Yapay zekâdan bir adım önde olmalıyız

Dünya Yazarlar Günü sebebiyle bu yıl birincisi düzenlenen “Uluslararası Yazarlık Buluşması” Rami Kütüphanesi’nde yapıldı. Üç ayrı oturumda gerçekleştirilen programın konuşmacılarından Amina Siljak Jesenkovic, yapay zekâdan bir adım önde olmamız gerektiğini söyleyerek, “Yapay zekâ beni geçerse, suçlu benim” dedi.

Uluslararası Yazarlık Buluşması

Sevde Yılmaz

1 Kasım Dünya Yazarlar günü sebebiyle bu yıl ilk kez düzenlenen “Uluslararası Yazarlık Buluşması” Rami Kütüphanesi’nde gerçekleştirildi. Esenler Belediyesi, Rami Kütüphanesi ve İslam Ülkeleri Akademisyenler ve Yazarlar Birliği (AYBİR) iş birliğiyle gerçekleştirilen program, “Dijital Dönemde Yazarlık” adı altında yapıldı. Üç ayrı oturumda gerçekleştirilen programın birinci oturumu Balkan Çalışmaları Editörü Sevba Abdulla’nın moderatörlüğünde “Balkanlar’da Dijital Dönemde Yazarlık” ismiyle yapıldı. Amina Siljak Jesenkovic, Hüseyin Mehmet ve Gazeteci Nada Dosti’nin katıldığı oturumda yazarlar, yapay zekâya dair düşüncelerini dile getirdi.

İYİ OKUR YAPAY ZEKÂYI DA ANLAR

Oturum konuşmacılarından Yazar Amina Siljak Jesenkovic Yeni Şafak’a verdiği röportajda, bir yazarın yazmaktan çok okuması gerektiğini vurguladı. İyi bir okurun yapay düşünceyi de yapay zekâyı da anlayabileceğini dile getiren Siljak, şunları söyledi: “Eğer yapay zekâ beni bir yazar olarak, bir entelektüel olarak, bir akademisyen olarak geçerse, suçlu benim. Çünkü ben bir Müslüman olarak ilerleyemedim. Yapay zekâdan her zaman bir adım önde olmamız gerekiyor. Yapay zekâyı da dijital medyayı da kullanıyorum. Sadece genç kuşakların dikkâtinin azalmasından endişeleniyorum. Çocuklar şimdi 3 dakikadan fazla bir şeye dikkatini veremiyor. Her şey TikTok videosuna indirildi. Halbuki Yunus’un beytini veya Fuzuli’nin beytini yıllarca düşünebiliriz. İbn-i Arabi’nin cümlesiyle ömür boyu iletişim içinde olabiliriz. Çözmeye çalışabiliriz.”

SANAT AYRINTIDAN DOĞAR

Programın ikinci oturumunda “Dijitalleşme döneminde Yazarlık Etiği ve Sorumluluğu” konuşularak yapay zekânın yazarlık üzerindeki etkisi ele alındı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veysel Bozkurt'un yönettiği oturumda, konuşmacı İsmihan Şimşek, Picasso, Tolstoy, Shakespeare, Dostoyevski gibi isimlerin ürettiği eserlerin biricik olduğunu ve bugünlere gelebildiğini belirtti. Şimşek, “Fakat yapay zekâdan aldığımız ürünler şimdilik çok genel geçer ürünler gibi duruyor. Yani biricikliği yok. Sanat, bir genelleme değil daha çok ayrıntıdan doğan bir şey. Ayrıntı da insan deneyiminden ortaya çıkıyor” ifâdelerini kullandı.

Amina Siljak Jesenkovic

ÖNEMLİ OLAN İNSAN

Konuşmacılardan Güray Süngü, yapay zekâ ve insan arasındaki ilişkinin uzun zamandan beri insanlığın gündeminde olduğunun altını çizerek, “Birçok roman, öykü ve filmde bu konular ele alındı. Bununla birlikte bizim odaklanmamız gereken mesele dehanın kendisidir” diye konuştu. Aykut Ertuğrul ise “İnsanı insan yapan asıl şey nedir?” sorusunu sormamız gerektiğini vurgulayarak, “Yapay zekâ çoktan insandan daha iyi metinler yazdı. Ben bu soruyla ilgilenmiyorum. Bu popüler kültüre metin üretenlerin meselesi. Benim için önemli olan insan ve dolayısıyla yazar olmanın anlamı üzerine düşünmek” dedi.

Çocuk yayıncılığı yapan Melike Günyüz moderatörlüğünde gerçekleştirilen üçüncü oturumda, “Dijitalleşme, Yapay Zekâ ve Çocuk Yazarlığı” konuşuldu. Konuşmacılardan Salih Zengin, Gülsüm Sezgin ve Özkan Öze, yapay zekâyla birlikte çocuk kitaplarının geleceğini konuştular. Program sonunda konuşulan konuların kitaplaşacağı ve yazarlar arasında kalıcı bir iş birliği ağı kurulacağı bilgisi paylaşıldı.