AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı tarafından hazırlanan raporda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne, 1951 Cenevre Sözleşmesi’ne kadar yer alan haklar ve mültecilerin yaşadıkları karşılaştırılarak AB’ye dönük nota dökülerek ‘sıfır’ verildi. Raporda dikkat çeken başlıklar şöyle:
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2’nci maddesinde ‘Herkesin yaşam hakkı yasayla korunur’ ifadeleri yer alıyor. Ancak, her gün sahil güvenlik ekipleri tarafından kapasitesinin çok üzerinde yolcu taşıyan bir mülteci teknesi yakalanıyor. Göç etmek zorunda kalan kişilerin çok azı Avrupa’ya ulaşabiliyor. 2014 yılında 3 bin 279, 2015 yılında 3 bin 771, 2016 yılında 3 bin 521, 2017 yılında 2 bin 993, 2018 yılında 2 bin 275 ve 2019 yılından binden fazla mülteci Akdeniz’de boğularak öldü.
- İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 14’üncü maddesine göre; herkesin zulüm altında başka ülkelere sığınma ve sığınma olanaklarından yararlanma hakkı olduğu belirtilirken; 1951 Cenevre Sözleşmesi’nin 33’üncü maddesinde ise, ‘Hiçbir taraf devlet bir mülteciyi, ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti ve siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehdit altında olacak ülkelerin sınırlarına, her ne şekilde olursa olsun geri göndermeyecek veya iade etmeyecektir’ ifadeleri yer alıyor. Ancak uluslararası kuruluşların raporlarına göre mültecilerin neredeyse yüzde 80’i menşe ülkelerine komşu yerlerde yaşıyor.”
