Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra Ud yapımına gönül veren Emir Değirmenli, enstrüman yapımının bir sanat olmasının yanında bilimsel olarak da yaklaşılması gereken süreçleri olduğunu düşünüyor. Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği bölümünden sonra atölye çalışmalarına ağırlık veren Emir Değirmenli, usta çırak ilişkisi ile elde ettiği bilgileri bilimin ışığında harmanlayarak kendi tarzını oluşturuyor. Yaklaşık 150 aşamadan oluşan üretim sürecinin aşamalarını tek tek ele alarak geliştiren Değirmenli, yaklaşık iki ay süren üretim süresi sonunda keyifle çalınan udların altına imzasını atıyor.
ELİME ALDIM BIRAKAMADIM
Değirmenli, ud yapmaya olan merakını şu şekilde açıklıyor; “Müzikle iç içe bir ailede büyümem ve el işçiliğine olan merakım sonucu, ud yapımıyla tanışıp ilk udumu yapmaya başladım. İlk yaptığım uda telini takıp biraz çaldığımda bir daha bu işi bırakamayacağımı düşündüm. Daha derin araştırmalara daldığımda ve ses arayışına kendimi kaptırdığımda ise artık geriye dönüş yoktu”
ÖZELLİKLE AVRUPA
Müzik sevgisi artık günümüzde sınır tanımıyor. İnternetin de etkisiyle Avrupa, Amerika ve Avustralya gibi orta doğudan uzak kültürler de udu keşfediyor. Ud perdesiz ve bas sesleri baskın bir enstrüman olduğu için jazz, blues ve birçok etnik müzik ile çok iyi uyum sağlıyor ve sanatçılar bu şekilde farklı çalışmalar ortaya çıkarabiliyor.