|

Alfabemiz iki Q arasında

Yavuz Bülent Bakiler, İngilizler'deki Q, W, X olmasa da bazı Türk alfabelerinde bulunan hırıltılı H (X), sert K (Q) ve kapalı E gibi harflerin alfabeye alınmasını istiyor

Yeni Şafak
01:00 - 25/11/2001 Pazar
Güncelleme: 17:09 - 17/05/2017 Çarşamba
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv

---------------------------------- manset -------------------------------------------

---------------------- manset ---------------------

----------------------- spot -------------------------

Dünyanın en fazla üzerinde oynanan dili olan Türkçe'nin içine düşürüldüğü çıkmazı anlatmak için, "Kamusa uzanan el namusa uzanmıştır" diyordu, Cemil Meriç. Türk Dil Kurumu'nun "türetmek" iddiasıyla, Fransız'ca "sistem"den yola çıkarak, Türkçe "yön" köküne Fransızca "tem" ekini ekleyerek "yöntem" ve onun gibi daha nice sözcüğü nasıl uydurduğunu da yine Cemil Meriç anlatıyordu. Türk Dil Kurumu, Arapça, Farsça ve diğer Doğu dillerine ait sözcüklerin dışlanmasıyla ortaya çıkan boşluğu "uydurca" "yöntemlerle" gidermeye çalışadursun, milenyum çağında bu kez kelime eksikliğinin yanına alfabe sorunu da çıktı.

Malum internet çağında herkesin adresi www ile başlayınca, çevremizde de Q ve X'li kelimeler sarınca tartışma da başladı: "Nasıl olsa her yerde bu harfler karşımıza çıkıyor. O halde alfabeye neden alınmasın?" Tartışmayı başlatanlar, kullandıkları alfabe Latin Alfabesi'nden tümüyle farklı olan Araplar'la, Japonlar'ın sorunsuz şekilde internet kulandıkları gerçeğine rağmen, "zaten 75 yıldır dokunulmadık yeri kalmamış olan "kamus"a bir kez daha dokunulsa ne çıkar" rahatlığıyla alfabeye harf istiyorlar.

Harf alalım ama...

Alfabemize Q, X, W alınsın mı alınmasın mı tartışması sürerken, Türkçe üzerindeki tezleriyle dikkat çeken Yavuz Bülent Bakiler tartışmaya çok farklı bir noktadan katıldı. Bakiler'e göre de, alfabeye acilen yeni harfler eklenmeli, ama bu harfler tartışmanın odağını oluşturan ve Batı dillerinde kulanılan Q, W ve X harfleri değil. Türk alfabesinin bu harflere ihtiyacı bulunmadığını dile getiren Bakiler, buna karşın Türki Cumhuriyet'lerden Türkistan ve Azerbaycan'da kullanılan H (X), sert K (Q) ve kapalı E harflerinin acilen Türk alfabesine de alınması gerektiğini söyledi. "Biz kendi alfabemizi Batı standartlarına göre hazırlamak durumunda değiliz" diyen Bakiler, "Ancak Orta Asya'yla ilişkilerimiz açısından, mutlaka bu ülkelerle ortak bir alfabe üzerinde anlaşmalıyız" diye konuştu.

Büyümemizden korkuyorlar

Türkiye'yi yönetenlerin Türk dünyasının büyümesinden endişe ettiklerini öne süren Bakiler, bu potansiyelin hem dış ülkeleri hem de bizzat ülke içindeki bir takım kesimleri korkuttuğunu iddia etti. Bakiler, "Kültür değerlerimizin ortaya çıkmasından büyük paniye kapılıyorlar. Bizzat devletin içinde Türk'e düşman olan birtakım kimselerin cehaleti vardır. Bir takım kimseler 64 milyon nüfusu olduğumuzu düşünüyor. Anadolu Türklüğü dışında 200 milyona yakın Türk topluğu daha var" diye konuştu. Balzac'ın "millet edebiyatı olan bir toplumdur" ve Atatürk'ün "Cumhuriyet'in temeli kültürdür" sözlerine atıfta bulunan Bakiler şöyle konuştu:

"Eğer millet edebiyatı olan bir topluluksa, bizim kültürümüzün kaynağı Türkistan ve Azerbaycan topraklarıdır. Bu ülkelerle masaya oturup alfabede alınması gereken harfleri almalıyız. Büyük devlet olmaktan korkmamalıyız. Başka devletlerin korkuları bizi korkutmamalı, bizim gücümüz olmalı. Alfabe birliğine gitmiş olsaydık, Türkiye'yi büyük aydınlıklara çıkartırdık."

MİLLİ EĞİTİM 'GÜDÜK' YAPIYOR
Ana okullardan üniversitelere kadar yayılan yabancı dille eğitimin Türk aydınlarını İngilizler gibi düşünmeye ittiğini ifade eden Bakiler, "Türkiye'yi bunlar yakında bir sömürge devleti haline getirmek istiyorlar" dedi. Bakiler, 1932'den 1936'ya kadar dilde özdeşleştirmeye gidildiğini, bu şekilde bir öztürkçe faciası yaşandığını kaydederek şunları söyledi: "Bundan bizzat Atatürk vazgeçti. Kendisi Falih Rıfkı'ya 'Dili bir çıkmaza saplamışız' demiştir. Atatürk sonunda 'güneş dil nazariyesi'ne inandı. 1950'den sonra dil kurumu tekrar tasviyeye geçti. Edebiyatımızın ve ilim dilimizin batıdan geride olmasının nedeni Türkçe'deki tasfiye harekatıdır. ABD'de ve İngiltere'de ilk eğitimden geçen çocukların kitaplarındaki kelime sayısı 71 bin iken, Türkiye'de ise bu sayı sadece 7 bindir. Sonuçta müthiş bir gerilik çıkıyor."


----------------- imza------------------

----------------- imza------------------



#Arşiv
#Yeni Şafak Arşiv
22 yıl önce