İlk 10 ayda 14,3 milyar dolarlık ihracat başarısına imza atan kimya sanayii, üretimin büyümesi ve küresel rekabette söz sahibi olmak için limanı olan yerlerde sanayi kompleksleri kurulmasını istiyor. Deniz kenarından uzak bölgelerde dağınık bir görüntü veren üretim tesislerinin kümelenmesi, yani belli bir alanda organize şekilde faaliyet göstermesi günümüz ekonomisinde zorunluluk olarak görülüyor.
KARA PARÇASINA SIKIŞMIŞ DURUMDA
“Sektörün büyüyememesi bizim için en önemli sorun” sözlerinin sahibi Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği Başkanı Haluk Erceber’e göre, ülkemizde 500’ün üzerinde işçi çalıştıran işletmeler büyük ölçekli sayılıyor. Sektörde 20 bin kadar şirket var, bunun 3 bini kimyasalların üretimi, 286 adedi ilaç sektörü kalan 16 bin 500’ü ise plastik ve kauçuk üzerine üretim yapan ufak ölçekli firmalardan oluşuyor. Türkiye’deki kimyasal üretiminin kara parçalarına sıkışmış durumda olduğunu belirten Erceber, “Oysa Avrupa’daki tesisler limanlarda kurulmuş durumda. Maliyetleri düşürmek ve kimyasalların karayolu ile taşınması tehlikelerini azaltmak için Hollanda’nın Roterdam ve Belçika’nın Antwerp şehirlerindeki limanlarda kümelenme yoluna gittiler. Benzer şekilde, Çin 30 sene önce sıfırdı şimdi dünya lideri. Çin denizi kenarında 20 farklı yere çok planlı şekilde endüstri kümelenmesi yaptılar” bilgisini veriyor.
ÇİN 30 YIL ÖNCE YOKTU; ŞİMDİ İSE LİDER
Erceber, paylaştığı rakamlarla Çin’in bu sayede 3,6 trilyon avro olan dünya kimya pastasından yüzde 40’lık bir pay aldığını söylüyor. Türkiye’nin ise 33 milyar avroluk potansiyeli ile payımızın yaklaşık yüzde 1’ denk geldiğini paylaşıyor. Türkiye’nin mevki açısından çok avantajlı olduğunu aktaran Erceber şu bilgileri veriyor: “Doğu Akdeniz’de bir kimya endüstrisi sanayi kompleksi yok. Bu nedenle kurulacak bir tesis ülkeye ciddi üretim ve yabancı yatırım avantajı sağlayacak. Sektörün gelişmesi için büyük ölçekli şirketlerin de gelişmesi önemli. Bu kümelenme olursa ölçeğin büyümesine katkı yapacağı gibi karlılık oluşturulan sinerji sayesinde yüzde 8 ila 10 oranında artırıyor. Büyük ölçekli işletmeler sektörün ancak yüzde 1’i. Geçen yıl 23 milyar dolarlık bir açığımız vardı bu yıl yüzde 25 milyar dolara çıkmasını bekliyoruz. Enerjiden sonra en fazla dış ticaret açığı kimya sektöründe, dolayısıyla bunları yerli üretimle desteklemek lazım.”
- Projesini hayatageçiren ar-ge lazım
- Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği Başkanı Erceber, AR-GE’nin şu anda ulaştığı yapıdan sektörler çok memnun olmadığını belirterek yine planlama ve projesini hayata geçirip ticari bir değere dönüştüren AR-GE faaliyetlerinin önemine dikkat çekiyor. Erceber şöyle devam ediyor: “Şu an ülkemizde bin 100 tane AR-GE merkezi var kimyasalların üretimi alanında da 110 adet AR-GE merkezi var, ilaç ta 286 var kalanı da plastik alanında yoğunlaşıyor. Bu biraz fazla. Örneğin, Çin ve Tayvan’da ciddi bir kimya sektöründen gelen kazanç var.”
- 70 ülke Turkchem fuarı için hazır
- Haluk Erceber ile, 8-10 Kasım 2018 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek Uluslararası Kimya Sanayi Fuarları TURKCHEM hakkında da konuşuyoruz. Bu yıl 20 ülkeden 300 doğrudan katılımcı ile binin üzerinde firma ve 70 ülkeden 12 bini aşkın profesyonel ziyaretçiyi ağırlayacaklarını belirten başkan, Uluslararası Kimya Sanayi Fuarları TURKCHEM 2018 çatısı altındaki ChemShow Eurasia, ChemLab Eurasia ve ChemTech Eurasia’da buluşturacakları bilgisini paylaşıyor. Erceber, sektörün Türkiye ve EMEA Bölgesi’ndeki en geniş kapsamlı, Avrasya Bölgesi’ndeki tek ve en büyük fuarının ciddi iş bağlantılarına vesile olacağını aktararak, “Orta Doğu, Kuzey Afrika ülkeleri, Türki Cumhuriyetler, Rusya, Ukrayna vb. gibi pek çok hedef pazar ülkeden profesyonel alıcılar ve katılımcılar fuarımızda olacaklar” ifadelerini kullandı.
