AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Meğerse aynı zamanda milletvekiliymiş....

Telefondaki arkadaş sözünü tamamlayınca nasıl şaşırdım anlatamam... Söylediklerinin özeti şuydu: "Suat Kılıç'ın Vatan'da yayımlanan yazısını gözden geçirirken, müellifin AKP milletvekili olduğunu belirtmemenin özel bir nedeni mi var?"

Nasıl şaşırdım anlatamam; demek Vatan yazarı Suat Kılıç aynı zamanda AKP'den Samsun Milletvekili'ymiş de haberim yok... Şu işe bakın, biz de güya ülkenin kalem sahiplerini ve siyasetçilerini tanıdığımızı sanıp, Allahın her günü yazı karalamakla meşgulüz!

Çok şaşırdım doğrusu... Kronik Medya sayfamızda yer alan bu yazıyı doğrusu biraz da "laf olsun" diye yazmıştım. Vatan'ın genç yazarlarından Suat Kılıç, Star yazarı ve AKP milletvekili Ömer Çelik'in "resmi ideoloji"yi bir biçimde haklı çıkarmaya çalışan yazısından etkilenmiş ve ona destek çıkma kabilinden önümüzde duran bu "'Derin Devlet' ve 'resmi ideoloji'" başlıklı yazısını yayımlayıvermişti... Nitekim "Gençliktir, olur böyle şeyler!" diyerek vazgeçmeme az kalmıştı.

Ama gördüğünüz gibi artık işin rengi bayağı değişti. Vatan yazarı Suat Kılıç, genç olmasına genç ama aynı zamanda AKP'den Samsun Milletvekili. İşin rengi artık bayağı değişti, çünkü AKP'li bir milletvekilinin ne kadar genç olursa olsun, Kılıç'ın yaptığı gibi haddinden fazla "sisli bulvarlarda" bu derece rahat gezinmesi özel bir ilgiyi hak ediyor.

Söz konusu yazımda (meraklısı için: Kronik Medya arşivi, 14 Mayıs) Kılıç'ın yazısını epeyce uzun alıntılar yaparak gözden geçirdiğimden, bugün sadece birkaç hususun altını çizmekle yetineceğim:

Ne yani şimdi AKP milletvekili Kılıç, "Devlet varsa ruhu ve aklı da var" mı diyor?

Ne yani şimdi bir AKP milletvekili "içsel devlet" ("Derin Devlet" olarak anlayın) "Devlet'in ruhunu", "resmi ideoloji" ise "Devletin aklını oluşturuyor" mu diyor?

Ne yani şimdi bir AKP milletvekili "Programı olmayan parti ve eylem planı olmayan hükümetten ne farkı olur ideolojisi olmayan Devlet'in" mi diyor?

Ne yani şimdi bir AKP milletvekili "Bırakın resmi ideoloji ile çatışmayı ya da ona savaş açmayı, gerekip gerekmediğinden yola çıkarak varlığını tartışmayı bile ne kadar anlamsız buluyorum" mu diyor?

Ne yani şimdi bir AKP milletvekili "Derin Devlet"in nedenini "'devlette devamlılık' gereğince devam eden 'Devlet'e dair 'resmi ideoloji'yi de içine alan yaklaşımları, 'devletin genetik bilinci' olarak değişen iktidarlara aktarmak, değişen politik yapılara rağmen kalıtsal refleksleri korumak' şeklinde mi ilan ediyor? Resmi çizilen devletin adı sakın "total devlet" olmasın?

Kılıç'ın yazısında beni en çok şaşırtan cümlelerden birisi de şuydu: "Devlet yaşayan bir organizma"(!) Ne yalan söyleyeyim, ben bu tarifle karşılaşınca aklıma hemen şu soru geldi: "Adına Devlet denilen bu organizma acaba nasıl bir organizma?" Sorumun cevabını bulmaya çalışırken, aradan çok zaman geçtiği için bu "organizma"nın bugünkü şeklinin Hobbes'un "Leviathan"ına hiç benzemeyeceğine ve olsa olsa "deniz ürünleri" sınıfına giren bir "organizma" olacağına karar verdim! Çağrışım bu ya, ardından da hemen şu soru çıkageldi: "Karideslerin (yani "o organizma"nın!) nasıl pişmesini isterdiniz? Izgarada mı, tavada tereyağda mı, yoksa güveçte sebzeli mi?"

Madem iş artık mizaha vardı, o halde gelin Özdemir Asaf'ın "Devlet ve Ben" adlı şiirinin şu ikinci dörtlüğünü de hatırlayalım:

"Bir devlete benzetiyorum kendimi. / İçimdeki hükümetin gidişini anlamıyorum. / Yıllar ötesini düşünür düşünmez / Hemen mesud ve zengin oluyorum. / Nedense geçmiş günler unutuluyor. / Tarih kitabı gibi hatıra defterlerimi okuyorum."


17 Mayıs 2003
Cumartesi
 
KÜRŞAT BUMİN


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED