AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Vergisiz bütçe olmaz

Türkiye, yeni iktisadi güzellikleri yakalamak ve bütçesine yansıtmak için çok çaba göstermek zorunda. Çünkü 1990'lı yılların sonlarında başlayıp giderek yükselen iktisadi krizin faturasını henüz ödeyebilmiş değil. Ayrıca savaş ekonomisi benzeri farklı bir kriz konjonktürü de yaşamaya başladık. Ekonomisi istikrar kazanmış bir ülkenin bütçesinde risk yükü fazla kaynakları kullanmama imkanı varken, Türkiye'nin henüz istikrarı gerçekleştirememiş ekonomisi içerisinde kriz şartlarından kurtuluşun kaynak yapısını oluşturmak için, tahammülü zor da olsa, yeni vergi koyma zarureti doğmuştur. Maliye Bakanı Unakıtan'ın belirttiği gibi, ekonomik ve mali açıdan her türlü senaryoya hazırlıklı olmak gerekiyor. Bu anlamda Bütçe de krizden en az etkilenecek şekilde hazırlanmalıdır. Bu ilkeyi yıllardır izlemeye gayret ediyoruz, tıpkı 2003 bütçesinde olduğu gibi. Unakıtan, 2003 mali yılı bütçesinin TBMM'ye sunulması nedeniyle düzenlediği basın toplantısında, tasarruf ve gelir artırıcı tedbirlere değinirken, "bu yıl ödenecek emlak vergisi ve motorlu taşıt vergisi kadar ek emlak ve ek motorlu taşıt vergisi almamız zarureti hasıl olmuştur. Sözkonusu vergiler, bir defaya mahsus alınacak" dedi. Böylece vergisiz bütçenin olamayacağı bir defa daha açığa çıkmış oldu. Çünkü kalkınma yolundaki bir ülke olarak Türkiye, ya mevcut vergilerin mükellef sayısını artırarak ya da yeni vergi kaynakları bularak vergi tahsilatını artırmak zorundadır.

Türkiye için 70 milyonluk nüfusun geçimini temin etmek kadar, refah düzeyini yükseltmek de kaçınılmaz bir hedef, şüphesiz. Bütçe hedefleri itibariyle 2003 yılına dönük temel ekonomik büyüklükler; büyüme oranı yüzde 5, GSMH deflatörü yüzde 24.4, TEFE yıllık ortalama yüzde 25.2, TEFE yılsonu yüzde 17.4, TÜFE yıllık ortalama yüzde 27.7, TÜFE yılsonu yüzde 20, gayrısafi milli hasıla (GSMH) 354.6 katrilyon lira, ihracat 39.2 milyar dolar, ithalat 54.7 milyar dolar olarak belirlenmiş bulunuyor. Bu rakamların değerlendirilmesi, herbiri ayrı bir yazı konusu olacak kadar önemli. Ancak şu kadarını söyleyelim ki, henüz hayallerimizi süsleyecek olumlu büyüklüklere ulaşamıyoruz. GSMH'nın 500 katrilyon liraya, ihracatın asgari 100 milyar dolara yükseldiği bir süreci, hemen 2003 ve 2004'te yaşamak isterdik doğrusu. Tabii ki bu sürece girmenin tek yolu var, üretim seviyesini ve fertbaşına düşen üretimi yükseltmek. Çünkü fertbaşına üretimi düşük bireylerden şehirli ve gelişmiş toplum oluşturulamaz.

Nitekim Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, 2003 yılı konsolide bütçe büyüklüğünü 146.9 katrilyon lira, bütçede bütçe giderlerini 146.9 katrilyon lira, bütçe gelirleri 100.8 katrilyon lira, bütçe açığını 46.5 katrilyon lira olarak açıklamıştır. Bakanın basın toplantısında verdiği bilgilere göre, bütçe ödeneklerinin harcama alanlarına göre dağılımı şöyle: 2003 yılında personel giderleri 29.5 katrilyon lira; diğer cari giderler 9.3 katrilyon lira; yatırım giderleri 9 katrilyon lira ve transferler de 99.1 katrilyon lira olarak tespit edilmiştir. Bütçenin harcama alanları kalemleri, transfer ödenekleri içinde faiz ödemeleri için 65.5 katrilyon lira, sosyal güvenlik kuruluşları için 14.9 katrilyon lira, vergi iadeleri için 6.8 katrilyon lira olmuştur. Bakan Unakıtan, bütçe gelir tahminlerine ilişkin rakamları ise şöyle açıklamıştır: "2003 yılında vergi gelirleri 85.9 katrilyon lira, vergi dışı normal gelirler 10.3 katrilyon lira, özel gelir ve fonlar 4.1 katrilyon lira, katma bütçe gelirlerinin 425 trilyon lira olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. 2003 yılı konsolide bütçesinde yer alan 146 katrilyon 910 trilyon liralık ödenekten, 1 katrilyon 281 trilyon lira kesinti yapılmaktadır. Geriye kalan 145 katrilyon 629 trilyon liralık ödeneğin ise 144.8 katrilyon lirası harcamaya dönüşecektir. Bu durumda bütçe giderlerinin GSMH'ye oranı yüzde 40.8, bütçe gelirlerinin GSMH'ye oranı yüzde 28.4, bütçe açığının GSMH'ye oranı ise yüzde 12.4 olarak tespit edildi."

Kamu mali disiplinini sağlamak ve faiz yükünü azaltmak amaçlı bir ekonomik yapılanmayı üretmeye çalışacak olan 2003 Bütçesi, iç-dış politik ve ekonomik konjonktürün lehimize çevrilmesi bakımından büyük bir önem taşımakta; bu konuda herkese ve her kesime görev düşmektedir. Bireylerinin üretim ve dışsatım kapasitelerini yükseltebilen ve vergiyi de bu sağlıklı yapı üzerine kurabilen bir ekonomiye bir an önce ulaşmaya çalışmalı ve bunu mutlaka başarmalıyız. Ancak bu takdirde dış ve iç dinamikler yönünden istikrarı yakalama şansına ulaşabiliriz.

Not: Okuyucularımızın bütün sorularına gazete sayfasında cevap veremiyorum. Mail ile soru gönderiminde okuyucu mail adreslerinin metin içine veya sonuna açık olarak yazılmasını istirham ediyorum.


6 Mart 2003
Perşembe
 
TAHSİN SINAV


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED