T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Ben olsam o Tayyip'i isterdim

Siyaset, yerini başka güçlere bırakalıdan beri vatandaşın siyasetçilere güveni kalmadı. Ortada inandırıcılığı olan ve arkasından kalabalıkları sürükleyecek bir lider de bulunmadığı için vatandaşın mevcut siyasi liderlere de bir ilgisi kalmadı. Liderler de partiler de inandırıcılıklarını yitirdiler. Hele mevcut siyasi partiler ve seçim yasası vatandaşı iyiden iyiye siyasetten soğuttu. Çünkü siyasi partiler vatandaşın oyunu çantada keklik olarak değerlendirip onların tercihlerini ve beklentilerini görmez hale geldiler. Parti genel merkezleri özellikle de parti liderleri tam bir saltanat havası içinde hareket ettiler, ne teşkilatlarına kulak verdiler ne seçmenlerine. Bildiklerini okudular. Vatandaş da 19 Nisan seçimlerinde partilerin hepsine birden toptan ders verdi. 7 ayrı sandıkta oy kullanmasına rağmen her pusulada farklı parti ve kişilere oy verecek kadar siyasi bilince ulaşan vatandaş Ankara'dan umudunu kesti. Siyasetçiye güvenmez oldu.

Şu anda Türk siyasi hayatına baktığımız zaman, çok net olarak görürüz ki, senelerdir 500 kelimeyle konuşan, kendini yenilemeyen, robotlaşmış siyasetçilerden yaka silken halkımız bu umutsuzluk içinde R. Tayyip Erdoğan'a tarifi güç ve inanılmaz bir sevgi ile teveccüh etmiştir. Daha önce de yazdığım gibi AK Parti'nin bütün sermayesi Tayyip Bey'e duyulan sevgidir. Değişim, yenilik, açılım ve benzeri kelimelerin hiçbirinin AK Parti hareketine zerre kadar katkısı yoktur. Şehir merkezinden varoşlara, dağ başındaki köylerden mezralarda yaşayan vatandaşlara kadar herkesin ağzında bir Tayyip türküsüdür söylenip duruyor. Son 6 ayda Türkiye'yi 2 kez doğudan batıya gezmiş ve vatandaşla birebir haşir neşir olmuş bir insan olarak bu sevgiye bizzat şahidim.

Öyle olduğu içindir ki, yapılan bütün anketlerde Tayyip Bey'in lideri olduğu AK Parti hep birinci partidir. Hiç kimse kalkıp bu oylar partinin oylarıdır, teşkilatımız, planımız, programımız diyemez, gelen oyların hepsini Tayyip sevgisi getirmiş, eksilenler de Tayyip Bey dışındakilerin gafları ile eksilmiştir/eksilmektedir.

AK Parti'nin güç kaynağının Tayyip sevgisi olduğunu gören çevreler de dikkat edilirse Tayyip Bey'in defterlerini karıştırmakta ve özellikle onu hem hukuk önünde hem de halk nazarında mahkum etmeye çalışmaktadırlar.

Tayyip Bey'i Tayyip Bey yapan, halk nazarında mahbub kılan da onun doksanlı yıllarda yaptığı icraatlar ve siyasi tabanının ona verdiği destektir. Tayyip Bey'i sevenler de onun partizan olmadığını icraatlarında gördükleri için görüşüyle ve kadrosuyla birlikte sevmişlerdir.

AK Parti'nin bence en büyük yanlışı da açılım ve benzeri gerekçelerle teşkilatlarını oluştururken farklı düşüncelere yer verme hevesidir.

Farklı düşüncelere yer verme ile farklı düşüncelere tahammül ayrı ayrı şeylerdir. Bir teşkilatın insicamlı, disiplinli ve düzenli çalışması için fertlerin aynı düşüncede olması gerekir. Aynı düşüncede olan bu fertlerin farklı düşüncelere saygılı, farklı düşüncelerin hukukunu koruyan insanlar olmaları yeterlidir. Tayyip Bey de kadrosu da başkanlığı döneminde farklı düşüncelere saygılı ve hukuklarını koruyan bir siyasetçi olduklarını ispat etmişlerdir. Tayyip Bey'in düşüncesini kabul edip katılanlara elbette farklı insanlar denmez, dolayısıyla önce başka yerlerde olup da AK Parti'ye bu şekilde katılanlara değil, ama partinin tek oy kaynağı olan Tayyip Bey'i fikriyle zikriyle ve geçmişiyle içine sindirememiş "ben bu partiye kendi farklı fikirlerimle geldim" diyenlere yönetimlerde yer açmak, AK Parti'ye zarar verecektir/vermektedir. Bir Bülent Arınç, bir Abdullah Gül, bir Abdullatif Şener ve emsalleri AK Parti'nin artıları olarak görülür, hiç kimse AK Parti'de onlar var diye Tayyip Bey'e sitem etmez ve parti zarar görmez, ama kah istifa ederek gidenler, kah içerde farklı olduğunu söyleyenler AK Parti'nin yumuşak karnını oluşturmaktadırlar.

Evet kabul etmek gerekir ki şu andaki mevcut partiler içinde tüzüğü itibariyle en demokrat parti de AK Parti'dir. Ama Türk toplumundaki siyasete vukufiyeti olanlar çok iyi bilirler ki Tayyip Bey gibi tabanı olan siyasi liderlerin, parti içinden rakibi olmaz. Doğrudur yanlıştır ayrı konu ama böylesi liderler yasası olmayan fiili bir dokunulmazlık zırhına sahiptirler. Buna tüzük de kâr etmez. Mesela, ayakta bile durmakta zorlanan Ecevit'e karşı parti içinden kim rakip olarak çıkabilir. Yasal bir engel yoktur ama Türk siyasetinde oyunun kuralı böyledir. Ya da Demirel'e karşı kim çıkma cesareti göstermiştir, gösterenlerin akıbeti ne olmuştur? Özal'a rakip olanların encamı nice olmuştur? Bu liderlerin ve benzerlerinin parti içindeki konumu neyse Tayyip Bey'in hem parti içinde hem de farklı kesimlerden seçmen tabanı içinde konumu katlanarak benzerlik arzeder. Yani Tayyip Bey bu açıdan bakınca öteki liderlerden iki kat daha güçlüdür.

Rakiplerin değişik yollarla kurdukları tuzaklar ve baskılar karşısında, direnmeyi düşünmeyip partinin tek sermayesi olan sevgi kaynağına muhalefet eden politikacılar acaba onsuz kaç oy edeceklerini zannediyorlar. Tayyip Bey olmasa AK Parti'nin kaç oy alacağını düşünüyorlar? Tayyip Bey'in iddia edildiği gibi seçilme hakkı elinden alınsa bile gölgesinin düştüğü yerden oy çıkacağını bilemeyen göremeyen acemi siyasetçiler kendilerinden bugün söz edilmesinin altında hangi gerçeği görüyorlar acaba?! (Bu gelişmeler Tayyip Bey ve çevresine de siyasi kadro intihabında inşaalah bir şeyler anlatıyordur! )

Biliyorum herkes Tayyip Bey'e değişik akıllar veriyor, kendince yol göstermeye çalışıyor. Bu akıl verenlerden belki çoğu zaman Tayyip Bey'e gına geliyor ama bir akıl da ben vermek istiyorum. Bana göre, Tayyip Bey'i Tayyip Bey yapan İstanbul'daki il başkanlığı ve belediye başkanlığı dönemindeki teşkilatçılığı ve şahsiyetidir. Ben o Tayyip'in Türkiye'ye faydalı olacağına inanıyorum. Ve ben olsam o Tayyip Erdoğan'ı isterdim. Çünkü halk o Tayyip'i o haliyle sevdi ve o Tayyip'in Başbakan olmasını istedi.

Ben böyle düşünüyorum!


24 Mart 2002
Pazar
 
Resul Tosun
RESUL TOSUN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED