Ada ülkesi Japonya'da balıkçılık önemli bir yere sahip. Günlük olarak insanların en çok tükettikleri besinlerin başında da balık geliyor. Japonya'nın Çin ile ada krizi yaşamasının nedenlerinden biri de ada çevresindeki zengin balık kaynağı. Sadece kendi bölgesinde kalmayan Japonya, Somali ya da Antarktika açıklarına giderek buralarda da avcılık yapıyor. Ancak Japonya'nın başı, çevreci gruplarla dertte. Son olarak Avustralyalı çevre derneği Deniz Çobanı'na ait bir tekne, Antarktika''da balina avlamanın yasak olduğu sularda seyreden bir Japon avlanma gemisiyle çarpıştı. Çevreci grup, Japon gemisinin yakıt ikmali yapmasına engel olmaya çalışırken bu kaza gerçekleşti.
Bu çarpışmada hayati tehlike yaşanmazken Japonya ve çevreci grup arasında suçlama savaşı başladı. Japonya, geminin yakıt ikmali yapmaya çalışırken çevreci grubun sabotajına uğradıklarını ve gemideki insanların hayatını tehlikeye soktuklarını savundu. Çevreci grup ise iddiaları reddederek Japon gemisinin gayri meşru bir şekilde avcılık yaptığını kaydetti. Grup, bu nedenle geminin yakıt ikmalini engellemeye çalıştıklarını belirtti. Deniz Çobanı''nın Kanadalı kurucu başkanı Kaptan Paul Watson, Japon balina gemisi Nisşin Maru''ya kokmuş tereyağı (bütirik asit) ve boya toplarıyla saldırıldığını ancak bunların insan hayatını tehlikeye atacak maddeler olmadığını belirtti.
Tokyo ile çevreci grup arasında tartışmalar sürerken ABD'de bir mahkeme, çevreci grubu "modern korsanlar" olarak niteledi. San Francisco'daki Temyiz Mahkemesi, çevreci grubun kullandığı taktiklerin korsanlık olduğuna dikkat çekti. Mahkeme kararında, "Korsan olmak için gözünüze bant takmanız gerekmiyor. Gemilere toslarsanız, asit fırlatırsanız, çarkları ve dümeni bozmak için saldırırsanız, gaz bombaları atarsanız amacınız ne kadar yüksek olursa olsun siz kesinlikle korsansınızdır." dedi. Aynı mahkeme, geçtiğimiz aralık ayında verdiği bir kararında çevreci grubu gemilerinin, Japon gemilerine yaklaşmasını yasaklamıştı. Ancak çevreci grup, kendilerinin Avustralya bandıralı olduklarını bu yüzden ABD kararlarının kendilerini bağlamayacağını savundu.
Japonya Tarım, Orman ve Balıkçılık Bakanı Yoshimasa Hayashi ise çevreci gruba meydan okudu. Hayashi, hiçbir gücün kendilerini balına avcılığından vazgeçiremeyeceğine işaret etti. Balına avcılığının geçmişinin eskiye dayandığına dikkat çeken Hayashi, "Japonya, etrafı denizlerle çevrili bir ada ülkesi. Okyanus'tan biraz protein almak önemli. Gıda güvenliği açısından da önemli. Herkesin, balına eti yemesi gerektiğini söylemiyoruz. Ama bu kültür bizde var. En azından anlaşamadığımız noktasında anlaşalım. Bu kültür bizde var, sizde yok." dedi.
Japonya, Dünya Balina Avı Kurulu'nun 24 yıl önce aldığı av yasağı kararını, "Bilimsel araştırma yapıyoruz" bahanesiyle dinlemiyor. Balına avcılığını da Cetecean Araştırma Enstitüsü yürütüyor. Ancak bu balına etleri, piyasada tüketiliyor. Japonya, yılda 1200 balina avlıyor. Bu balina türü 10,7 metre boyunda olabiliyor.
