Trakya, kışın kar, yazın da yağmur yağmaması nedeniyle son yılların en kurak yılını yaşanıyor. 1929 yılından bu yana metrekareye yılda ortalama 601 milimetre yağışın düştüğü Edirne'de bu yılın ortalaması 317'de kaldı. Temmuz ayından bu yana sadece ağustosta metrekareye 1,6 milimetre yağışın düştüğü Edirne, son 91 yılın en yağışsız dönemini yaşıyor. Gölet ve barajların kurumaya yüz tuttuğu kentte buğday ve ayçiçeğinde verim kaybı yaşayan üretici, toprağın kuraklıktan sertleşmesi nedeniyle de ürün ekmek için tarlaya da giremiyor.
Meteoroloji verilerine göre, 1929 yılından bu yana yıllık yağış ortalamasının en düşük seviyesi bu yıl yaşandı. Edirne'ye 2017'de metrekareye 866 milimetre, 2018'de 801 milimetre, 2019'da 431 milimetre, 1 Ocak 2020'den bugüne kadar ise 317 milimetre yağış düştü.
Trakya'da yaşanan kuraklıktan en çok etkilenen Edirne'de, DSİ verileri üreticiyi tedirgin ediyor. DSİ verilerine göre bölgede bulunan 6 baraj ve 31 gölette 2019 yılına yüzde 40 doluluk oranıyla girildiği, bu yıl ise aynı baraj ve göletlerde su seviyesinin yüzde 20'ye düştüğü bilgisi paylaşıldı.
Edirne Ticaret Borsası Başkanı Özay Öztürk, kuraklık dendiğinde, global ısınmaları çok net bir şekilde hissetmeye başladıklarını söyledi. Öztürk, "Bölgemizde kış kurağı dediğimiz ve kış aylarında almamız gereken, yağışları alamadık. Onun devamında da kuraklık devam etti. Tabi kış aylarındaki kar yağışını özellikle alamamaktan dolayı, barajlarımızdaki su seviyeleri çok düşük. Ürünlere baktığımızda, buğdayın özellikle dane oluşumu döneminde, yağmura ya da kara ihtiyaç duyduğu dönemlerdeki, yağışı alamamasından dolayı, bölgemizde şu anda yapılan hasadın sonuçları da netleşti...
Edirne'nin Çömlekakpınar köyünde çiftçilik yapan Lütfü Azim (68), bu yaşına kadar böyle bir kuraklık görmediğini dile getirdi. Azim, "6 aydır yağmur yağmıyor. Buğday, ay çiçeğinde verim çok düşük oldu. Kanola ekiliyor, ama kuru toprağa. Yağmur yağarsa çıkar ama yağmazsa yine masraf olacak. Yağmur az yağar ise mahsul bozulur. Daha tohum ekmedik, ekmiş olsak az yağdığı zaman yine bozulabilir. Bunlar hep riskli işler. Şu an tarlaya girenler oldu ama makineleri kırıldı, çatlaklara giriyor çünkü. Yağmur en az birkaç kere yağacak ki toprak sulanacak, o zaman bir şey olmaz, çamura ekin yapılsa yine de iyi olur. Bizim şu an tarlada olmamız lazım ama kahvede çay içiyoruz maalesef" dedi.
Üretici Hakan Özkan, kuraklık nedeniyle buğdayda verim kaybı yaşadıklarını belirterek, "Yaklaşık 6 aydır yağmur yağmıyor. Şu anda çiftçilerimiz kanola ekim döneminde ama bazı çiftçilerimiz kuraklıktan dolayı kanola ekiminden vazgeçtiler. Tarlaları sürebilmek için yağmur bekliyoruz ama yağmadı, şu ana kadar maalesef. Tarlayı sürmeye kalktığımızda malzemelerimiz kırılıyor, her yer çatlak. Bizim köyde sulamada olmadığı için hiçbir şey yapamıyoruz. Kanolanın ekimi geç yapılıyor, bu bitkinin de kışa sağlam girmesi lazım. Bu zamanlarda normalde kanola ekimlerinin bitmesi gerekiyordu. Çok sayıda üretici kuraklıktan dolayı kanola ekmekten vazgeçti ama ekenler de var" dedi.
Edirne'de kuraklık nedeniyle Meriç ve Tunca nehirlerinin debileri düşerken, göletler kurudu. Kuruyan göletlerde oksijensiz kalan balık ölümleri yaşandı. Edirne'nin Çömlekakpınar köyünde, hayvanların içme suyunun sağlandığı asırlık çeşme de kurudu.
Çeşmeden daha önceleri çok su aktığını dile getiren Orhan Fırat, "Özellikle hayvanlar hep burada sulanırdı. Her akşam en az 200 hayvan buradan su içerdi, mahsulümüzü sulardık, şimdi bir damla bile su akmıyor ne merada ne de köyün içinde. Normal içme suyu kullanıyoruz. Kendimiz ve hayvanlar için de normal içme suyu kullanıyoruz. Kuraklıktan dolayı ekinler için de sulama yapamadık. 68 senedir böyle bir kuraklık görmedim. Yetkililerden yardım bekliyoruz" dedi.