AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Ültimatom gibi ve tehditvari mesajlar

Nihayet halkın istediği oldu ve iktidar olan partinin genel başkanının önündeki engel kalktı. AK Parti Genel Başkanı 59. hükümeti kurdu. Hiçbir inandırıcılığı bulunmayan gerekçelerle önüne çıkarılan engeller onu daha da büyüttü ve bir halk kahramanı yaptı. Halk son seçimde onun adına oy verdi. AK Parti'yi onun için iktidara taşıdı. Elbette başka etkenler de vardı ama motor gücünü o oluşturuyordu.

Nihayet sular normal mecraına döndü ve artık ülkemizdeki normalleşme süreci de ivme kazandı. Ak Parti Genel Başkanı'nın Başbakanlığı bu normalleşmenin en güçlü belirtisidir.

Genel Başkan'ın hükümetini açıklamadan önce medyanın 4 gündür ilan ettiği ve aslında AK Parti içinde bir çekişmeyi hedeflediği kabine listeleri de asılsız çıkınca süngüleri düştü.

Bekliyorlardı ki kabinede köklü değişiklikler olsun böylece AK Parti'ye saldırabilecekleri bir açık bulsunlar sonra da verip veriştirsinler.

"Yukarı mahallede bir yalan uydurup aşağı mahallede kendisinin de inanması" misali kendi yayınladıkları ve sonra inandıkları muhtemel yeni kabine üzerine yorumlar bile yaptılar. "4 ay önce Gül ile kafa kafaya verip bakanları belirleyen RTE" diye yazılar döktürmeye başladılar. Daha da ileri gittiler Çankaya yeni isimleri incelemeye alır öyle her ismi atamaz gibi kehanetlerde bulunmaya çalıştılar. Parti içi dengelerden dem vurarak dengelerin sarsılacağını hesap edip ellerini oğuşturmaya başladılar.

Amma, Genel Başkan bir kez daha devlet adamı olduğunu gösterdi ve medyanın yönlendirmelerine kulak asmayarak, adeta onları tiye alırcasına 58. hükümet kabinesiyle yola devam dedi.

Bence en uygun olanı yaptı. Kabine dışında kalanlar da keşke devam etseydi diyebiliriz ama bakanlık tenkisatından kaynaklandığı için bu da önceden deklare edildiği için normal karşılandı.

Genel Başkan, seçimler öncesinde Türkiye halkının kahramanıydı. Şimdi ise dünya kahramanı olma yolundadır. Bunları yazarken kimse yalakalık yaptığımı zannetmesin. Gördüğüm fotoğrafı okumaya çalışıyorum. Bugüne kadar bu köşeden yaptığım okumalarda pek yanılmadığımı dikkatli okurlar çok iyi bilirler.

Evet bir yandan ülkede normalleşme süreci tamamlanırken öte yandan geçen yazımda söylediğim gibi anormal gelişmelerle karşı karşıya geliyoruz ve normal süreci yine menfi yönde etkileyecek gelişmeler yaşıyoruz.

Genel Başkan'ın Başbakanlığı, güneyimizde çıkması kuvvetle muhtemel bir kirli savaşın arefesine denk geldi. Bu denklemin onun bölge kahramanlığının da önünü açtığına işaret etmek istiyorum.

Bu savaşta 59. hükümetin koyacağı tavır, hükümeti, Meclis'i dolayısıyla Türkiye'yi güçlendireceği ve genel başkanı efsaneye dönüştüreceği gibi tam tersi istikamette de tarihe geçirebilir.

Ben Meclisimiz'in, hükümetimizin dolayısıyla ülkemizin güçleneceği ve Genel Başkanımız'ın tarihe geçen efsaneler arasına girebileceği ihtimalini daha güçlü görüyorum. İkincisini düşünmek bile istemiyorum.

ABD yetkililerinin ültimatom gibi mektuplarını ve mesajlarını hiç de aceleye getirmeden temkinli bir şekilde karşılayan ve cevap veren Genel Başkan'ın savaşa engel olma düşüncesini eyleme yansıttığını düşünüyorum.

ABD yetkililerinin "Bize hava sahasını açın, Kuzey ırak'a yalnız girmeyin. Bir an önce tezkereyi geçirin. Sizi son kez uyarıyoruz" kabilinden uluslararası nezaket kurallarına aykırı tehditvari mesajlarına karşı Genel Başkan'ın direndiğini hissediyorum.

Eğer ABD'nin Türkiye'yi bu kirli savaşa bulaştırma çabalarına rağmen bu direniş sürdürülür de bu savaş önlenirse işte o zaman Türkiye dünyaya örnek bir ülke, Başbakan da efsane bir lider olur.

ABD Irak'ta 25 yıl kalacağını açıklayarak resmen işgal edeceğini duyurmuş oldu. Hele sabık Genelkurmay Başkanımız Org. Kıvrıkoğlu'nun Star Gazetesi yazarı Fatih Çekirge'ye yaptığı bazı açıklamalar var ki altının kalın çizgilerle çizilmesi gerekir.

Diyor ki Sayın Kıvrıkoğllu:

"ABD hegemonyal bir yapı kurmak istiyor. Bana göre, Irak'a yapacağı harekatı bitirdiğinde, orayı içinde birçok 'İncirlik'ler bulunan büyük bir üs haline getirecek. Ve bu üssü 'asıl büyük harekat ve amaç' için kullanacak.

Bana göre ABD, Afganistan'ı kontrol altına aldı. Irak'ı üs haline getirdikten sonra Afganistan'a kadar olan eksen üzerinde yer alan bütün alanı kontrol etmeyi planlıyor. Bunun içinde elbette İran da var..

ABD, bu işi yıllar önce planlamış. Bakın 10 sene önce Irak'ın kuzeyinde bir Çekiç Güç uygulaması başlattı. Bugün o Çekiç Güç sayesinde orada bir fiili Kürt devleti oluşturuldu. O bölgeye yüzlerce Batılı sivil kuruluşlar (NGO) getirtildi. Ama o gelen kuruluşların hiçbiri, o bölgedeki Türkmenler'e bir kuruş yardım yapmadı. Bütün yardım, bölgedeki Kürt kökenli insanlara yapıldı. Bu bile bugün gelinen noktayı ortaya koymaktadır.

Bu harekat Irak'tan Afganistan'a kadar olan alandaki büyük enerji kaynaklarını hedeflemektedir. Bu bana göre çok açık bir durumdur...

Bakın ABD'nin milli hasılası 10 trilyon dolar civarındadır. Avrupa Birliği'nin ise giderek ekonomisi güçlendi, 8 trilyon dolara kadar yükseldi. ABD, Avrupa Birliği'nin kendisini bu şekilde yakalamasına ve karşısında rakip olmasına göz yummak istemiyor. Bunun için Avrupa Birliği'nde olmayan en önemli farkı yani silahlı gücünü kullanarak, dünyanın enerji kaynaklarına doğru bir harekat yapmayı planlıyor." (Star Gazetesi Fatih Çekirge 14.03.2003)

Bunların altının kalın çizgilerle çizilmesi gerekir, çünkü bunlar sıradan bir yorum değil geçen dönemde Türkiye Genelkurmayı'na riyaset etmiş en yetkili uzmanın serdettiği teknik fikirler.


16 Mart 2003
Pazar
 
Resul Tosun
RESUL TOSUN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED