|

Ölüsü bile korkuttu

Darbeci Sisi rejiminin şehit ettiği ülkenin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Mursi’nin cenazesi bile cunta yönetimini korkuttu. Zindanlarda 5 yıldır gördüğü ağır psikolojik ve fiziki işkenceye dayanamayarak mahkemede hayatını kaybeden Mursi’nin cenazesi tüm dünyadan kaçırılarak sabah 05.00’te alelacele toprağa verildi.

Haber Merkezi
04:00 - 19/06/2019 Çarşamba
Güncelleme: 01:41 - 19/06/2019 Çarşamba
Yeni Şafak
Muhammed Mursi
Muhammed Mursi

Önceki gün çıkarıldığı mahkemede rahatsızlanarak şehadete yürüyen Mısır’ın demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, Sisi rejimi tarafından, sabah yerel saatle 05.00’da Kahire’de yoğun güvenlik önlemleri altında defnedildi. Muhammed Mursi’nin vefatından sonra tüm ülkede nerdeyse sıkıyönetim düzenine geçen Sisi cuntası, Mursi’nin cenazesini de yangından kaçırırcasına defnetmesi, “ölüsü bile korkuttu” değerlendirmesine sebep oldu. Mursi’nin, 7 Mayıs’ta çıktığı duruşmada “kaynağı belirsiz ölüm tehditleri” alıyorum açıklamasından yalnızca 10 gün sonra şehit düşmesi, ölümünün doğal yollardan olmadığı şüphesini de güçlendirdi.


SABAH 5’TE DEFNEDİLDİ

Mursi’nin cenazesi, yoğun güvenlik önlemleri altında Kahire’nin doğusunda, Medinet Nasr semtindeki Müslüman Kardeşler’in (İhvan) mürşitlerinin defnedildiği kabristanda toprağa verildi. Geleneğin aksine yerel saatle 05.00’te gerçekleştirilen defin törenine, cunta rejimi Mursi’nin ailesi ve avukatlarının dışında kimsenin katılmasına izin vermedi. Tören sırasında, mezarlık çevresinde de geniş güvenlik önlemlerinin alındı. Mursi’nin köyü olan Adwe’de ise, giyabi cenaze namazı kılanması üzerine rejim güçleri köyü zırhlı araçlarla kuşattı.


SADECE AİLEYE İZİN

Muhammed Mursi’nin avukatı Abdulmunim Abdulmaksut, Mursi’nin defin işlemine eşi, çocukları ve iki kardeşin katılmasına müsaade edildiğini, ayrıca halen cezaevinde bulunan ortanca oğlu Usame’nin de cenazenin defni esnasında hazır bulunduğunu aktardı.

Cenaze namazı cezaevinde kılındı

Cenaze namazının Tora Cezaevindeki Leman mescidinde sabah namazına müteakiben kılındığı ve Mursi’nin naaşının cezaevinden mezarlığa götürülerek yerel saatle 05.00’te defnedildiği kaydedildi. Mursi, Tora cezaevinde, siyasi mahkumlara psikolojik ve fiziki işkencenin uygulandığı “Akrep” bölümünde tutuluyordu.

Karanlık saatler

  • Muhammed Mursi’nin mahkemeden alınarak, hastaneye götürüldüğü ve defnedildiği süreçte (16.50 - 05.00) karanlıkta kalan yaklaşık 12 saat sonunda cenazenin apar topar defnedilmesi şüphelerin odak noktasına yerleşti. Mısırlı yetkililer Muhammed Mursi’nin mahkeme salonunda mahkumların tutulduğu cam kafeste fenalaştığını ve kalp krizi sonucu Mısır yerel saatiyle öğleden sonra 4.50 sularında salonda vefat ettiğini iddia etti. Ne var ki, Mursi’ye mahkeme salonunda yeterli tıbbi müdahalede bulunulmadığı, hastaneye kaldırılırken hayati fonksiyonlarının gerçekte ne olduğu ve hastanedeyken gerekli müdahalenin yapılıp yapılmadığı, vefatından sonra ölüm sebebine dair detaylı otopsinin uygulanıp uygulanmadığı bilinmiyor. Mursi’nin avukatı Abdulmaksut’un ölüm haberinin hemen ardından yaptığı açıklamada yerel bir hastaneye götürülen Mursi’nin naaşının akıbetinin bilinmediğini açıklaması da şüpheleri artıran bir diğer unsur oldu.
  • Bağımsız soruşturma talebi
  • Mısır devlet televizyonunda, “Muhammed Mursi’nin iyi huylu bir tümörü bulunduğu, sürekli tıbbi gözetim altında olduğu ve ölümünün kalp krizinden kaynaklandığı” iddia edilmişti. Mursi’nin ani ölümünün ardından uluslararası insan hakları örgütlerinden, bağımsız bir soruşturma yürütülmesi yönünde çağrılar yapılmıştı. Mısır Başsavcılığı daha önce yaptığı açıklamada, Mursi’nin hastaneye getirildiğinde vefat etmiş olduğu, vücudunda belirgin herhangi bir yaralanma olmadığını bildirmiş ama bu durumu doğrulayacak herhangi bir somut bilgi paylaşılmamıştı. İnsan Hakları İzleme Örgütü de (HRW) Sisi cuntasına önceki gün “Mursi’ye yeterli tıbbi bakım sağlama konusunda ihmalkar davranıldığı” suçlamasını iletmişti.

SUUD’TAN SKANDAL PAYLAŞIM

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, Mısır’ın demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin vefat ettiği akşam, skandal bir açıklamayla, Müslüman Kardeşleri (İhvan) eleştirdi. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, Mursi’nin mahkemede hayatını kaybetmesine tepkisiz kalırken resmi sosyal medya hesabı üzerinden Mursi’nin üyesi olduğu İhvan’ı hedef alan paylaşımda bulundu. “İslam’ı temsil etmiyor ve toplumların istikrarına zarar veriyor” üst başlığı taşıyan ve bir kanlı elin resmedildiği paylaşımda, “Müslüman Kardeşler Örgütü terörün kaynağı” başlığı kullanılması tepki çekti. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, ülkedeki ilk özgür ve şeffaf seçimle göreve gelmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye karşı dönemin Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Abdülfettah es-Sisi’nin 2013 yazında gerçekleştirdiği kanlı askeri darbenin en önde gelen destekçileri arasında yer almıştı.

İslam ülkelerinden taziye mesajı

  • Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin destekledikleri darbeciler eliyle katledilen Muhammed Mursi’nin ölümüne sessiz kalırken, çeşitli İslam ülkelerinden taziye ve başsağlı mesajları geldi. Mursi’nin vefatına ilişkin Pakistan, Malezya, Ürdün, Kuveyt, Libya, Tunus, Fas, Cezayir ve Filistin’de taziye mesajları yayımlandı.
  • Libya’daki Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri:
    “Suikast, meşru yönetime darbeyle başladı sonra tecrit hücresi ve son olarak da tedavi dahil en temel hakların mahrumiyetiyle sonlandı. Mursi, bu dünyanın adaletinden, yer yüzü ve göklerin adaletine intikal etti.”
  • Tunus’un eski Cumhurbaşkanı Munsif el-Merzuki:
    “Eğer ki şehit cumhurbaşkanını öldürenler mutlak adaletin huzuruna çıkacakları konusunda şüphe ediyorlarsa bilsinler ki onların randevusu Rabia’da tescillendi” ifadelerini kullandı.
  • Malezya Dışişleri Bakanı Seyfeddin Abdullah:
    “Mursi, görevi müddetince Mısır’ı uzun yıllar süren otoriter yönetimden uzaklaştırmak ve ülkede gerçek demokrasiyi inşa yolunda büyük cesaret ve dayanıklılık göstermiştir”
  • Eski Pakistan Başbakanı Navaz Şerif’in kızı Meryem Navaz:
    “Tarih ve daha önemlisi gelecek nesiller tarafından her zaman hatırlanacaksın. Kazanan sensin.”
  • Malezya Dışişleri Bakanı Seyfeddin Abdullah:
    “Mursi, ülkede gerçek demokrasiyi inşa etme yolunda büyük cesaret ve dayanıklılık göstermiştir. Mısır’da demokrasi ve adalete yönelik katkıları hatırlanacaktır”
  • İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi:
    “İran, büyük Mısır halkının görüşlerine saygıyla Muhammed Mursi’nin vefatı nedeniyle Mısır halkı, ailesi ve geride kalan dostlarına başsağlığı ve merhum için Allah’tan rahmet ve yakınlarına sabır dilemektedir.”
  • Ürdün’ün eski Kraliçesi Nur el-Hüseyin:
    “Mısır’ın demokratik yollarla seçilmiş ilk ve tek cumhurbaşkanı Mursi, nur içinde yat.”
  • Filistinli Alimler Birliği:
    “Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin vefatı dolayısıyla İslam ve Arap dünyası, Filistin halkı, kardeş Mısır halkının başı sağ olsun.”
  • Ürdün’deki Müslüman Kardeşler Teşkilatı:
    “İlkelerinden sapmadan, hakka bağlı kalarak şehit oldu.”
  • Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Ahmed er-Raysuni:
    “Mursi’nin ölümü, sessiz kalarak iş birlikçi haline gelen Arap liderlerine bir ayıp ve utançtır.”
  • Hamas:
    “Allah’ın yazdığı kadere tam bir rıza göstererek, kardeş Mısır’a ve halkına, tüm İslam alemine başsağlığı diliyoruz.”

Üç maymunu oynadılar


  • Bütün dünyaya sözde demokrasi dersi vermeye çalışan Avrupa ülkeleri ve ABD, Mısır'ın demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin mahkeme salonunda hayatını kaybetmesine sessiz kaldı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus, bakanlıkta düzenlenen günlük basın brifinginde gazetecilerin sorularını yanıtlarken, haberleri duyduğunu söylemekle yetindi. Daha sonra yazılı açıklama yayınlayan bakanlık, "Mısır'ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin vefat ettiğine dair geçen raporların farkındayız ve durumu izliyoruz" ifadelerini kullandı.
  • Derin sessizlik
  • 3 Temmuz 2013'te dönemin Mısır Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Abdulfettah es -Sisi tarafından yapılan darbeyi "darbe" olarak tanımlamayan Avrupa Birliği (AB) kurumları, yetkilileri ile üye ülkelerin hükümetleri Mursi'nin vefatına kör, sağır, dilsiz kaldı. AB'nin darbeyle iktidara gelen Sisi ile kurduğu yakın ilişki, büyük tepki toplayan idamlara ve insan hakları ihlallerine karşı sessiz kalmasının yanı sıra Mursi'nin vefatına ilişkin sergilediği tutum, Birliğin demokrasi konusundaki çifte standardını bir kez daha gözler önüne serdi. Geleneksel olarak vefat eden üst düzey yetkililer ve siyasilerin ardından taziye mesajı yayımlayan AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile AB Konseyi Başkanı Donald Tusk da Mursi'nin ölümü karşısında sessiz kaldı. AB Komisyonundan Mursi'nin ölümüne ilişkin genel bir tepki ya da açıklama talepleri de yanıt bulmadı. Gerek gazeteciler gerek siyasi mahkumlar için "demokrasinin sesi" olduğunu iddia eden ve bu kişilerin haklarını korumak için sürekli olarak açıklamalar yapan AB'nin, Mısır'ın ilk demokratik yöntemlerle seçilmiş cumhurbaşkanının ölümünü görmezden gelmesi göze çarptı.

Batı ağlamalı


İspanya'nın yüksek tirajlı gazetelerinden El Pais, eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin ölümüne sessiz kalan Batı'yı eleştiren yazı yayımladı. Madrid Otonom Üniversitesinde Arap ülkeleriyle ilgili çalışmaları yürüten Profesör Luz Gomez'in kaleme aldığı "Mursi, Mısır demokrasisinin budanmış yolu" başlıklı yorum yazısında, "Batı, eski Mısır Cumhurbaşkanının ölümüne ağlamalı" ifadesi kullanıldı. Yazıda, Mursi için "2013 Temmuz darbesinin öncesinde ordunun ültimatomunu reddetmesine rağmen Mısır devriminin saygınlığını güvence altına aldı. Bu öyle bir saygınlık ki Mursi'nin kendi siyasi görüşü olan ve pek çok düşmanı bulunan muhafazakar İslamcı Müslüman Kardeşler'in siyasetinin bile üzerinde" ifadesine yer verildi. İnsan hakları savunucularının ve Batılı liderlerin Mursi'nin ölümünden dolayı başsağlığı dilemeyeceği ifade edilen yazıda, ayrıca şunlar kaydedildi: "Daha korkutucu olanı Mısırlıların bir kısmı da bunu yapacak. Mısır'ın geleceği daha karanlık olamaz. 2011'in demokratik rüyasında devam etmek için nedenler yok. Belki de Mursi, basit bir şekilde, Mısır demokrasisinin bugünkü budanmış yolunu başlatan dürüst bir başkandı."

Gömülmesini bekledi

Birleşmiş Milletler (BM) ise, bir açıklama yapmak için Mursi'nin cenazesinin defnedilmesini bekledi. Neredeyse bir gün boyunca Muhammed Mursi'nin ölümünü görmezden gelen BM, cenaze defnedildikten de 10 saat sonra bir açıklama yaparak, Mursi'nin ani vefatı dolayısıyla bağımsız bir kuruluş tarafından hızlı, tarafsız, eksiksiz ve şeffaf bir soruşturma yapılması çağrısında bulundu.

  • Doğru ve gerçeğe sansür!
  • Ülkenin demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Mursi'nin cenazesinden bile korkarak alarm durumuna geçen cunta rejimi, skandal bir hamleyle TRT ve Anadolu Ajansı'nın (AA) internet sitelerine erişime kısıtlamalar getirdi. Konuyla ilgili resmi makamlardan herhangi bir açıklama yapılmazken, ülkede her iki kurumun da internet sayfalarına girilemiyor ve mobil erişim de sağlanamıyor. Sisi rejimi, Muhammed Mursi'nin ölümünün ardından TRT Arapça'nın ülkedeki yayınını durdurdu. Mısır'da dün çıkan onlarca gazetenin sadece birinde Mursi'nin ölüm haberine yer verildiği görüldü.

İhvan: Kasten öldürüldü

Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan), Muhammed Mursi’nin kasten öldürüldüğünü ileri sürdü. İhvan tarafından önceki gece saatlerinde yapılan yazılı açıklamada, “Mursi kasten öldürülmüştür” ifadesine yer verildi. Açıklamada, Mursi’nin ölümü ile ilgili uluslararası bir araştırma komisyonu kurulması çağrısında bulunuldu. Mursi’nin Mısır halkının haklarını mahkemede savunduğu ve şehit olduğu ifade edilen açıklamada, “Mursi çok ağır şartlarda hücre hapsine tutularak, tedavi hakkı gibi en sıradan haklardan dahi mahrum edilerek ölüme terk edildi. Ölümünden Mısır yönetimi sorumludur” ifadelerine yer verildi.

#Mısır
#Muhammed Mursi
#Vefat
#Defin
5 yıl önce