AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Allah affetsin, dedikodu yaptık

Çok değil, ben diyeyim üç gün, siz deyin beş gün önce (dörtte anlaşalım) bir arkadaşın ziyaretçisi gelmişti. Uzaktan akraba da oluyorlarmış galiba.

Mecburen bir arada oturduk.

Her ikimizin de yetiştirmesi gereken, hemen hemen su batmanı tamamlanmış birer yazısı var fakat uzaktan akraba, hiç zorlanmadan, uzun uzun konuşacak birşeyler buluyor.

Sanki Meclis reisi "Muvazenei Maliye Encümeni Mazbatası hakkında söz isteyen var mı?" diye sormuş da, o da Karesi vekili Vehbi Bey gibi söz almış anlatıyor...

Karşısına Mahmut Celal Bey çıksa azarlayacak hani.

Geyik muhabbetini bu derece ciddiyetle deruhte eden az bulunur azizim.

Havadan sudan açılan sözün beli kırıldı, enflasyondan hükümetten çıktı.

Arada askerliğin kısalması, yolsuzluğun üzerine gidilmesi, minibüs şoförlerinin durumu, belgesellerden aklında kaldığı kadarıyla kertenkelelerin hayat felsefeleri, mevsimlerin değişmesi, küresel ısınma vs.

Ayıptır söylemesi, o gittikten sonra, yani arkasından dedikodusunu yaptık.

Allah affetsin.

"Adı neydi bu arkadaşın?" diye sordum, "Bâkî" dedi bizimki.

Dayanamadım, ağzımdan şöyle bir lakırdı çıkmış bulundu:

- Adı Bâkî ama, kendisi fuzûlî...

DIŞARIDA YEMEK

Ev hanımlarının her gün yemek yapmaktan bunaldıklarını, bazı günler mutfağa uğramadan akşamı ettiklerinde, yemeği dışarıda yemek fikrini ortaya attıklarını, kabul görmesi halinde bütçeye uygun bir lokantaya gidildiğini söylersek, yeni bir iddiada bulunmuş sayılmayız herhalde. Keza, kadınları yemek yapmamaya özendirdiğimiz de düşünülmez.

Eski köye yeni âdet getirmek de mevzubahis değil şu satırlarda.

Yeter ki şartlar uygun olsun.

Yeter ki "avşama babey gelende" böyle bir teklif abes kaçmasın.

Mesela bir dağ köyünde yemek yapmayan bir kadın "Bu akşam da dışarıda yiyelim" diyebilir mi?

Der belki.

Ama o takdirde dışarıda yenen yemek değil, kötek olabilir Allah korusun.

Bir de kalabalık personeli olan işyerlerinde her gün iki-üç yüz kişiye yemek hazırlayan aşçıları düşünelim, yeri gelmişken âdet olduğu üzre.

Yemek saatinde millet yemekhanenin kapısına dayandığında, aşçı, yüzüne en masum tebessümünü takınıp şöyle dese nasıl olur?

- Bugün de dışarıda yiyelim. Canım yemek yapmak istemedi.

DEREYİ GÖRMEDEN...

A - Ayakkabıları çıkarma.
B - Çorapları çıkarma.
C - Paçaları sıvama.
D - Gördüm deme.

YENİ MEGAN

Reno'nun yeni Megan'ı iyi hoş görünüyor da bir mesele var.
İndikten sonra uzunca zıplayarak gitmek, zor olsa gerek.

NE YAZMALI

Gazetemizin Yüksek Argümantasyon Merkezi üyelerinden Sorumlu Yazıişleri Müdürüne sorduk, "Bugün ne yazalım Ali Bey?"

İşte gelen cevap:

- Beni yaz, kendini yaz, her şeyi yaz.


26 Haziran 2003
Perşembe
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED