2009'da yürürlüğe girecek olan Avrupa Anayasası ile AB'nin artık bir 'Cumhurbaşkanı' ve 'Dışişleri Bakanı' olacak; kararlar, ülke nüfusları dikkate alınarak 'nitelikli çoğunluk'la verilecek.
Avrupa Anayasası, İtalya'nın başkenti Roma'da Campidoglio Tepesi'nde bulunan Conservatori Sarayı'ndaki "Orazi ve Curiazi Salonu"nda, AB ülkelerinin devlet ve hükümet başkanları tarafından törenle imzalandı. Aynı salon, 1957'de Avrupa Ekonomik Topluluğu'nu kuran Roma Anlaşması'nın imzalandığı mekan olması nedeniyle simgesel bir anlam taşıyor.
Törene, "aday üye" sıfatıyla katılan Türkiye'yi Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül temsil etti. AB üyesi 25 ülkenin devlet ya da hükümet başkanları ile dışişleri bakanlarının Avrupa Anayasası anlaşmasını sırayla imzalamalarının ardından, Türkiye, Romanya ve Bulgaristan da "aday üye" sıfatıyla sadece nihai senedi imzaladılar. Hırvatistan ise bu törene gözlemci sıfatıyla katıldı. Törenden sonra konuşan ev sahibi İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, 29 Ekim 2004'ün Avrupa Birliği için "tarihi bir gün" olduğunu belirterek, "Avrupa'yı kuranların ütopyası, harika bir gerçeğe dönüştü. Avrupa'nın artık bir anayasası da var" dedi.
AB Dönem Başkanı Hollanda, Roma'daki tören alanını Hollanda'dan getirilen çiçeklerle süsledi ve Anayasa'yı imzalamaları için tüm liderlere özel birer kalem hediye etti. Kalemlerin üzerine Latince olarak, "Europae Rei Publicae Status" (Avrupa Cumhuriyeti Anayasası) ibaresinin yazılması dikkati çekti.
Avrupa Anayasası'nda "Hıristiyanlığın AB'nin ortak temeli olduğuna" dair ibareye yer verilmedi ama anlaşmanın imzalanması, Papa X. Innocenzio'nun heykeli altına yerleştirilen bir masada gerçekleştirildi. Anayasa'nın giriş bölümünde Birlik'in temelini oluşturan, eşitlik, hürriyet, insan hakları, demokrasi, barış, adalet ve dayanışma gibi insani değerlere yer veriliyor.
Başka bir Birlik ülkesine yerleşen herkes, bulunduğu ülkede Avrupa Parlamentosu ve yerel seçimlere katılma hakkına kavuşuyor. Bir milyon imzayla yeni bir AB kanunu teklif hakkı tanınıyor.
Anayasa yürürlüğe girdikten sonra AB'nin bir başkanı ve dışişleri bakanı olacak. "AB Konseyi Başkanı", AB dönem başkanlığı yerine iki buçuk yıllığına seçilecek ve cumhurbaşkanı gibi sembolik yetkilere sahip olacak. Dışişleri bakanı da Birlik adına açıklama yapabilecek. AB'nin "yürütme organı" olan 25 kişilik AB Komisyonu da yeniden şekillendi. AB'nin adeta "bakanlar kurulu" olan Komisyon 5 yıl görev yapacak.
Anayasaya göre AB içindeki oylamalar "nitelikli çoğunluk" esasına göre yapılacak. Nitelikli çoğunluk, AB nüfusunun yüzde 65'inin ve AB Konseyi'nin de 25 üyesinden 15'inin oyunu almak demek. Bu özellikle yeni üyelerden Polonya'nın istediği bir unsurdu. Ancak, üye ülkeler savunma, dış politika ve vergi konularında veto haklarını saklı tutabilecek. Yani karar almada tam anlamıyla bir egemenlik devri söz konusu değil. Ayrıca 'acil fren' denilen bir başvuru sistemi getiriliyor. Buna göre, bir konudaki kararı beğenmeyen bir ülke, bunun yeniden gözden geçirilmesi için AB Konseyi'ne başvurabilir.
AB Anayasası'na göre, Avrupa Parlamentosu, Komisyon tarafından hazırlanan tasarıları oylayacak, kabul etmezse bu tasarılar kanunlaşmayacak. Avrupa Parlamentosu AB içinde halkın oylarıyla belirlenen tek kurum olduğu için önemli bir kurum olarak görülüyor. Avrupa Anayasası, birliğe üye olmanın gönüllülük esasına dayandığını vurguluyor ve birlikten çıkışı mümkün kılıyor. Ancak birlikten çıkış için tıpkı katılım gibi bir müzakere süreci yürütülmesi isteniyor.
Avrupa'nın artık resmi bir de marşı var. Beethoven'in 9. Senfonisi. Mavi zemin üzerindeki altın renkli yıldızların daire oluşturduğu resmi bayrağı her yıl 9 Mayıs'ta kutlanan "Avrupa Günü"nde 9. Senfoni ile dalgalanacak.
----------------- imza------------------
----------------- imza------------------