AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Hepimiz bir anda zengin olabiliriz

Bir kelimeyi peşpeşe çok tekrar ederseniz, giderek anlamını yitirir.

Galiba yolsuzluk kelimesi de öyle oldu.

En kötüsü de iş "Olur böyle şeyler"e kadar vardı.

Çoğu vatandaşımızın işin vahametini tam olarak bildiğini sanmıyorum.

Şimdi ben batık bankaların Türkiye'ye 55,5 milyar dolara mal olduğunu yazdığımda, bu paranın büyüklüğünü kaç kişi kafasında canlandırabiliyor ki.

Oysa bu rakam aynen gerçek ve çok büyük.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in talimatı üzerine harekete geçen Devlet Denetleme Kurulu, 1994 yılından bu yana bankacılık sektörünün Türk ekonomisine 55,5 milyar dolara mal olduğunu saptamış.

Bu paranın büyüklüğünü anlatmak için şu örnekleri vereyim:

  • Türkiye'nin milli geliri son istatistiklere göre 180 milyar dolar dolayında.

  • 55 milyar dolar demek ki ülkenin tüm gelirinin yüzde 30'dan fazlasına eşit.

  • Eğer bu parayı yatırıma dönüştürsek Türkiye yüzde 30 oranında kalkınabilirdi.

  • Bu da kişi başına milli gelirimizi 800 dolara yakın artırırdı.

  • Eğer bu parayı dağıtsak aile başına 4 bin dolara yakın para düşerdi.

    Şimdi bir daha düşünün.

    Yolsuzluk aslında sanıldığından daha önemli mi değil mi?

    Yerli turist birden kıymete bindi

    Irak Savaşı bitince "Türk turizmi şimdiden sonra canlanacak" dendi. "Rezervasyonlar hızlandı" haberleri çıktı..

    "Bu yıl rekor düzeyde turist bekliyoruz" müjdesi verildi.

    Edilmemiş son lafa geliyorum: Hüsran..

    Nisandan sonra, mayıs ayında da Türkiye'ye gelen yabancı sayısı geçen yılın aynı ayına göre geriledi.

    DİE istatistiklerine göre, mayıs ayında turist sayısındaki azalma yüzde 14.

    Ocak-mayıs dönemini alırsak bu oran yüzde 12.3

    En kötüsü de mayıs ayında Avrupa'dan gelen turist sayısında yüzde 21.3 gibi çok yüksek bir oranda gerileme olması.

    Geçen yılın mayısına göre ülkemize 185 bin 744 yabancı daha az gelmiş.

    Alman turist sayısındaki azalma 94 bini buluyor. Fransız turist sayısındaki eksilme 21 bin.

    Zaten gazetelere bakınca durum anlaşılıyor. Sayfalar turizm ilanları ile dolu.

    Büyük oteller, acentalar yerli turist peşine düşmüşler.

    Niçin böyle oldu?

    Avrupa şu sıralarda ekonomik durgunluk ile boğuşuyor. Gelirler düştü. İşsizlik arttı.

    Neticesi Avrupalı'nın gezecek hali yok.

    Bir de Türk Lirası karşısında değerlenen dolar ülkemizin cazibesini azalttı.

    Tecrübeli turizmciler mutlaka biliyordur. Benim lafım, genç ve deneyimsiz olanlara:

    -Turizmde projeksiyonunuzu yaparken sadece demeçlerin etkisinde kalmayın. Dış ekonomik gelişmeleri de yakından izleyin.

    Yoksa patladı, patlayacak şarkılarına aldanarak yanlış hesap yaparsınız.

    Yaz daha yeni başlıyor, umudunuzu koruyun.

    Otoyolun metresi 108 milyar lira

    Osmanlı'nın son döneminde Anadolu'da pek yol yapılmadı.

    Gerekçelerden biri de şuydu:

    -Efendim yol yaparsak, düşman topraklarımıza kolay girer.

    Abdülhamit zamanında, dağlarımız ve yollarımızla ilgili bilgiler düşmanın eline geçer diye okullarda coğrafya okutulmamıştı.

    Sonuçta:

    Cumhuriyet, yola hasret bir toplum devraldı.

    1950 yılında büyük bir çoğunlukla iktidara gelen Demokrat Parti'nin en büyük vaatleri arasında yol yapma vardı.

    Daha sonra Süleyman Demirel aynı temayı işledi. Başarılı da oldu.

    Yol vaadi her zaman oy getirdi.

    Ama, 1980'lere gelindiğinde hâlâ Türkiye'nin doğru düzgün yolu yoktu. Otoyol nedir bilinmiyordu.

    Özal iktidara gelince bu alanda atılıma geçti.

    1985 yılında ülkemizde sadece 85 kilometre otoyol vardı. 1990'a gelindiğinde 1000 kilometreyi geçti.

    Bugün otoyolların toplam uzunluğu 1851 kilometreyi buluyor.

    450 kilometrelik otoyol yapım aşamasında.

    (Bu yollardan zamanında çok da yolsuzluk çıktı.)

    AK Parti de seçim meydanlarında bol bol yol vaadinde bulundu. İktidara geldikten sonra bu konuda adımlar da attı.

    Ancak, yol yapma para ve zaman demek. Özellikle otyolllar çok para yutuyor.

    Bu zamana kadar yapılan 1851 kilometrelik otoyol için 14 milyar dolar harcanmış.

    Yani bu yolların kilometresi bize 75 milyon 600 bin dolara mal olmuş.

    Bugünkü kurla hesap edersek bir kilometre otoyolun Türk Lirası karşılığı 108 trilyon lira.

    Demek ki metresi 108 milyar lira.

    Çok büyük para.

    Kaynaklar sınırlı olunca, yol işi de ağır aksak yürüyebiliyor. Örneğin Karadeniz sahil yolu 20 yıldır bitmedi.

    Bir de şu var:

    Yola harcanan paralar, dış borç, bütçe açığı ve enflasyon olarak geri dönüyor.

    Özal döneminde dış borçların artması, enflasyonun tekrar tırmanışa geçmesi otoyol yapımlarına bağlanır.

    Bu hükümeti de aynı tehlike bekliyor.

    Çünkü otoyol yapımını hızlandırırken, 1500 kilometrelik duble yolu da bu yılın sonuna kadar bitirme iddiasındalar.

    Yolları açık olsun.


  • 26 Haziran 2003
    Perşembe
     
    ŞEMSİ YÜCEL


    Künye
    Temsilcilikler
    AboneFormu
    MesajFormu

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED