14-15 Mayıs tarihleri arasında Çin’in başkenti Pekin’de düzenlenen Kuşak ve Yol Uluslararası İşbirliği Forumu, ülkenin dünya siyasi ve ekonomik arenasına resmen döndüğünün ve belirleyici rol oynayacağının mesajını verdi. Çin kendi küresel vizyonu çerçevesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in sağına ve soluna alarak, Batı eksenli jeopolitik/ekopolitik siyasete adeta meydan okudu. Asya’nın dev gücü, Westfalya düzeninin artık geçerli olmayacağını, ABD şemsiyesindeki Batı hegemonik sisteminin güçlü bir alternatif ve yeni bir küresel meydan okumayla karşı karşıya olduğunu iki günlük zirve boyunca hissettirdi. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Forum’un açılışında yaptığı konuşma adeta yeni düzenin manifestosu niteliğindeydi.
Çin Devlet Başkanı Şi konuşmasında, Kuşak ve Yol projesinin dört saçayağı üzerinde durduğunu açıkladı. Bunlar sırasıyla, barış ve işbirliği, açıklık ve kapsayıcılık, müşterek öğrenme ve müşterek kazanç olarak ifade edildi. Şi konuşmasında, tarihin en büyük öğretmen olduğunu belirterek, “eğer birbirimize doğru cesur adımlar atarsak, dostluğa, kalkınmaya, barışa, armoniye ve daha iyi bir geleceğe yatırım yapmış oluruz” ifadelerini kullandı.
Şi Cinping’in manifesto niteliğindeki konuşmasında ekonomik işbirliği ve kalkınmayı teröre karşı en etkili silah olarak ortaya koyması dikkat çekti. Şi, 4 milyarlık nüfusu ve toplamda yaklaşık 20 trilyon dolarlık ekonomileri birbirine bağlayan Kuşak ve Yol çerçevesinde ortak hareket ederek terör ve çatışma problemlerinin çözümünde daha fazla gelişme ve başarı sağlanacağını ve bu şekilde barış, huzur ve ortak kalkınmanın artacağını ifade etti. Şi’nin konuşmasında, Avrupa’dan, İslam dünyasından ve Çin’den birer gezginin ismini sayması dikkat çekti. Şi, Avrupa’dan Marco Polo’yu, İslam dünyası’ndan İbn-i Batuta’yı ve Çinli gezgin Du Huan’ı konuşmasında zikrederek, Kuşak ve Yol stratejisinin kapsadığı coğrafyayı da işaret etti.
Konuşmasında Müslüman Çinli denizci Amiral Zheng He’ye yer veren Şi, “bu öncüler savaş gemili ve kılıçlı cihangirler olarak değil deve kervanlarını ve hazine yüklü gemileri süren temsilciler olarak tarihteki yerlerini aldılar. Tarihin bu kesiti, medeniyetlerin açıklık ve mübadele sayesinde serpildiğini göstermektedir” ifadesini kullandı. Amiral Zheng He, Amerika kıtasını, Kristof Kolomb’dan önce keşfeden ilk denizci olarak da kimi kaynaklarda belirtiliyor. Şi’nin Zheng He’yi örnek göstererek, iki coğrafya arasındaki derin siyasi, kültürel ve ekonomik bağların canlanması mesajı verdiği değerlendiriliyor.
