|

Seyyar A.Ş.

İstanbul'daki, kara kışı fırsata çevirmeyi bilen seyyar satıcılar bir şirket gibi çalıştı. AVM’ler adeta sinek avlarken, sokakta tezgahlar çok sıcaktı. Onlarca yiyecek satıcısını sollayan kestaneciler, 3 bin liralık kazançla son 10 günü açık ara önde bitirdi.

Orhan Orhun Ünal
04:00 - 23/02/2015 Pazartesi
Güncelleme: 11:51 - 23/02/2015 Pazartesi
Yeni Şafak
SERBEST PİYASA
İstanbul’da geçtiğimiz hafta etkili olan soğuk havayı fırsata çevirmeyi bilen sokak satıcılarının yüzü güldü. Sinek avlayan AVM’lere inat trafik ve metrobüs yoğunluğu sayesinde karlı günlerin gerçek kazananları oldular. Onlarca yiyecek satıcısını sollayan kestaneciler, 3 bin liralık kazançla son 10 günü açık ara önde bitirdi. Bizde sokağa çıktık, kara kışta birinin derdi diğerinin dermanı oluyormuş öğrendik.

GELİR 7 BİN LİRA KESTANE ŞAHANE

Artan kestane fiyatları yüzünden işlerinin düştüğünü anlatan Mehmet Yurda, soğuklarla, 50 gramı 5 lira olan kestanelerden günde 70 paket kadar sattığını anlatıyor. Yurda, “Şehirde hayat durunca insanlar evlerine gidemedi. Haliyle kestane, simite yöneldi, bizim de işler arttı” Sabah 11 gece 2 arasında İstiklal Caddesi’nde bekleyen Yurda, “Gelirim ayda 7 bin lira. Ama bunun 14 saat ayakta beklemek gibi bir bedeli var” diyor. 

SOĞUK SAYESİNDE 10 KİLO SATIŞ

Beyoğlu’nda kestane işi yapan Abdullah T., soğuk hava sayesinde işlerinin yüzde 50 arttığını biraz da şaşkınlıkla anlatıyor: “işler düşer dedik ama tam tersi oldu. Günde 6 kilo kestane satarken şimdi 10 kiloya çıktı.” Abdullah T. turistik bölgede olmanın keyfini sürerken, bu işe niyetlenenleri kibarca uyarıyor: “Heveslenmeyin işgaliyesi 500 lira ve  bakın her 100 metrede kestaneci var, tutunamazsınız.”

PAZARCILIK HEP KAZANÇLI

“Seyyar pazarcılık, işi bilen için kazançlıdır” diyen Hasan Umdu, aylık maliyeti listeliyor: "200 lira kömür parası, işgaliye 500, tuz 40, poşet ve kağıt 50, kestane 500-600 lira. İyi sezonda gelirim 7 bin 500 lirayı bulur. Ama bahsettiğimiz 4 ay içindir.” Umdu, kestanenin serbest piyasadaki son durumunu bildiriyor: “Bu yıl kestane cep yaktı, pazarda 15 lira. Bizim alış fiyatımız inanın kilosu 5 liraya kadar çıktı. Haliyle vatandaşlar el süremiyor. Asıl müşterimiz Arap turistler.” Beyoğlu civarındaki seyyar satıcıların en az yarısının kaçak çalıştığı ifade ediliyor. Çevre esnaf,  adım başı tezgah açan kestanecileri listenin başına yerleştiriyor. 

Aile şirketi işbaşında

Taksim'de 5 liradan atkı satan Hasan Kanat, “Mevsimi, talebi ve saati bileceksin. Arabada giysi, sandviç gibi ürünler hep yedekte bekler Yağmurda şemsiye, güneşte su piyasaya çıkar” sözleriyle kısaca havayı koklayacaksın mesajı veriyor. 

3 HANEYE GEÇİM

Kanat, bir 2 kardeşi ve oğluyla vardiyalı çalıştıklarını ve ayda 8 bin lira getiren tezgah sayesinde 3 aile geçindiğini belirterek, seyyar şirketinin geleceğini paylaşıyor: “Oğlumu yanımda getiriyorum,  işin incelikleri için. Okuyamazsa tezgahın başına geçsin.” Kanat, her sektörü bilmenin farklı taleplere göre zulada alternatif ürünler bulundurmanın bu işte hayat kurtardığını söylüyor.

Karlı havada kârlı işler

Karlı havaya aldırmadan tezgahını kapan İstanbul sokaklarına çıktı. Beyoğlu, Aksaray, Kadıköy ve Yenibosna gibi iş yoğunluğu olan semtlerde seyyar satıcılar ciddi gelir sağladı. Konuştuğumuz birçok esnaf, kestanecileri işaret ederek; günlük kazancın 300 lirayı bulduğunu söyledi. Hal böyle olunca, yollardaki vatandaşın yardımına yine 'Seyyar A.Ş.'  koştu.


Simide hücum

Aksaray’da simit satan Yıldırım Y., yoğun kar yağışı altında günlük 300’den fazla simit sattığını belirterek, “Vatandaş sıraya girdi. Ayda 2 bin lira kazanırken şubatta 4 bin lira kârım var.” diyor. Ahmet Tonguç ise bu soğukta sıcak mesajlar  veriyor: “Vatandaş restorana 30 lira vereceğine aldı 3 liradan sandviçini otobüsünü bekledi.”  Tonguç,  günlük maliyeti 75 lira olan 200 sandviçin normal günlerde üçte birinin sepette kaldığını ama kilitlenen İstanbul trafiği sayesinde tümünü bitirdiğini söylüyor ve noktayı koyuyor: “Ne tuhaf şehir, Allah İstanbul’dan razı olsun.”


Ağaçtan düşen birini görürseniz

Sokak satıcıları, arabayı kazançlı mevsimlere doğru çevirmişken, hemen haberini vereyim:  'İlk cemre düştü."  Karlı yolda düşmekten canına tak etmiş biri olarak, keyfimize diyecek yok hani. Planım  da hazır. Bulduğum ilk çayıra çimene oturup  güneşe sığınacağım. Muhtemelen bir şarkı tutturacağım.  74 model ‘Hoşgeldin Bahar’ şarkısını bile sonuna kadar dinleyebilirim. Kısacası, önümüzdeki haftalarda ağaç tepesine çıkan; hatta düşen mutlu birini görürseniz, dokunmayın, izin günümdür. Sevgili bahar!  Sen gel, hele bir gel...

#İstanbul
#soğuk hava
#sokak satıcıları
9 yıl önce