Avrupa kıtasında Müslüman kadın çalışanlara başörtüsü yasağı geliyor. Merkezi Lüksemburg'da bulunan Avrupa Birliği Adalet Divanı, “işverenlerin, çalışanların iş yerlerinde iç kurallar gereği herhangi bir siyasi, felsefi veya dini sembolün görünür kullanımını yasaklamasının doğrudan ayrımcılık teşkil etmediğine” hükmetti.
Dava Fransa ve Belçika'da çalışan iki kadının işyerinde başörtülerini çıkartmaları talebini reddetmeleri üzerine açılmıştı. Mahkemenin temyiz dosyasında yer alan bilgilere göre, Belçika'da özel bir şirkette resepsiyon görevlisi olarak çalışan Samira Achbita, işe girdikten üç yıl sonra başörtüsü takmaya karar verince, şirketin “tüm siyasi, felsefi ve dini sembolleri yasaklaması” nedeniyle işten çıkarılmış, ardından Belçika makamlarına dava açmıştı.
Asma Bougnaoui de Fransa'da stajyer olarak girdiği bir şirkette daha sonra işe alınmış, bir müşterinin şikayeti üzerine “tarafsızlık ilkesince” başörtüsünü çıkarması istenmişti. Bougnaoui başörtüsünü çıkarmayı reddettiği için işten çıkarılmış ve bunun üzerine dava açmıştı.
Müslümanların temel haklarının çiğnenmesine tepki gösteren Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, AB Adalet Divanı'nın başörtüsü kararına ilişkin, “İslam'a karşı Haçlı saldırısına dönüşüyor” ifadelerini kullandı. Avrupa Irkçılıkla Mücadele Ağı (ENAR) Başkanı Amel Yacef, AB Adalet Divanının başörtüsü kararını ABD Başkanı Donald Trump'ın vize yasağına benzeterek, “Bu, Müslüman yasağından başka bir şey değildir” ifadesini kullandı. Yacef, inanç özgürlüğünün ve iş piyasalarına erişimin temel insan hakları olduğunu anımsatarak, “Tüm başörtülü Müslüman kadınları etkili biçimde iş yerlerinden uzak tutabilecek endişe verici bir karar” değerlendirmesinde bulundu. Mahkemenin karardaki yorumunun kabul edilemeyeceğini ifade eden Yacef, bunun işverenlerin müşterilerinin taleplerini çalışanlarının temel haklarının üzerinde tutmalarına neden olacağını ve işverenlere ayrımcılık yapma yetkisi sağlayacağını kaydetti.