|

S&P'den yine not tehditi

Türkiye’nin bölgesindeki ekonomik ve siyasal istikrar için mücadele verdiği bu dönemde, ABD güdümündeki finansal kuruluşların spekülatif açıklamaları ‘zamanlama manidar’ dedirten türden. IMF’nin ‘faizi artırın’ açıklamasının ardından şimdi de S&P, enflasyonu bahane ederek kredi notumuzu düşürebileceğini açıkladı.

Yeni Şafak ve
04:00 - 25/02/2018 Pazar
Güncelleme: 00:43 - 25/02/2018 Pazar
Yeni Şafak
Türkiye’nin bölgesindeki istikrar için önemli bir mücadele verdiği bu dönemdeki peşi sıra ‘kasıtlı’ açıklamalar da dikkat çekiyor.
Türkiye’nin bölgesindeki istikrar için önemli bir mücadele verdiği bu dönemdeki peşi sıra ‘kasıtlı’ açıklamalar da dikkat çekiyor.

Soğuk Savaş döneminden kalma ve varlığını ABD’ye borçlu IMF, Dünya Bankası ve kredi derecelendirme kuruluşlarının Türk ekonomisi hakkındaki temelsiz ve spekülatif açıklamaları devam ediyor. Türkiye’nin bölgesindeki istikrar için önemli bir mücadele verdiği bu dönemdeki peşi sıra ‘kasıtlı’ açıklamalar da dikkat çekiyor. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P), Türkiye’nin kredi notunu teyit ettiği açıklamasında, Türk ekonomisinin son yıllarda kazandığı dinamizmi görmezden gelen şaşırtıcı ifadelere yer verdi. Geçtiğimiz günlerce, IMF’nin Türkiye’de faizlerinin artırılmasına yönelik algı operasyonunu anımsatan S&P analizinde, Türkiye’nin yabancı para cinsinden kredi notunun “BB” seviyesinde, yerli para cinsinden kredi notunun da ‘BB+’ seviyesinde teyit edildiği, görünümünün de ‘negatif’ olarak korunduğu bildirildi.

BÜYÜME ÖNGÖRÜSÜNDE KIT

Kurum, negatif görünümle ilgili olarak, dış finansal koşullardaki değişimin Türkiye’nin finansal ve kurumsal sektörünü kısıtlayabileceği belirtti. Para politikasının enflasyon ve döviz baskılarını engelleyememesi durumunda ülkenin kredi notunun düşürüleceği uyarısında bulunulan ifadelerde, Türkiye’nin dış finansmanının ve genelde inşaat ile kamu tüketimine yapılan yatırımların ülkenin gelecekteki ekonomik ve finansal istikrarı için risk oluşturduğu söylemi dikkat çekti. S&P, geçen yıl yüzde 7 büyüme yakalayan Türkiye ekonomisinin bu sene yüzde 4, gelecek sene de yüzde 3,2 büyüme tahmininde bulundu.


AÇIKLAMA OBJEKTİF DEĞİL

İstanbul Üniversitesi Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Kadir Tuna, Türkiye ile ilgili değerlendirmelerin geçmiş dönemde olduğu gibi objektif olmadığını belirterek, derecelendirme kuruluşunun şu an yapmış olduğu açıklamayı çok alelacele ve çok yersiz bir değerlendirme olarak nitelendirdi. "Türkiye’nin notunun bir basamak yukarı yükseltimesini bekliyordum” diyen Tuna şöyle devam etti: “Kredi dönüşlerinde dünya konjonktürünün kötü olduğu bir dönemde, Türkiye’nin ne bireysel kredilerde ne de, ticari kredilerde bir problem yok.”

HÜKÜMET ADIMLAR ATIYOR

Tuna şöyle konuştu: “Hükümet, enflasyon ve döviz konusunda önlemler alıyor. Orta ve uzun vadede, şirketlerin, döviz cinsinden borçlanması konusunda, birtakım sınırlandırmalar ve düzenlemeler getirildi. Bunların etkisini önümüzdeki dönem hep birlikte göreceğiz.” Tuna, Türkiye’nin dış finansmanının ve genelde inşaat ile kamu tüketimine yapılan yatırımları finansal risk olarak gören S&P’ye karşılık şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye konut talebinin olduğu bir ülke. Konut açığı ve talepte zaman zaman yavaşlama var. Özellikle yaz aylarının başlaması ile birlikte, konut piyasasında hareketlenme bekliyoruz. Konut sektöründeki şirketler de yeni projeler üretmeye devam ediyor. Dolayılısıyla böyle bir riskten bahsetmek de son derece yersiz.”


Nedense şaşırmadık

KapitalFX Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan, “Zaten beklediğimiz gibi oldu. Not görünümünde herhangi bir değişiklik beklemiyorduk” diyerek, “Türkiye ekonomisi açısından olumsuz bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. S&P’nin verdiği kararlar genelikle siyasi olmakla eleştirilen bir kuruluş” diye konuştu.

ENFLASYON GEÇİCİ OLARAK DÜŞECEK

TCMB’nin açıklamalarına bakarak önümüzdeki bir kaç ay baz etkisinden kaynaklı bir enflasyon düşüşü gerçekleşeceğini aktaran Erkan, kalıcı düşüş görünene kadar da TCMB para politikasını sıkı tutmaya devam edecek. TCMB’nın politkalarının enflasyon görünümünü engelleyememesi durumu ne olabilir mesela, yeterince sıkı olmaması kur baskılarını tekrar yukarı doğru olmasına neden olabilir mi? soruları akıllara geliyor” dedi.

TCMB faiz için dikkatli olmalı

Erkan sözlerine şöyle devam etti: "Merkez Bankası, faizi yüzde 12.75’e yükseltti. Merkez Bankası’nın bu yüzden büyümeyi aşağı düşürmemek adına, faizleri daha da artırmak için yerinin olmadığını düşünüyorum. Kredi büyümesini olumsuz etkileyebilir. Zaten hali hazırda TL maliyetleri oldukça yüksek. Bankaların artan mevduat maliyetlerini kredi, faizlerine yansıtması durumu olabilir. Faizlerde yukarı yönlü bir baskı yaratmaması gerekiyor."

#Standart and Poor's
6 yıl önce