|

Çin, markalarla geliyor

Reklâm stratejileri uzmanı yazar Sait Aytemur, ucuz ve kaletisiz ürünleriyle bilinen Çin'in, çok güçlü markalar oluşturmaya başladığını belirterek, Türk firmalarını markalaşma konusunda uyardı.

Yeni Şafak
00:00 - 1/04/2005 Cuma
Güncelleme: 14:26 - 3/07/2017 Pazartesi
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv
---------------------------------- manset -------------------------------------------
---------------------- manset ---------------------

  • Yılmaz YILDIZ / İSTANBUL


    Reklam stratejileri uzmanı yazar Sait Aytemur, ucuz ve kaletisiz ürünleriyle bilinen Çin'in, çok güçlü markalar oluşturmaya başladığını ve 5-10 yıl içerisinde markalarıyla dünya ticaretinin dengesini alt üst edeceğini söyledi.

    MÜSİAD tarafından düzenlenen 3. İletişim Zirvesi, reel sektör temsilcileri ile reklam sektörü uzmanlarını biraraya getirdi. Zirveye başkanlık eden MÜSİAD Basın Komisyonu Başkanı Nurettin Nebati, büyümeyi hedefleyen küçük işletmelerin reklamın gücü ve önemi hakkında bilinçlendirmeyi hedeflediklerini söyledi. Büyük şirketlerin bütçelerinin önemli bir bölümünü reklama ayırdıklarına dikkat çeken Nebati, reklamın markalaşmak, satışları artırmak ve kârlılık açısından önemine değindi.

    Reklamcılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Haluk Mesci de "markalaşma yoktur, markalaştırma vardır" diyerek, reklamın marka oluşturmadaki önemini vurguladı. Markalaştırmada başarılı olabilmek için zaman ayırmak, vizyonuna inanmak ve kaynak ayırmak gerektiğini belirtti. Pazarda büyümek için öncelikle değer, imaj, kalite, hizmet, yenilik, yenilikleri arama avantajlarının kullanılması gerektiğini ifade eden Mesci, bu unsurlar olmadan reklam ve tanıtımın boşa gideceğini kaydetti.

    Reklam stratejileri uzmanı yazar Sait Aytemur ise reklam ve marka ilişkisi üzerinde durarak uluslararası rekabette markalaşmanın önemine dikkat çekti. Şu anda ucuz ve kalitesiz ürünleriyle tanınan Çin'in marka konusunda asıl büyük güç olduğunu öne süren Aytemur, "Çin markalar geliştirerek geliyor. Biz burada marka konusunda konferanslar düzenlerken, orada marka nasıl oluşturulur, nasıl korunur onlar gündemde. Çin, 5-10 yıl sonra Japonya'nın yaptığı gibi çok güçlü markalarla tüm dünya piyasalarına ve Türkiye'ye girecek. türk firmalarının bu rekabete hazır olması lazım" dedi.

    Medya satın alma yöneticisi Bilal Arıoğlu da Türkiye'nin ölçülebilir reklam cirosunun 1 milyar 250 milyon dolar, ölçülemeyen reklam cirosunun ise 350 milyon dolar olduğunu söyledi.

    Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi, TV 5 Genel Yayın Yönetmeni gazeteci-yazar Dr. Yusuf Kaplan ise reklamın toplumsal etkisi üzerinde durdu. Özellikle televizyon reklamlarının toplumun kültürel ve ahlâki değerleri üzerindeki tahribatına dikkat çeken Kaplan, "Reklam ürün satmıyor, o ürünün arkasındaki dünyayı, hayat anlayışını satıyor. Televizyon kuruluşlarının birlikte karar verip, toplum değerleriyle ters düşen reklamları yayınlamaması gerekir" dedi.


    ----------------- imza------------------

    ----------------- imza------------------



  • #Arşiv
    #Yeni Şafak Arşiv
    19 yıl önce