|

Şuşa Beyannamesi bir yaşında

Cumhurbaşkanları Recep Tayyip Erdoğan ile İlham Aliyev'in Azerbaycan'ın kültür başkenti, Karabağ'ın sembol şehri Şuşa'da iki ülke ilişkilerini müttefiklik düzeyine çıkaran belgeye imza atmasının üzerinden bir yıl geçti. Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurul Üyesi ve Türkiye-Azerbaycan Dostluk, İşbirliği ve Dayanışma Vakfı Başkanı Prof. Dr. Aygün Attar, "Bu ziyaretle, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerin boyutu ve dolayısıyla Türkiye'nin Güney Kafkasya’da yürüttüğü siyaset yeni bir evreye girmiş oldu. Erdoğan'ın bu ziyareti kardeş Azerbaycan’ın bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne Türkiye tarafından verilmiş tam destek olup bölgede olup bitenleri "hassasiyetle" gözlemleyen devletlere de bir başa mesaj niteliğinde idi" dedi.

11:09 - 15/06/2022 Çarşamba
Güncelleme: 14:51 - 15/06/2022 Çarşamba
Yeni Şafak
Erdoğan - Aliyev
Erdoğan - Aliyev

Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurul Üyesi ve Türkiye-Azerbaycan Dostluk, İşbirliği ve Dayanışma Vakfı Başkanı Prof. Dr. Aygün Attar, "Can Azerbaycan ‘ın Zaferle taçlandırdığı ikinci Karabağ savaşı sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Şuşa Beyannamesini imzaladığı ilk Karabağ ziyareti tam bir sene önce 15 Haziran 2021 senesinde gerçekleşti" dedi.

Attar, "Bu ziyaretle, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerin boyutu ve dolayısıyla Türkiye'nin Güney Kafkasya’da yürüttüğü siyaset yeni bir evreye girmiş oldu. Erdoğan'ın bu ziyareti kardeş Azerbaycan’ın bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne Türkiye tarafından verilmiş tam destek olup bölgede olup bitenleri "hassasiyetle" gözlemleyen devletlere de bir başa mesaj niteliğinde idi" şeklinde konuştu.

"Tam bir sene önce Azerbaycan Devlet başkanı Aliyev ile Cumhurbaşkanımız Erdoğan tarafından imzalanan, bizzat iştirakçısı olduğum tarihi “Şuşa Beyannamesi” töreniyle Türkiye ve Azerbaycan ilişkileri kardeşlikten kader birliğine ve müttefikliğe taşınmıştır" diyen Attar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şuşa Beyannamesi” askeri, savunma sanayi teknolojileri, enerji, taşımacılık, bilimsel kültürel ekonomik ve insani ilişkilere kadar pek çok alanda, "İki Devlet, Tek Millet" anlayışıyla hareket eden iki gardaş ülke arasındaki ilişkilerin geleceğine yönelik yol haritasını müttefik bir millet, iyi ve kötü günde ortak iki devlet olarak belirlemiştir.

Özellikle; 1921’de imzalanan Kars Anlaşmasının 100. yıldönümü senesinde ilan edilen bu beyanname her iki devletin halkı tarafından da mutlulukla karşılanmış ,her alanda işbirliğinin onaylandığı müttefikliğin deklare edilmesi Azerbaycan ve Türkiye ‘de adeta bayram havası yaratmıştır.

Dikkatlerden kaçmayan çok önemli başka bir ayrıntı ise, kardeşliği eş zamanlı olarak müttefiklik ile taçlandıran şu hukuki belgenin imza töreninin Türk dünyasının kadim kültür beşiği ve Karabağ Zaferinin müjdecisi olan Şuşa’da gerçekleşmesi ve tarihi belgeye Türk Dünyası başkenti seçilen şehri Şuşa mührünün vurulmasıdır.

Türkiye’nin Şuşa’da konsolosluk açmak düşüncesi , şu kadim Türk yurdunun taşıdığı tarihi önemi farklı bir açıdan da göstermektedir.

Şuşa Beyannamesi, Azerbaycan ile Türkiye arasında diğer sahnelerde olduğu gibi Savunma Sanayii alanında da birlikte hareket etme isteğini ifade etmektedir. Bu hamle, iki ülke arasındaki bağların hiç kopmayacak güçte olduğuna işarettir ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın; imza töreni sonrasındaki konuşmasında “Azerbaycan’la teknoloji paylaşımı ve ürünlerin Azerbaycan’da ortak üretilmesi için fabrika kurulacak” ifadeleri, ki birçok ülke tarafından rahatsızlıkla karşılandığını görmüş olduk, güven ve ortak geleceğin inşasına olan inancı göstermiştir.

Şuşa Beyannamesinde ister Azerbaycan ister Türkiye müttefikliğin iki kardeş ülkenin ortak savunmasını amaçladığını ve kimseyi hedef almadığını vurgulamaktadır. Taraflar iki devlet arasında geliştirilen ve onların çıkarlarına uygun askeri ve siyasi işbirliğinin kesinlikle üçüncü devletlere karşı olmadığını altını özellikle çizerek belirmektedirler.

Bakü/Tiflis/Kars hattıyla birlikte taşımacılık koridorunun önemi, Türkiye ile Azerbaycan’ın yeni işbirliği imkânını net olarak ortaya çıkarttı.

Orta Asya/Azerbaycan/Türkiye arasında gerçekleştirilmekte olan ve Türk Devletleri Teşkilatı tarafından desteklenen Orta Koridor da “Şuşa Beyannamesi”nde yer almıştır.

İkinci Karabağ Savaşı sonrası ortaya çıkan bir diğer koridor ise, Türkiye ve Azerbaycan’ı kara yoluyla birleştirecek Zengezur koridoru olmuştur. Beyannamede buna da işaret edilerek bölgesel işbirliğinin kalıcı olduğu tekrar edilmiş oldu.

Bu gelişmeler ışığında Ermenistan’ın Avrupa’daki havadarlarının kışkırtmasıyla zaman zaman “Şuşa Beyannamesi’ne karşı çıkması ve uluslararası hukuktan bahsetmesi çok komik ve beyhudedir. Çünkü Azerbaycan topraklarını 30 yıl işgal altında tutan Ermenistan, ne Azerbaycan’a ne de Türkiye’ye yönelik hukuktan konuşamaz ve yol gösteremez.

Şuşa Beyannamesinin birinci yıldönümünde tıpkı bir sene önce olduğu gibi hay kara kopararak ortalığı velveleye verme arzusunda olan Ermenistan ve havadarlarının bilmesi gerekiyor ki Şuşa Azerbaycan’ın kültür başkentidir. Uluslararası hukuka uygun şekilde Azerbaycan kendi topraklarında istediği görüşmeyi ve organizasyonu yapar, istediği zirveyi gerçekleştirebilir. Ermenistan’ın 10 Kasım’da altına imza attığı anlaşmayı tekrar gözden geçirmesinde fayda vardır.

“Şuşa Beyannamesi” bölgede kalıcı olacak barış ve istikrarın tek teminatıdır.

Ermenistan, Türkiye tarafından "Şuşa Beyannamesi" sonrasında zikredilen normalleşme sürecinin değerini idrak ederek kalıcı barış için Azerbaycan devleti tarafından öne sürülen tüm şartların kabulü için adım atmalıdır.

Maalesef şimdiye kadar Türkiye tarafından (Azerbaycan'la istişareli) yürütülen Ermenistan'la normalleşme süreci görüşmeleri sonrasında karşı tarafın söylemi eyleme dönüştürecek adım at(a)madığı gerçeği var ortada.

Ermenistan’ın kurtuluşu Şuşa Zirvesinde açıklanan bölgesel barıştır. Sonuç olarak tekrar etmekte fayda vardır ki; “Şuşa Beyannamesi” sadece Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin gelişmesine değil, başta Ermenistan devleti olmak üzere tüm bölge ülkeleri için barış, huzur ve kardeşlik havasıyla birlikte ekonomik kalkınmaya da öncülük teşkil edecektir.

Bölge ülkelerinin tümünü içine alan üç artı üç modeli regionun iktisadi kalkınması için eşsiz bir fırsat sunmaktadır. Bu anlamda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından tüm dünyaya ilan edilen “Şuşa Beyannamesi” son yüzyılın en büyük barış ve kalkınma belgesidir. Bunu görmezlikten gelen bazı ülkeler, gün gelecek, bölge huzurunu ve refahı temin eden “Şuşa Beyannamesi”ni en büyük şans olarak değerlendireceklerdir.

O gün uzakta değil…"



#İlham Aliyev
#Recep Tayyip Erdoğan
#Şuşa Beyannamesi
2 yıl önce