AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Şehirlerin sultanı

Mekke gibi, insanlık tarihinin sıfır noktasına kadar giden şehirleri olmayan medeniyetlerin metafizik derinliği olmaz. Toplumlara misyon yükleyen ve vizyon kazandıran şehirler, modeniyetlerinin duvarsız ve kapısız açık üniversiteleridir. Kutlu şehirlerini koruyamayan medeniyetler, canlılıklarını koruyamazlar. İslam medeniyetlerinin ruh kazandırdığı bütün şehirlerin anası Mekke'dir.

Mekke'nin tarihi, bütün insanlığın atası, ilk insan, ilk peygamber Hz. Adem'e kadar uzanır. Mekke'ye yapılan bir yolculuk, aslında tarihin başlangıcına yeniden bir dönüş olduğu gibi, ilkinden sonuncusuna kadar bütün peygamberlere de yapılmış bir ziyarettir. Peygamberlerin tarihi, insanlığın ekonomik, siyasal ve kültürel tarihidir. Mekke'yle barış içinde olmak, tarih, kültür ve coğrafyayla uyum ve düzen içinde yaşamak demektir.

Geçen Perşembe akşamı, STV'de Rıdvan Kızıltepe ile Selman Kuzu'nun sunduğu "ufuk ötesi" programında Hac'tan yeni dönen Prof. Dr. Ümit Meriç'le birlikte Hac'cın ekonomik, sosyal ve kültürel boyutlarını konuştuk. Sunucuların soru ve katkılarıyla "Şehirlerin Sultanı" Mekke'nin Müslüman toplumların, ekonomik yapısı ve kültürel dokusundaki yeri ve önemi bütün ayrıntılarıyla ele alındı.

Dünyada Mekke'nin ışığının ulaşmadığı hiçbir şehir yoktur. Müslümanlar, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasınlar "ufuk ötesi"nde Kabe'yi görürler. Çünkü Müslümanlar yüzlerini Kabe'ye dönerek günde beş defa namaz kılarlar. Onlar Mekke'nin çevresinde günde beş defa ezanla açılan büyük bir çiçeğe benzerler. Sınırları aşan bu "global çiçek"in merkezinde Kabe vardır.

Kabe yeryüzünün Cennet'e Cennet'in de yeryüzüne açılan kapısıdır. Meriç'in konuşmasında vurguladığı gibi, Hac'ta yüzbinlerce insanla birlikte, Tavaf yapmadan sıfır ile sonsuzun nasıl içiçe olduğunu algılamak mümkün değildir. Kabe Allah'ın evi, doğrunun tek ve değişmez olduğunun simgesi, görünen dünya ile görünmeyen dünyanın ara kesitidir. O ilk defa melekler, sonra Hz. Adem, ardından Hz.İbrahim en son da Hz. Muhammed tarafından inşa edilmiştir. O zamanla yaşıttır.

Kabe'de zaman donacak kadar güzeldir. Onu ilk görende, güzelliği ve yalımlığıyla sevgi ve saygı uyandırır. Onun çevresinde, her renk, her ırk ve her dilden insanı çeken çok güçlü bir manyetik alan vardır. O alan içinde kan dökülmez, hayvanlar öldürülmez, ağaçlar kesilmez ve bitkiler koparılmaz. Kabe'nin sağladığı barış ve hoşgörü ortamında dünyanın neresinden gelirse gelsin hiçkimse güçlük ve yabancılık çekmez. Herkes evine gelmiştir.

Hac çok boyutlu bir ibadet olarak, İslam'ın beş şartından biridir. Bu yüzden de her Müslüman ömründe en az bir defa ihrama girmeli. Kabe'yi tavaf etmek, Sefa ile Merve arasında say yapmak, Arafat'ta duaya durmak, Müzdelife'de taş toplamak, Mina'da şeytan taşlamak ve Mekke'de kurban kesmek zorundadır. Doğu ve Batı gibi, Güney ve Kuzey de Allah'ındır. Yeryüzü bütün Müslümanlar'a mescit kılınmıştır. Ancak bütün mescitler gücünü Kabe'den alırlar ve yönleri O'na dönüktür.

Kur'an'ın ilk ayeti "oku"dur.
Okumasını bilmeyenler Mekke'nin misyonunun bilincine varamazlar.
Mekke şehirlerin anasıdır.
Mekke'siz bütün şehirler öksüzdür.


16 Mart 2003
Pazar
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED