|

Zafer anne yemeğinin

Erkeklerin tekelinde olan restoran işletmeciliğine kadınlar, her gün rutin olarak yaptıkları anne yemeği ile savaş açtı. Ucuz ve sağlıklı beslenmek isteyen çalışan kesimin akın ettiği bu mekanlara talep yüzde 40, mekan sayısı da yüzde 200 arttı. Şirketlere toplu sipariş yetiştiremeyen girişimciler, ayda 10 bin lira kazanıyor. Sadece bir internet sitesinden yılda 150 bin porsiyon kuru fasulye sipariş edildiğini öğreniyoruz.

Yeni Şafak
04:00 - 10/10/2016 Pazartesi
Güncelleme: 10:27 - 10/10/2016 Pazartesi
Yeni Şafak

Ne fizyon ne Çin mutfağı ne de Amerikan burgeri, son yıllarda lokantacılık sektöründe ev yemeği rüzgarı esiyor. Talebi yüzde 40, kazancı yüzde 100 mekan sayısı da yüzde 200 artan ev yemeği girişimcisine ayda 10 bin lira net kar bırakıyor. Lüks restoranlar, 5 yıldızlı oteller, erkek girişimci ve aşçılardan sorulurken kadınlar, açtıkları küçük dükkanlar ile son dönemin en çok kazanan işlerinden birine imza atıyor. Özellikle çalışan kesim için ucuz ve sağlıklı bir tercih olunca, plaza ve iş merkezlerinin çevresi bu mekanlarla dolup taşıyor. Sulu yemek, pilav, cacık ve tatlı dörtlüsünün farklı çeşitleri 7 ila 20 lira arasında sunuluyor.



MALİYETİ 20 İLE 150 BİN LİRA ARASINDA


Elinizin lezzetine güveniyor, 3-5 masa ile ufak bir yer açayım diyorsanız ortalama 20-25 bin arasında bir maliyet söz konusu. 100 kişilik orta büyüklükteki bir dükkan için ise en az 100 ila 150 bin lira yatırım yapmalısınız. Genelde eş, dost, akraba şeklinde bir araya gelen kadınlar, hem patron hem aşçı hem de garson. Dükkan kirası, maliyet, vergiler derken konuştuğumuz kişiler, ayda 5 ila 10 bin lira arasında net gelir sağladıklarını söylüyor. Üstelik her gün rutin olarak yaptıkları bir işi şirkete dönüştürerek. Efendim o vakit, haydi buyurun sofraya sıcağı sıcağına soğutmadan. Bu haberin hepsi bitecek, tek bir kelime kalmayacak ona göre.







HERKES BU TARİFLERİN PEŞİNDE


Kazanç miktarı size biraz fazla gelebilir ancak işin püf noktası da burada. Hazır mısınız? Bizim girişimci anneler, aynı zamanda toptan siparişlere yönelmiş. Evlere servis hizmetinden bahsetmiyoruz, bildiğiniz toptan satış yöntemi. Piyasadaki ortalama kilo fiyatları, zeytinyağlı 30, etli yemek 50-60, tatlılar ise 20 lira civarında yapılıyor. Talep edenleri duyduğumuzda daha da şaşırıyoruz. Özel öğrenci yurtları, çalışan anneler, altın gününe sipariş verenler, bekarlar, öğrenciler kısacası herkes bu tarifin peşinde.


Yemeksepeti Pazarlama Direktörü Barış Sönmez'e sektörü sorduğumuzda, kayıtlı 11 bin restoranın yüzde 15'inin menüsünde ev yemekleri bulunduğunu öğreniyoruz. Sönmez, ev yemekleri siparişlerinin 2015'e göre yüzde 40'dan fazla arttığını söylüyor.







SİPARİŞLER YÜZDE 40 ARTTI


Sönmez'in anlattıklarıyla sohbetimiz iştah açısı bir hal alıyor: “En çok yenenler kuru fasulye, pilav, nohut, etli yaprak sarma ve ıspanak olarak sıralanıyor. Kullanıcılar 1 yılda ortalama 150 bin porsiyon kuru fasulye yiyor. Her iki kuru fasulye siparişinin birinde yanına pilav ve cacık da isteniyor. Ayrıca her 10 köfte siparişinin 3'ünde çorba ve pilav söyleniyor. Nerede olursak olalım, klasik menülerden vazgeçmiyoruz. Tıpkı aile sofralarımızda alıştığımız gibi ev yemeklerinin hakkını veriyoruz."







Elinin lezzetine güvenen için cazip iş


Üsküdar Doğancılar'da faaliyet gösteren Hanımeli Ev Yemekleri'nden Nuran hanım 14 yıl önce bu işe ilk başlayanlardan. Tek başına çıktığı yolda çok eleştiren hatta engellemek isteyenler olmuş. Şişli de 3-5 masa ile başlayan mücadelesinde şimdi 100 kişiye servis yapabildiği bir mekanı var. “Benim işim mutfakta, oldum olası yöneticilikten anlamadım" diyen Nuran hanım, işletme bölümünden mezun olan kızını işin başına geçirmiş. Piyasadaki rekabeti ve talep patlamasını kendi cümleleriyle anlatıyor: “Ben denedim başardım. Neden olmasın nasip kısmet." Mecidiyeköy'den 'Anne Eli' kafe işletmecisi Dilek Yıldız komşusu ile bu işe başlamış ve 3 yıl içinde yüzde 100 büyüdüklerini anlatıyor. Şimdilerde ise 5 kişiyi istihdam ediyor. Antakya'da yaşayan, evli ve iki çocuk annesi Semire Okyay, “2009 yılında, Mikrofinans Programı ile tanışmadan önce, eşimin büfesinde yardımcı olarak çalışıyordum. Mikrokredi'den, aldığım 700 TL tutarındaki kredi desteği ile dükkân kiraladım. Tandır ekmeği ve gözleme için gereken un ve diğer malzemeleri temin ettim. Daha fazla müşteri kazandım. 2012 yılında bin 500 TL kredi desteği alarak, hamur işi çeşitliliğimi arttırdım. Yaptığım unlu mamuller çok beğenildi ve başarılı oldum" sözleriyle başarısını gururla anlatıyor.







Evden kilo ile satış


Anne yemeğine artan ilgi sadece kafelerle sınırlı değil, ev hanımları da bu işe yönelmiş durumda. Ancak onlarınki biraz daha farklı nasıl denir biraz kayıtdışı. İnternet sitelerinde binlerce ev hanımının siparişle yemek hazırladığı ilanları görebilirsiniz. Şirket yemekleri, mevlit, düğün gibi toplu işler yanında belli sayıdaki müşterilere de hizmet veriyorlar. Telefonla ulaşabildiklerimiz kilo başına zeytinyağlı 40, etli yemek 60 liralık fiyat veriyor. Haftada sadece zeytinyağlılardan 10 kişiye hizmet verdiğinizi düşünün 300 liradan ayda bin 200 lira. Yüzde 20'si maliyet dersek net geliri bin lira olarak verebiliriz. Çevreden duyumlarımıza göre, kazanç ayda 5 bin lirayı geçiyor. Özellikle çalışan annelerin tercihi bu yöntemde ortalama 40 liradan yaklaşık 5 çeşit yemek sipariş ederek 200 liraya haftalık öğününü çıkaran aileler mutlu kazanan haliyle mutlu.


  1. Yanlış yer batırır
  2. İstanbul Lokantacılar Odası Başkanı Sayit Karabağlı ile konuşuyoruz, son yıllarda bu tarz işletmelere talep patlaması yaşanmasının Türk mutfağı ve ev hanımları açısından önemli olduğunu söylüyor. Özellikle yer seçimi ve alt yapının önemli olduğunu anlatan Karabağlı, oda olarak girişimcilere eğitim verdiklerini paylaşıyor. Artan ilgiyle herkesin bu işe yöneldiğini anlatan Karabağlı, “Biz bu tür işletmelerin çoğalmasından yanayız. Ancak plansız, alt yapısız ve yanlış yer seçimi nedeniyle bazılarının sonu hüsran oluyor. Ricamız bize başvursunlar ve yönlendirelim. Alakasız yerlere veya peşi sıra yan yana açılan yerler bir süre sonra kapanıyor" bilgisini paylaşıyor.



Geçen yıl kişi başı 730 lira milletçe 55 milyar lirayı ev dışı tüketimde harcadık. Bu rakamla küresel piyasadan 3 katı hızla yani yüzde 11 büyüdük. Ev dışı tüketim harcamalarının yüzde 62'sini gıda, yüzde 36'sını içecekler, yüzde 2'i ise temizlik malzemelerinden oluşuyor. Ev Dışı Tüketim harcamalarının neredeyse yarısı restoranlar ve Fast Food mekanlarında yapılıyor. ETÜDER araştırmasına göre, tüketimin, yüzde 27'si restoran, yüzde 29'u fast food, yüzde 16'si otel, yüzde 6'si kafe gibi mekanlarda gerçekleştiriliyor. Öte yandan, ev yemeği mekanlarının yüzde 200 cirosunun da yüzde 100 arttığını öğreniyoruz.



Anneler ve elleri


Bu ülkede anne ekonomisi diye bir şey var arkadaş. Biz gıda sektörünü yazabildik sadece. Esasen anneler ve elleri ilginç bir birlikteliğe işaret eder. Kimileri ev hanımı kimileri eczacı olsa da elindeki terlikle attığını vuranı hatta düğmeyi tutturup elektriği açanı iyidir. Mesela, telefonda az önce çıktığınız filmi kastederek, "Soğuk Dağ'a gittik anne" cevabına "Oğlum ne işin var orada, üşeteceksin" diyeni makbuldür. Akşam eve gelecek olan babaya ispiyonlama tehdidini yapan eller, aynı zamanda en iyi finansman kaynağıdır. Annenin gelin adayı profilini sürekli değiştireni caizdir. Kısacası okuyucu, anne dediğimiz bu şahısların adı 'Yaşar Melek' olanı iyidir, eli öpülesidir.


#Anne yemeği
#Fast food
8 yıl önce