|

Ortalama %5,7 büyüdük

2003-2017 arasında izlenen makroekonomik istikrar politikalarıyla Türkiye ekonomisi, yıllık ortalama %5,7 büyüdü. Ekonomi bürokrasisi, yeni dönemde de makroekonomik istikrarı koruma, mali disiplini sürdürme, cari dengeyi iyileştirme, enflasyonu düşürme, istihdamı ve tasarrufları arttırmada taviz verilmeyeceğini vurguluyor.

Cahit Saraçoğlu
04:00 - 25/12/2018 Salı
Güncelleme: 01:36 - 25/12/2018 Salı
Yeni Şafak
Ekonomi kurmayları, ülke insanının refah seviyesini de artırdığına dikkat çekiyor.
Ekonomi kurmayları, ülke insanının refah seviyesini de artırdığına dikkat çekiyor.

Türkiye, ekonomi kurmaylarına göre 2000’li yılların başına kadar sürdürdüğü istikrarsız ekonomik yapıdan, 2003-2017 yılları arasında belirlediği makroekonomik istikrar politikalarıyla ortalama yıllık yüzde 5,7 büyümeyle kurtuldu. Ekonomi kurmayları, Türkiye’nin ekonomi politikalarındaki değişim, büyüme politikalarını güçlendirirken, ülke insanının refah seviyesini de artırdığına dikkat çekiyor.

SATIN ALMADA 13’ÜNCÜLÜK

Yeni ekonomi programı kapsamında bütçe politikasının da para politikasıyla eş güdümlü olarak yürütüleceğini dile getiren ekonomi bürokrasisi, makroekonomik istikrarı koruma, mali disiplini sürdürme, cari dengeyi iyileştirme, enflasyonu düşürme, istihdamı ve tasarrufları artırma, gelir dağılımını iyileştirme hedeflerinden taviz verilmeyeceğini vurguluyor. Bugüne kadar sürdürülen istikrarlı makroekonomik politikalar sonucu, Türkiye’de kişi başına milli gelirin 2003 yılına kadar satın alma gücü paritesine göre AB ortalamasının yüzde 35 seviyelerinde olduğuna hatırlatan kurmaylar, oranın 2017 sonunda yüzde 67’ye yükseldiğine dikkat çekti. 2002 yılında 21’inci büyük ekonomi olan Türkiye’nin 2017’de 17’inci ekonomiye yükseldiğini anlatan kurmaylar, satın alma paritesi açısından 17’nci sıradan 13’üncü sıraya ulaşıldığını belirttiler.

BORÇ YÜKÜ ASGARİ SEVİYEDE

Kurmaylar, ekonomide yaşanan dalgalanmanın oluşturduğu borç yükü ile ilgili yaptıkları değerlendirmede ise borç stokunun %60’lardan %9’lara gerilediğine dikkat çektiler. Benzer şekilde faiz giderlerinin de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranında da düşüşün olduğunu belirten kurmaylar, “Borç ve faiz yükünü düşürerek, ekonomiden halkın refahına daha fazla pay ayrılmaya başlandı. Günlük 2,15 doların altında geliri olan nüfusun toplam nüfusa oranı %3’lerde idi. Bugün sıfırlandı” tespiti yaptılar.

  • TL YÜZDE 20 DEĞERLENDİ
  • Ağustos ayında dolar kurunun en yüksek seviyesinden bu yana Türk lirasının dolar karşısında yüzde 20 değer kazandığını hatırlatan kurmaylar, “Yine aynı dönemlerde yükselen Türkiye CDS risk primi 225 baz puan iyileşti. 10 yıllık tahvil faiz oranları geriledi. Kasım ayı itibarıyla tüketici enflasyonu bir önceki aya göre yıllık bazda düştü. Bu göstergelerdeki iyileşmeler güven endekslerine de yansıdı” ifadelerini kullandılar.

#Türkiye
#enflasyon
#istihdam
#milli gelir
#borç
#faiz
5 yıl önce