T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Bir nesil, imtihan veriyor!

Bizim Kurtuluş Savaşı sırasında, işgal altındaki "hilafet toprakları"nı kurtarmak ve isyancı güçlerin yer yer baş gösteren infiallerini tenkil etmek için "İstiklal Mahkemeleri" kurulmuş; ardından, Cumhuriyet'in ilânı ile, bu sefer aynı mahkemeler, "irticaî güçleri" tenkil ve iskat için faaliyetlerine devam etmişti. Amma, bu defa, "inkilap mahkemeleri" diye yürürlükte bulunması gerekirdi.

İşte bu tek düze anlayış ve zihniyet, tek parti döneminde sürmüş ve ne zaman ki, çok partili hayat ortaya çıktı, ondan sonra, Türkiye yeni bir kulvara doğru adım adım koşmaya başladı.

Dikkat ediyoruz ki, son zamanlarda, çok partili hayatın, erken ilân edildiğini ifadeden haya etmeyen kişiler görüyoruz.

Demek ki, hâlâ o tek parti zihniyetinin totaliter artıkları sürüp geliyor, ne zaman ülke sefalet ve perişanlık içinde darmadağın olursa, hemen bu tür "tek parti, tek zihniyet"in artıkları ortaya çıkar.

Bugün de, çok partili hayatın, fikir ve düşüncenin özgürce tartışmaya açıldığı yönündeki çalışmaların bir ürünü olan "İmam-hatip okulları"nın üzerine bir kabûs gibi, bir yarasa veya bir karabasan gibi çöken çalışmaları gördükçe, ABD'li beyazın, zencileri; "Beyaz Adam"ın kızılderilileri imha ve ifna metodlarının beyaz perdeye yansıyan renkli görüntülerini, İstanbul, Ankara ve Malatya ile ülkenin diğer bölgelerinde görüp gizli gizli gözyaşı döküp, bir köşede yığılıp kalıyoruz!

Amma, görüyoruz ki, 50'li yıllardan sonra doğup, ellisine merdiven dayamış bir nesil, ülkenin sosyal ve siyasal geleceğine damgasını vuracak görüş ve siyasal icraatlarından ötürü, önleri kesilmek isteniyor ve iflâs batağına batmış olanların binbir desise ve hilesi ile yüzyüze geliyorlar.

Bunların başında, umut ve heyecanla etrafında kenetlenen bir lider var: Recep Tayyib Erdoğan!..

Bildiğim kadarı ile, 20 yaşında MSP gençlik kolu başkanı. 30 yaşında RP il başkanı, ve 40 yaşında da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu! 45 yaşında da "mahpesi boyladı" dersek, yanlış bir ifadede bulunmamış oluruz!..

Şimdi 48 yaşında!.. Hayatında her onlu yıllardan sonra, bir sıçrama yaptığını görüyoruz!

Acaba diyorum, 50 yaşında, Sayın Erdoğan'ın "kederinde" ne var? İşte bu sorunun cevabını keşf edenler var ki, üstüne üstüne gidip, Sayın Erdoğan'a yükleniyorlar!..

Yüklenmek bir yana, "siyasî rakibleri" de sandıktan çıkamayacakları korkusuyla, "ittifak peşinde" koştuklarını ortaya koyan bir sürü açıklar vermeye başlıyorlar!

Yeni davalar açılsın, yeni suçlamalar ve iftiralar atılıp, bu genç siyasetçi, halkın gözünden düşsün diye, çabalayıp duruyorlar!

Son günlerdeki, "tek dava açılsın" diye, şöhret peşinde koşanların yalan-yanlış beyanları, tv ekranlarını süsleyip duruyor!..

Halkın seçtiği, sevip bağrına bastığı bir "lider", kim olursa onu, halkın geleceğini tayinde, idare beyanında bulunanlar karşısında, saygılı olmaları gerekmez miydi? Ama bu "herif"lerde "demokratik yapı" ne arar ki? Bunlar, her şeyi kendilerine yarar sağladığı, çıkarlarına payanda olduğu müddetçe "demokratik ve laik" olduğuna inanmış "azınlık ruhlu" nekeslerdir!

Şimdi anlıyoruz ki, bu adamların, İmam-Hatipler'e olan düşmanlığını!..

Bu okulların içinden çıkanlar, ruh ve iman kökü, Çanakkale'de yatan onbinlerce "yedek subay"ın ruhu gibi, şehadeti özler bir aile ve kültür yapısına dayanmaktadır!

Öyle ki, Sayın Erdoğan'ın oğul ve kızlarının "İmam-Hatipli" olmalarını hazmedemeyenler, kız arkadaşlarının başlarını açtırmak için, kelepçeliyor, velilerinin de, üstüne yumruk ve coplarını sallamaktan ictinap etmiyorlar!..

Bu da yetmezmiş gibi, bu sefer, RP'den sonra bir türlü rayına oturmayan ve FP gibi, bir "hilkat garibesi" partinin de kapanması ile doğan SP ile AK Parti'nin birbirine saldırması, kurucularının olur-olmaz beyanları ile, ekranların "renkli gülü"ne soyunmaları, milletin masum ve mazlum kesimlerini içten içe yaralıyor!..

Dün birlikte olanlar, dün beraber ıslanıp, birlikte omuz omuza "inanmış kadrolar" diye yıllarını verenler, sonradan kılık ve takım değiştirip gelenlerin kin ve haset kokan tavır ve takımlarına karşı "adam adama markaj" diyerek sahaya çıkmaları gerekirdi!

Amma şimdiye bakıyoruz ki, bir kısmı, "ne şehit oldu, ne gazi" dercesine, destursuz bağa girip, gülistanda "kargalar gibi ses" verenlerin, bir arpa boyu mecalleri ile, kiliseden çalınma mumlarının çok yakında ışığı sönüp, son elli yılın çok partili hayatından ibret alıp, sadece halka ve Hakk'a hizmeti şiar edinenler, iktidâr olacak, hatta ondan da öte, "muktedir" bir kadro ile, selefin açtığı yolda, halef olanlar ilerleyip, kem aletler karşısında "kemalât"ını göstereceklerine inancımız tamdır!..

Bu bakımdan, AK Parti lideri Sayın Erdoğan'ın, elbette, yanında yer alıp, yürüyüşüne, bakış ve hareket tarzına uyum sağlayamayacakların birtakım "ekstrem" çıkışları olacaktır!

Biz, dileriz ki, Sayın Erdoğan, ayaklarına sarılacak sülükler çok çabuk düşecek, kimle yağan yağmurda ıslanmış, kimle beraber İstanbul'un ve Anadolu'nun çamur ve çukur yollarında yürümüşse, onlarla birlikte ülkeye ve millete çok büyük hizmetler yapacaktır!..

İşte bunları kıskananların "yağdanlıkları" ile, "mütegallibe" ve "eşraf" beslemeleri, birer "çakıl taşı" gibi, ayakları altına serilecektir!..


24 Mart 2002
Pazar
 
SADIK ALBAYRAK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED