|
|
Türküler insan yetiştirir Çalışmalarıyla türküleri her kesimden dinleyiciye sevdiren sanatçı Orhan Hakalmaz, 'Gel ha gönül havalanma... Engin ol gönül, engin ol' gibi örneklerle, türkünün insan yetiştirdiğini vurguluyor.
Kanal 7'den ayrıldıktan sonra bir süre atv ve TRT'de program yapan Orhan Hakalmaz, nihayet saati ve süresinden memnun olduğu bir programla STV izleyicisinin karşısına çıkıyor. Hakalmaz, bundan böyle her cuma akşamı saat 21.00'de Türkü Gecesi'yle türküsevenlerle buluşacak. Yöresel tavır olarak zaman zaman fazla katı olmasıyla eleştirilen Hakalmaz, sonunda gönlündeki programı yaptığını söylüyor. Atv'deki programın iyi reyting almasına rağmen, Etibank olayından sonra kanalın içinde bulunduğu durum nedeniyle burada kalamadığını belirten sanatçı, "Atv'den sonra TRT'de bir program yaptım. Ancak, ayda bir olduğu için pek çok kişi bunu farkedemedi bile. Ben de bu yüzden bıraktım. Her iki kanaldaki programın saati de bana kısa geliyordu. Çünkü ben sadece türkü söyleyerek program yapan bir insan değilim. Kanal 7'deki program da çok geç saatteydi. Sonunda saati ve zamanı tutturduk" diyor. Tek konukla hasbihal Tek konukla hasbihal edip karşılıklı türkü okumanın kendisine daha sıcak geldiğini belirten Hakalmaz, bu nedenle programına genellikle bir konuk almaya çalışacağını söylüyor. Türk Halk Müziği'nin daha çok ilmi yönüyle ilgilenen sanatçı, öyküsünü bulduğu türküleri okuyacağı programında, popüler türküleri konuklarına bırakacağını kaydediyor. Hakalmaz, "Bu kadar beyin boşaltan yayının yanında insanlara bir şeyler vermeye çalışan bir program olacak" diye tarif ettiği Türkü Gecesi'nde, ismi duyulmamış ancak çok iyi müzisyen olan sanatçıları da insanlarla tanıştırmak istediğini söylüyor. Türküler insan yetiştirir Son zamanlarda türkülerin rock, caz ve pop tarzıyla okunmasının THM üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkilerinin olduğunu kaydeden Hakalmaz şöyle devam ediyor: "Gençlerin türkü dinlemesi, sevmesi çok hoş bir şey. Çünkü türküler insan yetiştirir. 'Gel ha gönül havalanma... Engin ol gönül engin ol. Dünya malına güvenme...' Böyle öğüt şeklinde çok türkülerimiz var. THM'den Zara, Kubat, Şükriye Tutkun gibi iyi örnekler çıkmaya başladı. Bunlar da iyi türküleri okumaya başladılar. Geçmişteki THM sanatçılarının hep basit türküleri okumak gibi bir hataları olmuştu. Küçük melodili manileri okudular. İnsanlar da türküleri böyle zannetti. Şimdi iki kuşak anlaştı gibi geliyor bana." Hakalmaz'ın türküsü olmaz Türk kültürünü oluşturan faktörlerin başında gelen türkülerin dejenerasyon kabul etmediğini belirten sanatçı, "Elimden gelse türküleri koruma vakfı kurarım" derken, modernleşmek adına türkülerin sözlerini ve melodisini değiştirmeyi de 'ihanet' olarak niteliyor. Türkülere sahip çıkmamız gerektiğini vurgulayan Hakalmaz, "Eğer dinimiz, dilimiz, türkülerimiz olmazsa biz biz olmayız" diyor. Türkülerin altında bir isim olamayacağını belirten Hakalmaz, kendi bestesine türkü diyen sanatçılara karşı da oldukça sitemkâr: "Orhan Hakalmaz'ın türküsü gibi spastik bir cümle olamaz" diyen sanatçı, "Türkü, halk şarkısıdır. Ben bir beste yapabilirim. Bu halk tarafından kabul görür. Yıllar yılı söylenir, zamana ve söyleyen insana göre değişir ve zamanla kimse o eserin kime ait olduğunu bilmez ve eser anonim olur. Anonimde de kişinin kendi inisiyatifi yoktur" diyor sözlerinin sonunda... SEYRİ ŞAHANE Muhtar özür dilemedi ama!.. Mustafa Kahraman önceki günkü 'Muhtar Özür Dilemeli' şeklindeki haberinin izini sürüyor: "Bin Ladin'in gizli toplanıtısının görüntülerini Türk ve dünya televizyonları arasında ilk kez biz veriyoruz" iddiasıyla 'özel haber' ve fonda 'Show TV' logosuyla Pazartesi ve Salı günleri üst üste yayın yapan Reha Muhtar, Çarşamba günü 'normal yayın pozisyonu'na döndü. Yeni Şafak'ta, sözkonusu görüntülerin El-Cezire televizyonunda iki kez röportaj olarak yayınlandığı ortaya konulmuş, bu görünleri, adı geçen tv'den izleyen vatandaşların Muhtar'dan özür dilemesini istedikeri duyurulmuştu. Muhtar, önceki akşam hiçbir ekleme ve yorum yapmadan, üstelik 'El-Cezire' logosunu da koruyarak, Ladin'in açıklamalarını yayınladı. Bunun, özür anlamına gelip gelmediği, gelmese de olumlu bir davranış kabul edilip edilmeyeceği tabii ki kamuoyunun vicdanında saklı..."
|
|
|