Kastamonu'nun Hanönü ilçesinde kendilerini AFAD görevlisi olarak tanıttıkları köylülere, bölgede heyelan ile deprem önleyici çalışmalar yapacaklarını söyleyen 11 kişi, iş makineleri ile ormanlık alanda kaçak kazı yaparken jandarma ekiplerince suçüstü yakalandı. İş makineleri yardımıyla 400 metre yol açarak, 20 metre ve 100 metre derinliğinde çukurlar kazan şahısların arasında kamu personelinin de olduğu belirlendi.
Köydeki durumu haber alan Kastamonu İl Jandarma Komutanlığı ve Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri, çalışmanın yapıldığı alana giderek yaptıkları kontrollerde AFAD Başkanlığı tarafından böyle bir görevlendirme yapılmadığını, aralarında kamu görevlileri ve emeklilerin de bulunduğu şahısların AFAD'ta çalışmadıklarını belirledi.
Pazar günü köylerinde bir yangın çıktığını ve bu sırada definecilerin geldiğini söyleyen Sultan Çapar adlı vatandaş, “Bir günde üç kere geldiler kazı yaptıkları yere. Kimse oralı olmayınca kepçe getirdiler. 'Gaz sıkışması var, deprem olacak, evden çıkmayın, yangın çıkar, gaz patlar' dediler. Onlarca ağacımızı da kestiler. Zararımız çok. Başımız da çok ağrıdı. Hazineyi bulup bulmadıklarını bilemiyorum ama kazı yaparken yakalandılar. Dün gece sabaha kadar da nöbet tuttuk" dedi.
AFAD'dan geldiklerini söyleyerek köy halkını kandırdıklarını belirten Çapar, "Cami hoparlöründen anons edildi. 'Dışarı çıkmayın' denildi. Kolayına altınları alacaklardı ama beceremediler. Foyaları çıktı meydana. 'AFAD'dan geldik' diye kendilerini tanıttılar. Biz inandık. '6 ay biz burada beraberiz. 70 kişi falan olacağız. Komşuyuz, çay içmeye geliriz.' Yani bal dudaklarıyla bizleri kandırdılar. 'Deprem ve heyelan olacak, zehirlenme olur' diye anons ettiler. O da yalanmış, oraları delip bıraktılar. Onların sahtekarlıkları ortaya çıktı. Sahte evraklarını görünce esas olmadığını anladık" diye konuştu.
Geçtiğimiz pazar günü bir aracın köye geldiğini anlatan Zeliha Aslan ise, “İki kadın ile iki erkek vardı. Buralarda dolaştılar, ertesi gün yine geldiler, gezdiler. Üçüncü günde kepçe ile geldiler, 5-6 tane de araba vardı. Köyden geçip ormanlık alanda kazıya başladılar. Üç gündür kazıyorlar. Ben oraya gidip baktım. Oraları talan etmişler, koca kayaları çıkarıyorlar, oturup bir süre seyrettim. Eve gelene kadar muhtar geldi. Güya karakolu, sağı solu aramışlar. Muhtar gelip camiden anons etti. 'Dışarıya çıkmayın, camları kapıları kapatın' diye. 'Gerekirse bahçeye gitmeyin. Gaz varmış, zehirlenirmişiz, taş gelirmiş, zarar görürmüşüz' bunları söylediler. Dışarıya çıkamıyorduk, evin önünde duramıyorduk. Arabalar gelip gidiyordu. Gece gündüz aynı otoban gibiydi. Korkuyorduk, kapılarımızı kilitliyorduk. Çocuğu evin önüne çıkartamıyordum" şeklinde konuştu.