'Kara kıta'nın yoksullukla mücadele eden ülkelerinden biri de Nijer… Kuzeyden Cezayir ve Libya, doğudan Çad, güneyden Nijerya , batıdan Burkina Faso ve Mali ile komşu.
Cumhurbaşkanlığı sistemiyle yönetiliyor ve 20 milyon nüfuslu ülkenin 2 milyonu başkent Niamey’de yaşıyor.
Çok sayıda yerel dilin konuşulduğu ülkede baskın bir Fransız etkisi göze çarpıyor. Zaten diğer komşu ülkeler gibi resmi dil de Fransızca… Halkın % 98`i Müslüman olan ülkede devletin resmi dini yok.
Nijer'in tek havaalanı olan başkent Niamey Havaalanındaki manzara, ülkenin durumu hakkında da ipuçları veriyor. Sadece uçak seferlerinin olduğu günlerde hareketliliğin yaşandığı havaalanı, küçük bir Anadolu ilçesindeki otobüs terminellerini andırıyor.
Şehirde sıkı güvenlik tedbirleri alınıyor. Hırsızlık, gasp ve uyuşturucu kullanımına ise neredeyse hiç rastlanmıyor. Sigara bile gizli gizli içiliyor.
Nijer, en çok da Nijerya ile karıştırılmaktan dolayı dertli... Nijerya’dan ayrılarak bağımsızlığını kazanan Nijer’in okyanusa kıyısı yok.
İhh heyeti, sosyal projelere de ağırlık vererek adeta Nijerlilere balık tutmayı öğretiyor. 15 ailenin kano alarak balıkçılık mesleğine atılmasına maddi destek veren İHH, bu ailelerin ekonomik bir değer oluşturmasına aracılık etmiş. Aileler ya balık tutuyor, ya da nijer nehri üzerinde taşımacılık yapıyor
Yüz yıllardır kara kıtanın her türlü doğal kaynağını sömüren Fransa, Nijer’de de eski alışkanlığını sürdürüyor. Farklı yöntemlerle de olsa Nijer’in kaynaklarını ülkesine aktaran Fransızlar, gözünü uranyuma dikmiş durumda. Ülkenin uranyum kaynakları çok ucuz bir şekilde Fransa’ya aktarılıyor.
Madenleri Fransız firmaları işletiyor. 1960 yılında bağımsızlığına kavuşan ülkede, 1992 yılında halkoyuyla kabul edilen anayasa ile çok partili demokrasiye geçildi. Fakat şubat 2010’da yapılan askeri darbe bu geçişin biraz kağıt üstünde kaldığını gösteriyor.
Bölgede yaşanan sağlık problemlerinde, bulaşıcı hastalıklarda ve özellikle de katarakt konusuna Türkiye’nin ciddi katkıları var. Gönüllü olarak gelen türk doktorlar, hem ameliyatlar yapıyor, tedaviler uyguluyor hem de çeşitli ilaçlar veriyor.
Çok basit bir katarakt ameliyatı olamadıkları için hayatları boyunca karanlığa mahkum yaşıyorlar. Ama her şeye rağmen bu insanların da yüzleri içtenlikle gülüyor. işte bu tebessüm 2014’ten bu yana daha anlamlı daha belirgin.
İHH, Türkiye’nin Nijer Büyükelçiliği koordinasyonuyla ülkede katarakt ameliyatlarının yapıldığı bir göz hastanesi kurdu. Kurulduğu günden bu yana 7 bin 500 civarında ameliyatın yapıldığı merkez, adeta Nijer'in ışığı oldu. Masrafları Türkiye’den bağışçılar tarafından karşılanan hastane, binlerce Nijerli’nin karanlık dünyasını aydınlattı. Ülkenin çehresini değiştiren hastanede bir katarakt ameliyatının bedeli ise sadece 250 tl.
Nijer’de dini yaşam çok canlı. Her yaştan kadın ve çocuk mescit ve kuran kurslarına gidiyor. Camiler yeterli olmadığı için sokaklarda namaz kılanlar da ülkedeki canlı dini hayatı anlamamıza yetiyor.
Kuran kurslarında ise küçük öğrenciler kuran’ı kerim’i el ile yazılan ahşap levhalardan okuyorlar. Küçük hafızlar kağıt bulamadıkları için kutsal kitabı ahşap levhalara yazıyorlar.
Nijer halkı “selamün aleyküm” dediğinizde sizi sıcak bir gülümsemeyle karşılıyor. Bu selamın ardından yerel dillerini bilmeseniz de aranızda sıcak bir bağ kurulmuş oluyor.
Siyah Afrikalılar beyazları görmeye alışmışlar ama yine de kendileri gibi Müslüman olan bir beyaz gördüklerinde şaşırıyorlar. Türkiye’den gelen Müslümanlara bakış, diğer ülkelerden gelenlere göre o yüzden çok farklı. Bu farklılığı kıyafetlerdeki Türk bayraklarını gördüklerinde anlıyorsunuz
Ve eğitim… Nijer’in eğitim rakamları maalesef pek iç açıcı değil. Üniversite çağındaki gençlerden üniversiteye kayıt yaptıranların oranı sadece yüzde 1… ülkede okuma yazma bilenlerin oranı ise yalnızca yüzde 14.
Nijer’de başkentten uzak köylere doğru yol alırsanız elektriğin, hatta suyun dahi olmadığı yerlere varıyorsunuz. Burada üzerine giyecek bir elbisesi olmayan, henüz oyuncakla tanışmamış çocuklarla da karşılaşıyorsunuz.
Hatta küçük köy çocukları hediye ettiğiniz şekerleri jelatiniyle dahi yemeye çalışabiliyor. Ama tüm yoksulluklarına rağmen şükreden insanlarla da tanışıyorsunuz bu köylerde…
türkiye’den gelen heyetleri görünce hep bir ağızdan “Teşekkurler turkiye” diye bağıran Müslümanlarla yine bu köylerde bir arada olma fırsatı buluyorsunuz.
- Nijer’in yanı sıra birçoğumuzun adını bile duymadığı afrika ülkelerinde milyonlarca insan, açlık ve sefaletin pençesinde yaşam mücadelesi veriyor. Yıllarca fransız sömürgesi altında ezilen bu insanlar, dünyadan gelecek yardımlara muhtaç..
Afrika’nın fakir ama gururlu insanları, özellikle islam ülkelerinden ve türkiye’den ilgi ve yardım bekliyor. Türkiye ise nijer başta olmak üzere pek çok afrika ülkesine hem resmi kurumlar hem de sivil kuruluşlar vasıtasıyla yardımlar yapıyor, destek oluyor.
