Havayollarının büyük masraflar ödeyerek yaptırdığı özel salonları kapasitelerinin altında çalışıyor. Bu nedenle ekonomi yolcularına da belirli ücret karşılığı kullanım hakkı verilerek gelirlerinin az da olsa artırılması amaçlanıyor. Habertürk'ün haberine göre normalde havalimanının herhangi bir kafe ya da restoranında zaten para ödemeyi göze alan yolcu, bu imkânlara daha rafine bir ortamda kavuşuyor. Business veya first class sınıfında seyahat eden yolcuların imkânlarına sahip olmak da ayrıca daha iyi hissettiriyor. Böylece havayolu gelir elde ederken, yolcusunun sadakatini artırıyor.
- Amerika’nın 3 havayolu; Delta, United ve American Airlines’ın yanı sıra Etihad, Emirates gibi büyük Körfez taşıyıcıları ile Türk Hava Yolları, lounge’larını yolcularına ücretli sunuyor. 3 büyük Amerikalı taşıyıcı, ABD genelinde çeşitli havalimanlarında check-in esnasında günlük 59 dolarlık bir ücretle salon girişi satıyor. Etihad dünya genelinde lounge’larına 75 dolara alıyor. Emirates ise 100 dolara business class lounge erişimi ve 200 dolara first class lounge’a giriş imkânı sunuyor.
- Özel yolcu salonlardan parayla faydalanmak konusuna değer biçmek zor. Çünkü bu kişiden kişiye değişen bir şey. Salonun kendisi, fiziksel durumu içeride sağlanan hizmetler bir yana, yolcunun beklentisi, hizmetlerin ne kadarını kullanacağı, ne kadar süre vakit geçireceği, tüketim eğilimleri oldukça önemli. Salonun hijyeni, sessizliği ve ortamın kalitesine ne kadar değer biçtiğiniz de tamamen size kalmış bir kriter. Ancak her salonun imkânı da değişiklik gösteriyor. Örneğin, ücretsiz şampanyadan kokteyllere, alakart yemekten duşa, deri kanepelerden masaj salonu ve hızlı Wi-Fi’ye kadar çeşitli imkânların tamamını da bulunduranlar var. Dolayısıyla önceden tecrübe etmediyseniz araştırıp ücret ödemek en mantıklısı.
Genelde özel yolcu salonlarına giriş hakkı, doğrudan salonun check-in masasından yani girişinden elde ediliyor. Giriş yapmak için kredi kartı ve biniş kartınızı hazırlayın ve check-in bankosundaki görevliye ücret mukabili girmek istediğinizi iletin. Gereken ücreti ödeyerek salona geçip yerleşin ve keyfini çıkarmaya başlayın. Salonların dışında ya da kapılarında rastlayabileceğiniz “Yalnızca davetiye ile giriş” ve buna benzer ibarelerden çekinmeyin. Girip sorun. Ücretini ödeyince zaten davetli konuma geçiyorsunuz. Nasıl olsa her şey parayla değil mi?
Öte yandan Uluslararası Havayolu Taşımacıları Birliği (IATA) ve Amerika Havayolları (A4A), bagaj operasyonlarındaki etkinliği artırmak konusunda ilerleme kaydetmek üzere, hatalı bagaj teslimatı, valiz kaybı gibi sorunları azaltmak gibi konuların da içeriğinde yer aldığı bagaj izleme süreciyle ilgili 1 yıllık küresel kampanya başlattı.
Yılda, 4 milyondan fazla bagaj, havayolları tarafından yolcularla birlikte taşınıyor ve bunların binde 43’ü varılan meydanda sahibine teslim edilemiyor. Ya unutuluyor ya yanlış yere gidiyor ya da kayboluyor. Bu sebeple IATA, Resolution 753 (R753) yani Önerge 753’ü sektörün paydaşlarıyla kabul ederek hayata geçirdi. Havayolu şirketleri, Haziran 2018’e kadar, uçuşun her aşamasında her bir valizi takip etme kararlılığına ve yeteneğine sahip olacak duruma gelecek.
Ayrıca bu izleme bilgilerini, istendiği anda diğer paydaşlarıyla paylaşabilecek konumda olacaklar. IATA yetkilileri, son 10 yılda, kötü muamele edilen, hasarlanan, karıştırılan veya kaybolan bagajlar konusunda yüzde 54 oranında iyileştirme sağlandığına dikkat çekiyor.
Bir sonraki adımın bu performansı daha da artırmak için bagaj denetiminin tüm aşamalarını kontrol altına alabilmek olduğunu belirtiyorlar. Bütün bunlara ek olarak, IATA, üye havayollarını R753’teki uygulama planını geliştirirken takip edecek ve sonrasında sistem hayata geçirildiğinde onlara bir sertifika sunacak. Bu sertifikaya sahip olmayan üyelerle ilişkiler gözden geçirilecek.