|

"Arap dünyası İİT toplantısına nasıl bakıyor?"

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Hasan Öztürk köşesinde "Araplar için test günü yarın" başlıklı yazısını kaleme aldı. Ömer Lekesiz, İsmail Kılıçarslan, Kemal Öztürk, Hatice Karahan da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
09:25 - 12/12/2017 Salı
Güncelleme: 09:39 - 12/12/2017 Salı
Yeni Şafak
Gündem
Gündem

Hasan Öztürk, Ömer Lekesiz, İsmail Kılıçarslan, Kemal Öztürk ve Hatice Karahan'ın yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

Hasan Öztürk: Araplar için test günü yarın

Yarın İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İstanbul’da “Kudüs” özel gündemiyle olağanüstü toplanacak. Toplantıda İslam ülkelerinin hangi seviyede temsil edileceği, meseleye hangi ülkenin nasıl bakacağının da işareti olacak. Acaba, Arap dünyası İstanbul’daki İİT toplantısına nasıl bakıyor? Toplantıda alınacak kararlar konusunda nasıl tepkiler verecekler?

Arapları özel bir paranteze almakta da yarar var. Zira Araplar bugünlerde “İslam ülkesi” olmaktan daha çok Arap olmakla ilgileniyorlar.Zira Kudüs’ün İsrail tarafından işgali meselesi, İskoç takımı Celtic’in taraftarının ilgisini çektiği kadar Arap liderlerinin ilgisini çekmiyor maalesef. İİT toplantısında Kudüs’ün statüsüyle ilgili oldubittiye verilecek ortak sesin gücü önemli. Ancak o ortak bildiriye kadar nasıl bir atmosfer bizi bekliyor, onu da merak etmiyor değilim hani!

Ömer Lekesiz: Kudüs’ü yazmalı ama niye?

Kardeşim İbrahim Tenekeci, son yazısında, benim adımı da zikretme nezaketi göstererek, Kudüs ile ilgili bulunan kimi arkadaşlarımızın, ora ile ilgili müstakil birer kitap yazmalarını istemiş.

Gerekçesi de son derece makul ve makul: Kudüs’ü sadece dilimizin değil, kalbimizin de gündeminde tutabilmek. Sıcak ve taze!Buna mahsus düşüncelerimi yazacağım ancak Tenekeci’nin bu teklifini yaptığı günden bir önceki akşam, Ahmet Ağırakça ve Yusuf Kaplan’la birlikte, Faruk Aksoy’un tvnet’teki programında Kudüs’ü konuştuktan sonra Mustafa Kutlu Ağabey'in telefonla ilettiği bir talepten de söz etmeliyim. Kutlu Ağabey, o programda öne çıkan, “Kudüs için ne yapmalıyız” sorusunun cevabıyla alakalı büyük büyük projeler geliştirmeye gerek olmadığını, daha sade ve samimi işlerin buna güzel bir cevap oluşturacağını belirterek, “Yahu, Kudüs üzerine dört başı mamur bir belgesel bile çekilmedi, Kudüs’ü ancak gören biliyor, onu bilmeyenler ne bilmediklerini de bilmiyorlar, asıl buradan başlamak gerekmez mi” diyordu.

İsmail Kılıçarslan: Mesele Siyonizm değil Yahudiliktir

Siz bakmayın bazı “bu işlerden bir tek ben anlarım; benim dışımda kimse yoktur. Zaten ben gidince geride adam kalmayacaktır” kibriyle yazıp çizen birtakım isimlere. Meseleyi bilseler, “Siyonizm ayrı, Yahudilik ayrı... Antisemitizm yapmak bize yakışmaz” demezler. Cehaletlerinden yapıyorlar.

Onların “Siyonizm ayrı, Yahudilik ayrı” derken karşımıza koyabildikleri insan kaynağı şudur: Sayıları 50’yi imkânı yok geçmeyecek Yahudi asıllı Marksist düşünür ile sayıları 100.000’i asla geçmeyecek bir takım Heterodoks Yahudi cemaatleri. Ha tabii bir de sayıları 10.000’i asla geçmeyecek 'bir çeşit vicdani retçi' yeni nesil solcu Yahudiler. Hadi küçük bir parantez de 'büyük oranda dünyadaki ana akım Yahudilikten ayrı gibi duran' Türk Musevi Cemaati için açalım.Bu satırların yazarı olarak bendeniz de yakın zamana kadar, “Yahudilik ayrı, Siyonizm ayrı. Antisemitizm yapmamak lazım” fikrindeydim. Lakin okudukça, araştırdıkça işin rengi değişti.

Kemal Öztürk: Kudüs için birleşmenin önündeki engel: Yozlaşmış rejimler

Eğri oturup doğru konuşmanın vakti geldi:Kudüs, İsrail ya da ABD’nin çok güçlü olmasından değil, İslam dünyasının yozlaşmış zayıf rejimleri yüzünden düştü.

İsrail, hepimizin gözü önünde Gazze’yi bombalayıp çocuk öldürüyorsa, Kudüs’te 15 yaşındaki Cüneyd’in, 20 asker birden gözlerini bağlayıp, dövüyorsa bu cesareti, yozlaşmış Müslüman rejimlerden alıyor, Amerika’dan değil.İSRAİL Mİ YOZLAŞMIŞ REJİMLER Mİ DAHA ÇOK ZARAR VERİYOR? Kimse kusura bakmasın, bu yozlaşmış rejimlerin Filistin davasına verdiği zarar, İsrail’in verdiği zarardan daha büyük. Çünkü bu rejimler, Müslüman halkların umudunu kırdılar, enerjisini tükettiler, isyankar ruhlarını hapsettiler.

Hatice Karahan: Rekor büyüme

Merakla beklenen 3. çeyrek GSYH verileri dün sabah açıklandı ve hem Türkiye hem de dünya rekor bir büyüme oranıyla karşılaştı. Söz konusu dönemde gerçekleşen %11,1’lik güçlü büyüme, yıllar sonra kendi içimizde ve 3. çeyrekte de dünya çapında kırdığımız bir rekor olarak kayda geçti.

O halde bu köşenin bir klasiği olan büyüme analizine başlayarak, çift haneli şu sıra dışı büyümenin içeriğinde neler olduğuna bir bakalım.BAZ, KREDİ, GÜVEN Evvela belirtmek gerekir ki, bu güçlü verinin arkasında şüphesiz bir baz etkisi var. Nitekim geçen yılın aynı döneminde ekonomi bir şok yaşamış ve ister istemez sendelemişti. Dolayısıyla o zamanki olumsuz etki, bugünün rakamlarına doğal olarak bir güç veriyor mu, veriyor.

#​Hasan Öztürk
#Ömer Lekesiz
#İsmail Kılıçarslan
#Kemal Öztürk
#Hatice Karahan
6 yıl önce