BBC'nin Türkçe internet sitesi "http://www.bbc.co.uk/turkish/" adresinde yer alan basın özetlerine göre, Almanya'da Frankfurt Havalimanı ile ABD'nin Ramstein askeri üssüne saldırı düzenleme hazırlığında oldukları suçlamasıyla içlerinden biri Türk olan üç kişinin gözaltına alınmalarını Guardian şöyle duyurdu:
"Almanya'da Amerikan hedeflerini havaya uçuracak, İngiltere'deki son saldırı girişimleriyle benzerlikler taşıyan ve Londra ya da Madrid'deki saldırılardan çok daha fazla ölümle sonuçlanabilecek bir İslamcı terör planı, şüphelilerin bombaları monte etmeye başladıkları sırada çökertildi."
Gazete, haberinde, üç zanlının 700 kilogram hidrojen peroksit depoladıkları, zanlıların Hanau'daki Amerikan askeri tesislerinin yakınlarında tespit edilmelerinin ardından aylarca 300 Alman polisi tarafından adım adım takip edildikleri ve 11 Eylül'ün 6. yıldönümünde saldırı yapmayı planlıyor olabileceklerinin tahmin edildiği gibi bilgilere de yer veriyor. Independent gazetesinde zanlılara dair bilgiler soyadları saklı tutularak şöyle aktarılıyor:
"Grubun lideri olduğu söylenen Fritz G. 28 yaşında, Müslüman olmuş bir Alman. Daniel S. de 22 yaşında, yine Müslüman olmuş bir Alman vatandaşı. Adem Y. ise 29 yaşında bir Türk. Üçünün de El Kaide bağlantılı İslami Cihad Birliği adlı örgüte üye oldukları ve örgütün Almanya hücresini kurdukları söyleniyor. Zanlıların örgütün Pakistan kamplarında eğitim aldıkları belirtiliyor."
Times gazetesi haberi, "Müslümanlığa geçenler Almanya'yı hedef aldı" başlığıyla duyuruyor.
Daily Telegraph gazetesinde de, haberin ayrıntılarının yanı sıra, İslami Cihad Birliği adlı örgüt hakkında da bilgiler veriliyor. Berlin muhabirinin imzasını taşıyan bir haberde ise şu satırlar var:
"Almanya'nın 3 milyonu aşkın Müslüman nüfusunun topluma entegrasyonunda yaşanan zorluklar hakkında son yıllarda artan bir endişe vardı. Ancak çoğunluğunu Türkiye kökenlilerin oluşturduğu Müslüman nüfus, bir terör yatağı olarak görülmüyordu. Aşırılık yanlıları daha ziyade Kuzey Afrika ya da Körfez ülkelerinden geliyordu. Zanlılardan ikisinin Müslüman olmuş Alman vatandaşları, üçüncüsünün de Türk olduğu yönündeki haber kaygı doğuracak."
İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband'in Türkiye temaslarını izleyen Times gazetesi dış haberler editörü Bronwen Maddox, Miliband'in sözlerinden öne çıkan noktaları şöyle özetliyor:
"David Miliband, 'Siyasetçi olarak benim işim, Türkiye'nin AB içinde olmasının İngiltere'nin çıkarına olduğu iddiasını kazanmak.' diyor. Ancak bu çok da kolay bir iş değil. Miliband'in savlarından biri, 'AB Romanya'yı üye olarak alabiliyorsa, neden Türkiye'yi de alamasın? şeklinde.' 'Her ikisi de tarıma dayalı ve yoksul.' diyor Miliband. Miliband ayrıca, Türkiye'nin Müslüman ve kalabalık bir ülke olduğunu, ayrıca bir Avrupa ülkesi olmadığını söyleyenlere de, 'Bu, AB'nin içine kapalı bir Hıristiyan kulübü
olup olmadığını gösterecek bir sınav' yanıtını veriyor. Ayrıca AB'nin güvenlik ve iklim değişikliği gibi konularda da Türkiye'nin yardımına ihtiyacı olduğunu söylüyor."
Daily Telegraph'in manşetine yerleşen habere göre, tüm siyasi partilerden çeşitli milletvekilleri, AB reform anlaşmasının İngiltere'de referanduma sunulması için bir kampanyada bir araya geliyor.
"İşçi Partisi, Muhafazakar Parti ve Liberal Demokratlardan bir grup milletvekili, İngiliz halkının ülkenin geleceğini etkileyecek konularda söz hakkı olması gerektiğini sembolize etmek üzere bugün Avam Kamarası'nın önünde büyük bir sandık kuracaklar. 'Referandum İstiyorum' başlıklı kampanyalarını başlıca parti kongrelerine de taşıyacak olan milletvekilleri, tüm partilerdeki destekçilerinden imza toplayacak. Ayrıca internette kurulan bir siteyle kamuoyu seferber edilecek, sinema salonlarında reklamlar
gösterilecek."
Times gazetesinin manşetindeki haberde ise, gıda ve içeceklerde bulunan yapay katkı maddelerinin çocuklar için yarattığı tehlikeler üzerinde duruluyor.
"İngiltere'de gıdalardaki standartları denetleyen kurum, yiyecek ve içeceklerdeki katkı maddeleriyle çocuklarda görülen hiperaktif davranışlar arasında bariz bir bağlantı olduğu yönünde aileleri uyarıyor. İçeceklere, şekerlere ve özel işleme tabi tutulmuş gıdalara eklenen yapay katkı maddelerinin sağlığa zararlı etkileri hakkında yapılan araştırmalar neticesinde, çocuklarının hiperaktif olduğunu düşünen ailelerin E kodlu katkı maddeleri taşıyan gıdaların tüketimini kesmeleri tavsiyesinde bulunuluyor."
Times gazetesi, E kodlu katkı maddelerine örnek olarak da alkolsüz içeceklerden ketçaplara kadar birçok gıdada kullanılan ve ürünlerin raf ömrünü iki yıla kadar uzatan E211 kodlu sodyum benzoat; dondurma, şeker ve bisküvilerde kullanılan E102 kodlu Tartrazin; yine şekerlere eklenen E104 kodlu Kinolin sarısı; yoğurt, reçel gibi gıdalara katılan E 110 kodlu gün batımı sarısı gibi maddeleri sıralıyor.
Hemen hemen tüm gazetelerde, Polonyalı bir yazarın cinayet suçlamasıyla mahkum edilmesi haberine yer veriliyor. Guardian'ın haberi özetle şöyle:
"Polonyalı bir yazar, çok satan bir gerilim romanında işlediği adam kaçırma, işkence ve cinayet içeren tüyler ürpertici bir davadaki rolünden ötürü 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Krystian Bala, eşiyle ilişkisi olduğu şüphesiyle 7 yıl önce bir iş adamını öldürmekten suçlu bulundu. Cinayetin işlenmesinden sonraki 6 ay zarfında polis delil yetersizliğinden soruşturmaya son vermiş, dava düşmüştü. Dava 5 yıl sonra, Bala'nın romanının p I"
İngiltere Dışiolis kaynaklarınca okunması ardından yeniden açıldı. Zira, romandaki genç bir kadının cinayetiyle ilgili ayrıntılar, 7 yıl önceki cinayetin ayrıntılarıyla birebir örtüşüyordu."
Guardian, Apple'ın dün piyasaya sürdüğü yeni ürünü, iPod touch'la ilgili bir habere yer veriyor:
"Yeni geniş ekranlı iPod touch'ın fiyatı 200 ila 270 sterlin olacak, yani yaklaşık 520 ila 670 YTL. iPod touch'ın 4 bin şarkı alabilecek yeri bulunuyor. Müzik dinlenebildiği gibi, filmler ve televizyon programları da izlenebiliyor. Ayrıca yeni modelde kablosuz internet bağlantısı da var."
