ÖMER ÇAKKAL
Özellikle Anadolu'da her kesimden dinleyicisi bulunan Hasan Cihat Örter, Türk Müziği'ne bakışını büyük oranda hocası Antoni Domestic'in belirlediğini söylüyor: "Hocam bir keresinde bana, 'Evladım sen istediğin kadar Bach ya da Mozart çal. Onlara bir şeyi kabul ettirebilmen için, kendi müziğini yapmak zorundasın' demişti. İşte bu sözler benim müzik felsefemi özetleyen cümleler. Türk Müziği, çok büyük bir sermayeye ve anlatım tekniğine sahip. Müziğimiz, aynı zamanda derin ve bir o kadar zor bir geleneğe dayanıyor. Bunun yeni nesillere aktarılması yolunda konservatuarlara büyük görev düşüyor."

Birçok kişinin 'gitarla dans eden adam' olarak tanıdığı Hasan Cihat Örter, Türk müziğinin kalitesini yükseltmek için uğraşan sanatçıların başında geliyor. "Aşk ve Hüzün" adında yeni bir çıkaran ve geçtiğimiz haftalarda Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda verdiği konserde de ağırlıklı olarak bunun üzerinde duran Örter, "Ne yapıp yapıp, bu magazin kültürünun etkisini, Türk Müziği'nin üzerinden kaldırmalıyız" diyor. Bizi, Üsküdar Salacak'taki çatı katı evinde misafir eden usta gitarist, popülüst yaklaşımların Türk Müziği'ni bir çıkmazın eşiğine getirdiği görüşünde. "Halka ne verirseniz onu alıyor. Ama Türk halkı kaliteli müziği kalitesizden ayırmayı biliyor" diyen Örter, kültüre önem veren ülkelerin tarih boyunca lider ülkeler olduğunu ifade etti. Osmanlı Devleti'nin yakaladığı güç ve medeniyete, bugün Amerika'nın bile ulaşamadığını belirten usta gitarist, "Suyun başını tutan insanlar, Hasan Cihat Örter, Tuluyhan Uğurlu, Özdemir Erdoğan gibi isimler bu toplumun önünde olacak derseler, magazinin öncülüğündeki bu hava dağılır" dedi. Şimdiye kadar ki uygulamanın bunun tersi olduğunu ifade eden sanatçı, çok istediği halde Japonya'da düzenlenen Türk Günleri'ne davet edilmemesinin bunun son örneği olduğunu kaydetti.

Boğaz'da gitar mı kırayım?

Magazinin etrafı dumana boğduğu bir ortamda kendi sözlerinin "buza yazılan yazılar" gibi etkisiz kaldığını kaydeden usta gitarist, "Rahmetli Çinuçen Tanrıkorur ve Yıldırım Gürses neler anlatmadı ki bu topluma? Ama sesimiz duyulmuyor. Yavuz Çetin öğrencimdi. Dayanamadı bu duruma, intihar etti. Allah'ın yarattığı cana kıymanın günah olduğunu bilmeseydim belki ben de aynı şeyi yapardım" dedi.

Ülkemizden daha geri kalmış ülkelerde bile sanatın bu kadar geride olmadığını savunan Örter, toplumun duyarsızlığına dikkat çekti. "Daha çok insana ulaşmak için, bazen kendimi parçalıyorum. Ne yapmam lazım? Ey insanlar, gittiğiniz yol çıkmaz sokak. Magazin bir toplumun köküne kibrit suyu dökmektir diyebilmek için Boğaz Köprüsü'nde gitar mı kırmam lazım? Yoksa Taksim'de soyunmam mı gerekiyor? Eğer benim gibi dünyaya malolmuş sanatçılar bu sıkıntıları artık çekmeyeceklerse ben ölmeye hazırım" diyen Örter, her şeye rağmen birgün herşeyin düzeleceği görüşünde.

Bağdat'ta 'kalkan konser' yapalım

Amerika'nın savaş hazırlıklarına da değinen Hasan Cihat Örter "Ben de canlı kalkan olmak istiyorum. Organizatör bulunursa tüm dünyadan müzisyenlerle birlikte Bağdat'ta büyük bir konsere imza atmak isterim" diyor.