Bosna Hersek'in ilk cumhurbaşkanı merhum Aliya İzzetbegoviç tarafından kurulan Demokratik Eylem Partisi'nin (SDA) seçim listesinden meclise girmeyi başaran evli ve 3 çocuk annesi Zuko,10 yıldır politikanın içinde olduğunu söyledi.
Asıl mesleğinin pedagogluk olduğunu söyleyen Zuko, politikaya toplumun kalkınmasına ve gelişmesine katkıda bulunmak için girdiğini, her ne kadar 10 yıldır politikanın içinde yer alsa da politikaya ilgisinin daha öğrencilik yıllarında başladığını belirtti.
Zuko, 2004 yılında SDA'nın, ikamet ettiği Vogoşça'daki ilçe başkanlığında görev aldığını ve politikaya bu şekilde adım attığını ifade ederek, "Daha o zaman sadece bir bireyin kendi toplumuna ne kadar katkıda bulunabileceğini fark ettim. Herkesin kendi uzmanlık alanında topluma katkıda bulunması halinde Bosna Hersek genelinde ileriye dönük büyük adımların atılabileceğini düşünüyorum" ifadesini kullandı.
Bosna Hersek'te politika ile uğraşmanın özellikle kadınlar için hiç de kolay olmadığını vurgulayan Zuko, "Her şeye rağmen dürüst bir şekilde çalışarak, başarıya ulaşılabileceğine inanıyorum" dedi.
Zuko, toplum içinde bireyler kadar ailenin de son derece önemli bir yer edindiğini kaydederek, şunları söyledi:
"Politika ile uğraşmak, erkeklere kıyasla kadınlar için iki kat daha zor. Politikanın içinde olsa dahi, kadının hiçbir zaman asıl rolünü, eş ve anne olduğunu, unutmaması gerektiğini düşünüyorum. Benim önceliğim her zaman ailem olacak, ancak benim için her birey, her aile çok önemli. Benim seçilmem aslında tüm kadınlara, özellikle de başörtülü kadınlara yönelik iyi bir mesaj: Kaliteli bir çalışma ve iyi bir niyet ile her şey başarılabilir."
Bosna Hersek Federasyonu Temsilciler Meclisi'ndeki 22 kadın milletvekilinden biri olan Zuko, her kadının kendi içinde belirli kalite ve bilgiye sahip olduğunu ve bu kalite ve bilgi sayesinde tüm topluma katkı sağlayabileceğine inandığını söyledi.
Zuko, toplum içinde kadınların birbirlerine daha fazla yardım etmesi gerektiğini vurgulayarak, aynı zamanda sadece politikada değil sivil toplum kuruluşlarında da aktif olmalarının şart olduğunu ifade etti.
Her kadının içindeki kaliteyi bir gün keşfedip topluma katkı sağlayacağına inandığını belirten Zuko, "Her şeyden önemlisi kadınların iyi eğitim alması gerekir" dedi.
Zuko, politikanın içindeki bir kadının her şeyden önce ailesinin desteğine ihtiyaç duyduğunu ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:
"Her şey kadının sahip olduğunu desteğe bağlı. Eşim ve ailem bana bu anlamda çok destek oluyor. Aynı anda hem okudum, hem çalıştım, hem çocukları büyüttüm, hem de politikanın içindeydim ama hiç kimse bana aileme karşı sorumluluklarımı sormadı. Seçim toplantılarında eve geldiğimde evdeki sorumluluklarım da beni bekliyor. Eğer aileme karşı sorumluluklarımı unutursam, eğer çocuklarımı gerektiği gibi yetiştiremezsem benim diğer çalışmalarımın ne anlamı kalır."
Devlet kademesinde ya da kamuda görev alacak kişilerin yeterli ve yetenekli olmalarının son derece önemli olduğuna dikkati çeken Zuko, kadınların genel anlamda sorumluluk sahibi, yetenekli ve güvenilir kimseler olduğuna işaret etti.
Zuko, kamuda görev alacak kimselerin devlete fayda sağlayabilecek kimseler olması gerektiğini belirterek, "Eğer kendilerine verilen işte ehil olmayan kimseler görevlendirilirse siz bu kişiye bu görevi vererek tüm toplumu kandırmış olursunuz" diye konuştu.
Günümüz kadınlarının eski kadınlara kıyasla da fazla sorumluluğa sahip olduğunu, her şeyden önce seçme ve seçilme haklarının bulunduğunu ifade eden Zuko, "Başörtülü ya da başörtüsüz her kadın daha fazla okuyup, toplumsal olaylar hakkında daha fazla bilgi sahibi olmalı. Her kadın başarılı olmalı. Bildiğimizi ve yapabileceğimizi göstermeliyiz. Bizlere sadece imkan verilmeli" ifadesini kullandı.
Zuko, Bosna Hersek'te politikanın içinde kadınların yeterince yer almadığını belirterek, "Bosna Hersekli kadınlar çok daha cesur, politik ve toplumsal olaylara daha fazla müdahil olmalılar" dedi.
Türk kadınlarının politikaya dahil olmaları bağlamında son dönemde daha fazla destek gördüklerini ifade eden Zuko, şunları kaydetti:
"Geçmişte belki bu böyle değildi, ancak gelinen noktada Bosna Hersek'e kıyasla başörtülü kadınların toplumdaki yeri Türkiye'de daha iyi bir konuma geldi. Benim meclisteki tek başörtülü milletvekili olmam bunun göstergesi. Benim tüm kadınlara mesajım, cesur olmaları ve en iyi olduklarına inandıkları alanlarda topluma katkıda bulunmalarıdır."
Zuko, Türkiye'deki başörtülü kadınlarla iş birliğine her zaman hazır olduğunu belirterek, politikanın her kademesinden geçtiğini, birçok seçim kampanyasına katılıp buralarda kimi zaman hiç de etik olmayan davranışlara maruz kaldığını söyledi.
Türkiye'nin ilk başörtülü belediye başkanı olan Konya'nın Meram Belediye Başkanı Fatma Toru'nun adını seçildiği dönemde duyduğunu ve bundan dolayı çok mutlu olduğunu kaydeden Zuko, "Biliyorsunuz ki bizim derneğimizin adı da Fatma. Önceki yıllarda Hollanda'dan Türk kökenli bir milletvekili olan Fatma Aktaş, sadece derneğimizin adından dolayı bizlere yardım etti, birlikte projeler gerçekleştirdik. Belki ilk etapta, Meram Belediye Başkanı Toru ile de bu tür bir iş birliği yapabilir, birlikte seminerler, konferanslar düzenleyebiliriz" diye konuştu.
Zuko, SDA bünyesinde görev yapan "Fatma Derneği'nin ailenin eğitim, ailenin statüsü gibi konularla ilgilendiğini ifade ederek, "Parti içerisinde gençlik ve kadın kolları da bulunuyor, ancak Bakir İzzetbegoviç'in deyimiyle 'Fatma', SDA'nın incisidir" ifadesini kullandı.
Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'da 1976 yılında doğan Zuko, politik kariyerine en yerelden, ikamet ettiği Vogoşça'daki SDA İlçe Başkanlığında görev alarak başladı. Merhum Aliya İzzetbegoviç'in de çalışmalarına büyük destek verdiği "Fatma" Derneği'nde başkanlık yapan Zuko, aile ve çocuk eğitimi konularında önemli çalışmalara imza attık.
Pedagoji alanında doktorasını bu yıl tamamlayan Zuko, evli ve üç çocuk annesidir.
