|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
WASHİNGTON- Amerikalılar kendilerine söylenenleri fazla sorgulamadan kabul ederler; bu özellikleri en fazla Irak'a açılan savaş öncesinde kendisini göstermişti. O günlerin kampanyalarının etkisiyle olayların kavranışı çok değiştiği halde, hâlâ her dört Amerikalı'dan biri, Irak'ın Amerikan askerlerine kimyasal silâhla mukabele ettiğine inanıyor... Ancak, ABD başkanı George W. Bush'un inanılırlığında ciddi sarsılmalar yaşanmaya başladı. Sık aralıklarla tekrarlanan ABC/Washington Post kamuoyu yoklamasının sonucunda hızlı bir güven kaybı söz konusu. Nisan sonunda "Savaş kan dökmeye değerdi" diyenlerin oranı yüzde 70 iken, son yoklamada bu oran yüzde 64'e geriledi. Bir önceki yoklamada "Bush Irak konusunda doğruyu yaptı" diyenler yüzde 75'i bulurken, bu oran da şimde yüzde 67'e düştü. Irak'tan cenazelerin gelmeye başlaması da Amerikalılar üzerinde etkisini yeni yeni hissettiriyor. Ölü ve yaralı sayısının artmasını "kabul edilemez" bulunanlar, bir önceki araştırmada sadece yüzde 28'lik bir grup oluştururken, bu oran şimdilerde 16 puan birden artmış görünüyor. "Kabul edilebilir" bulanların oranı ise, yüzde 66'dan yüzde 51'e gerilemiş durumda. Amerikalılar'ın yöneticilerine kolay inanma özelliği kendisini en fazla Irak'ta bir türlü bulunamayan kitle imha silâhları konusunda hissettiriyor. Demokratlar,"Bush ve yakın çevresi savaşa gitmek için tehdidi abarttı" kanaatini taşısalar bile, halkın genelinin Bush'a bakışı fazla değişmedi. Ancak, yine de, tablolara bakıldığında, halkın zihninde "Acaba?" sorusunun yerleşmeye yüz tuttuğu fark edilebiliyor... Bush ve yakın çevresi Amerikalılar'ın özelliği sayesinde yavaşça yıpranırken Irak savaşına en büyük desteği veren İngiltere başbakanı Tony Blair ve etrafındakilerin imajı bayağı olumsuz etkileniyor. ABD'de yukarıda alıntıladığım ABC/Washington Post araştırmasının paraleli, İngiltere'de Guardian/ICM tarafından yapılıyor. Araştırmanın sonuçları her iktidarın korkulu rüyasının İşçi Partisi hükümetinin başına gelmekte olduğuna işaret ediyor. Blair'in popülerlik puanı bir önceki ay 12 iken haziranda 4'e düşmüş durumda; bu, 2.5 yıl önce yaşanan petrol krizinden beri en düşük oran. İşçi Partisi ile rakibi Muhafazakâr Parti arasındaki fark da giderek kapanıyor; Guardian/ICM kamuoyu yoklamasına bakıldığında, geçen ay 12 puan önünde görünen Blair'in İşçi Partisi bu ay rakibine sadece dört puanlık bir üstünlüğe sahip. Bu da 2000 yılından bu yana görülen en az fark. Hem ABD'de hem de İngiltere kamuoyunda meydana gelen eğitim farklılıklarının siyasî yansımaları elbette olacaktır. Irak'tan sonra başka ülkelere dönük operasyon niyetleri konusunda Washington'daki "savaş lobisi" daha ihtiyatlı davranmak zorunda. 2004 Kasımında yapılacak başkanlık seçimleri öncesinde, sözgelimi İran'a operasyon düzenlemek isterse, "savaş lobisi" İngiltere'yi yanında hazırolda görmeyebilir... Bu tablo, Ak Parti hükümetinin, önceki günden itibaren gündeme giren ABD'ye İncirlik'i en geniş biçimiyle kullandırma ve Türkiye'yi bir geçiş noktası haline getirme kararını gölgeliyor. Türkiye, itibarının zirvesinde şu anda; savaşta ABD'nin yanında hazırola geçmemesinin yararını görüyor; bu yeni kararın imaj zedeleme ihtimali büyük. ABD ve İngiliz halklarının yavaşça kendilerini arkasında çekmeye başladıkları şahinlerin "emperyal" heveslerini canlı tutacak girişimlerden Türkiye geri durmalı. Türkiye, işgal altındaki Irak'a dönük yeniden yapılanma çalışmalarının içinde yer alabilir; sivil inisiyatiflerde önderliği eline alabilir. Irak halkını rahatlatacak inşa faaliyetine destek çıkabilir. Türkiye'nin savaş sonrası Irak'ta BM çerçevesinde, üstlenebileceği pek çok görev var, ancak bunların hiçbiri askerî kapsamda olamaz. Ak Parti hükümeti, ABD ve İngiltere'de halkın nabzını kamuoyu araştırmalarını herhalde yakından izliyordur.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |