büyük dedesi Marko Paşa’ya ve tarihe karşı ilgisinin büyük olduğunu ve 15 yıl önce büyük dedesi Marko Paşa’yı araştırmaya başladığını ve pek çok belgeye ulaştığını söylüyor.

TÜRK KIZILAYI’NIN İLK KURUCULARI

Marko Paşa’nın hikayesine gelince: Halk arasında bu kadar ünlenen Marko Paşa Yunanistan’dan İstanbul’a göç ederek burada Askeri Tıp Fakültesi’nde eğitim görmüş. Dönemin en iyi hekimlerinden biri olarak da kısa sürede ülkede nam salmış.

Kitaptan öğrendiğimize göre Türk Kızılayı bir grup genç ve idealist hekim tarafından “Mecruhin ve Marda-yı Askeriyeye İmdat ve Muavenet Cemiyeti” adıyla kurulmuş ve bu genç hekimlerden birisi de Marko Paşa imiş. Apostolos oğlu Marko Pitsipios, nam-ı diğer Marko Paşa, ülkemizdeki iyilik meşalesini ilk ateşleyen isimlerden. Bugün dünyadaki en önemli insani yardım aktörlerinden biri olan Türk Kızılayı’nın kurucusu, kırmızı hilalin banisi olarak tarih sahnesine çıkmış.

Bundan 154 yıl önce kurulan Türk Kızılayı’nın insanlık, ayrım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık, birlik, evrensellik, şefkat, gönüllü hizmet kurallarına dayanarak dünyanın en güçlü yardıma koşan bir cemiyet haline geldiğine dikkat çeken Despina Anaç, kurulduğu tarihten bu yana milyonlarca insana yardım ulaştırdı ve ulaştırmaya devam ettiğini belirtiyor.

ARŞİVDEN YENİ BELGELER ÇIKTI

Kitabı yazmaya nasıl başladığını ise Anaç şöyle anlatıyor: “Bir gün interneti araştırırken onun hakkında çok az bilgi olduğunu keşfettim. Aslında ‘Derdini Marko Paşa’ya anlat’ deyiminden başka önemli hiçbir bilgi yoktu. Bu sebeple ve ona sonsuz saygı ve hürmetim olduğu için kitabı yazmaya karar verdim. Bütün vatandaşlar onun hayatı, ailesi ve başarıları hakkında bilgileri öğrenmeliydi. Araştırmalar 15 yıl sürdü, her yeni bilgiye ulaştığım zaman, duygulanıyordum, gurur duyuyordum, seviniyordum, bazen de ağlıyordum. Sonunda bu tarihi kitap meydana geldi. Kitabın bilgileri tamamıyla arşivlere dayanıyor. Marko Paşa (Pitsipios) kitabım için bana kıymetli destek ve yardım eden Kızılay Genel Başkanı Dr.Kerem Kınık, Kızılay Genel Müdürü Sayın Dr. İbrahim Altan, Kızılay’da çalışanlar, akademisyenler, Osmanlı arşivleri, Cenevre arşivleri, Sakız adasında tarihi Korais Kütüphanesinin arşivleri, Siros Adası’nda tarihi belediye kütüphanesi ve bütün başvurduğum resmi insanlara sonsuz yardımları oldu isim listesi çok büyük, yer veremediklerim için özür diliyorum.”

Aile arşivlerinin araştırmadan önemli yer tuttuğunu belirten Anats, Apostolos oğlu Marko Pitsipios, nam-ı diger Marko Paşa’nın ülkemizdeki iyilik meşalesini ilk ateşleyen isim olduğunu söylüyor: “Bugün dünyadaki en önemli insani yardım veren  biri olan Türk Kızılayı’nın  kurucusu ve ilk Genel Başkanı Marko Paşa Hilali Ahmer’in banisi olarak tarih sahnesine çıkmıştı. Marko Paşa ile birlikte, Kırımlı Aziz Bey, Dr.Abdüllah Bey ve Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa meşaleyi ateşleyen diğer isimlerdi.”

SARAY BAŞHEKİMLİĞİ YAPIYOR

Kızılay’ın kuruluşuna katkı sağlayan Marko Paşa’nın aynı zamanda saray başhekimliği, eczanelerin yöneticiliği ve hastanelerin yöneticiliğini yaptığını ekliyor. Marko Paşa’nın Mekteb-i Tıbbiye-ı Nazırlığı’nı ölümünne kadar 17 sene boyunca sürdürdüğünü ifade eden Despina Anaç, aynı zamanda Meclis-i Ayan üyeliği yaptığını ve 37 yıl boyunca üç Osmanlı Sultanına hizmet ettiğini belirtiyor. Yaşadığı dönemde Osmanlı Devletinin’ en yüksek rütbeli ve en yetkili hekimi olan Marko Paşa, aynı zamanda yetenekli cerrahlarından biriymiş. Tümgeneraliğe yükseltilen ilk hekim olma hakkını kazanan Marko Paşa’ya verilen ve başarısının göstergesi olan beratlar, Despina Anaç’ın elinde bulunuyor. Akıllı ve yardımsever davranışlarıyla bir yandan kendini öğrencilere sevdiren Marko Paşa aynı zamanda Osmanlı Devleti’ne sadakatle hizmet edip zorlu yöneticilik vazifesini yıllarca başarıyla yürütmüş.

Marko Paşa’nın Türk halkının gönlünde de taht kurduğunu ifade eden Anaç, “Derdini Marko Paşa ya anlat deyimi Türk halkı arasında en çok bilinen deyimlerden biri haline geldi. Sonuç itibarıyla Marko Paşa tüm yönleriyle kültürümüzde ve eğitim hayatımızda derin izler bırakmış bir kişiydi” diyor.