T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Avrupa Birliği'nde Müslümanlar (2)

Avrupa Birliği'nin hedefleri: Avrupa Birliği bir din veya ahlak birliği değildir; dinden bağımsız (laik, seküler) Batı değerleri temeline oturan ekonomik, siyasi, hukuki ve kültürel bir birliktir. Batılı değerlere göre bireyin özgürlüğü azami ölçüde tutulmalı, din ve ahlak adına kısılmamalıdır. Liberal kapitalist düzen gereği serbest rekabet esastır. Dünya, "ekonomi, bilim ve teknoloji" açısından gelişmiş ve gelişmemiş ülkeler olarak ikiye ayrılmıştır. Gelişmemiş ülkelerin dünya pazarında rekabet şansları olmadığına göre bunlar, gelişmiş ülkelere ucuz hammadde ve emek temin edecek, ellerine geçen üç beş kuruşu da yine gelişmiş ülkelerden alacakları pahalı tüketim mallarına yatıracaklardır. Bu gidişin sonu kendilerinin gittikçe daha yoksul, ötekilerin ise daha zenginh ale gelmelerinden ibarettir. Ötekiler halihazırda tek bir blok değildir, Amerika baş patron olmakla beraber başka patronlar da vardır ve bunların arasında kıyasıya bir rekabet hüküm sürmektedir. Avrupa Birliği öncelikle bu rekabette ezilmeme, dünya pazarından yeterli pay alma arzusunun sonucudur. Temeli ahlakî ve manevî değil maddîdir; adâlete değil, egoizme ve menfaate yöneliktir. İnsan hakları vurgulanmakta, fakat insanın ödevleri, özellikle ahlakî ve manevî olanları üzerinde durulmamaktadır. Bir örnek vermek gerekirse, inancı yüzünden başını örterek okumak isteyen bir kıza bu imkanı verme konusunda yer yer tereddüt gösteren Avrupa, eşcinsellerin haklarını titizlikle korumaktadır.

Müslümanlar'ın vazifesi:

İslam'ın ve Batı'nın (AB'nin) hedeflerinin örtüşmediği açıkça ortadadır. Buna göre Müslümanlar'ın vazifesi kendi güçleriyle ayakta durmak, maddî ve manevî değerlerini korumak ve bugün var olandan daha güzel, âdil, şefkatli bir dünya düzenini kurup işletmek için gayret göstermek, formüller ve modeller oluşturmaktır. Keşke mümkün olsaydı da (Müslümanlar şuurlu davransalar, gereken fedâkârlıklarda bulunsalardı da) teker teker güçlü ve gelişmiş olan İslam ülkeleri arasında bir birlik kursalar, bu birlikten doğan gücü, zayıfları sömürmek için değil, bütün insanlığın hayrına kullansalardı.

Zaruret:

Burada sayıp dökemeyeceğimiz sebeplerle bu birlik kurulamadı, kurulamıyor. Her bir İslam ülkesi tek başına kalıp hareket etse amacına ulaşamıyor, ulaşamayacağını zannediyor. Bazı ülkelerde İslam'ın yüce ve kapsamlı amaçlarını gerçekleştirmek için çaba göstermek şöyle dursun, fert, aile ve cemaat olarak İslam'ı gereği gibi yaşamak bile mümkün olmuyor, bu ülkelerin sistemleri veya bağnaz, totaliter yöneticileri müminlere imkan vermiyorlar. Bu durum karşısında bunalan, çaresiz kalan müminlerin bir kesimi, Avrupa'da yaşayan müminlerin nisbeten daha geniş olan özgürlüklerine bakarak "biz de onlara katılalım, bu daha iyi olur" diyorlar. Hayalleri geniş olup "Biz bu yoldan Avrupa'ya İslâmî değerleri taşırız" diyenler de eksik değil..

Sonuç:

Müslümanlar'ın Avrupa Birliği'ne girme arzuları maddi olarak sömürülmekten kurtulma arzusu, manevî ve dînî olarak da baskıdan kurtulma ümidinden kaynaklanıyor. Ama sömürülmekten kurtulup sömürenler arasına katılmak, baskıdan kurtulmak, ama İslam'ın yüce ve kapsamlı hedeflerine veda etmek "güle oynaya girilecek bir yol, cennet gibi tercih edilecek bir alternatif" değildir. Hiç olmazsa mümin korku, endişe ve üzüntü içinde olmalıdır.

AB'ye girmeye karşı çıkanlardan "dine ve dindarlığa karşı olanlar, hükmü geçmiş bir ideolojinin peşinde koşanlar" bu tavırlarını devam ettirdikleri sürece başarısızlığa mahkumdurlar. İyi niyetle davranan, vazgeçilmez değerlerini korumak, riske atmamak isteyenler ise gerçeklere, hesap kitaba dayalı, tutarlı, ikna edici, uygulanabilir seçenekler bulmalı ve bunu ortaya koyabilmelidirler.


24 Mart 2002
Pazar
 
HAYRETTİN KARAMAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED