Dünyanın birçok ülkesinde yardım faaliyetlerinde bulunan Türk Kızılayı Güney Asya ülkelerine yaptığı yardımlarla büyük takdir topladı. Kızılay''ın 2004 yılında Endonezya''nın Bande Ace şehrinde yaşanan tusunami felaketinden sonra burada yaptığı çalışmalar tarihe ''Bande Ace Destanı'' olarak geçti. Türk Kızılayı Derneği Başkanı Ahmet Lütfi Akar, Endonezya''nın Bande Ace bölgesini vuran ve 230 bini aşkın insanın hayatını kaybettiği tusunami felaketinden sonra harekete geçen Kızılay''ın enkaz kaldırma çalışmalarından konut ihtiyacının karşılanmasına kadar pek çok alanda hizmet verdiğini söyledi.
Bande Ace''de rehabilitasyon faaliyetlerini sürdüren Tür Kızılayı''nın halkın barınma ihtiyacını karşılamak için kalıcı konut yapımına ağırlık verdiğini vurgulayan Akar şunları söyledi: ''Bande Ace''de devletin gösterdiği arsalar üzerine her birini 15 bin dolara mal ettiğimiz bin 53 konut inşa ederek iki ayrı köy oluşturduk. Bölgede hasar gören 4 camiyi restore ettik. Bir ilkokul ile bir de yüksekokul kampüsü oluşturduk. Bölgede yaptığımız en önemli yatırımlardan biri ise inşa ettiğimiz ve içersinde sinema salonları, kütüphane ve sınıfların bulunduğu ''2. Selim Toplum Merkezi'' oldu. Merkez''in isminin 2. Selim olmasının bir hikayesi bulunuyor. Portekizli korsanların zulmüne uğrayan Bande Ace''liler Osmanlı Padişah''ı 2. Selim''den yardım istemiş. 2. Selim donanmasını gönderip korsanları bölgeden kovarak Bande Acelileri kurtarmış''
Türk Kızılayı''nın faaliyet gösterdiği Güney Asya ülkelerinden birinin de Sirilanka olduğunu belirten Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, bölgede yaptığımız yatırımların açılışını yapmak için dönemin Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahinle bölgeye gittiklerinde Budist rahiplerin dualarından sonra kendileri için Kokonat Ormanları''nda Kuran''ı Kerim ziyafeti sunulduğunu söyledi. Budist bir Güney Asya ülkesi olan Srilanka''da ilk kez Kuran okunmasının mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Akar, ''Okunan Kuran''ı Kerim''i gözyaşları içerisinde dinledik. Dünyada yaptığımız hayırlı hizmetlerin ecrini ölmeden görmüş olduk'' dedi. Halkının yüzde 99''u Budist olan Sirilanka''ya yaptıkları hizmetleri anlatan Akar, bölgede Osmanlı Konağı ve ile Recep Tayyip Erdoğan ismi verilen bir alışveriş çarşısı kurduklarını da kaydetti.
Türkiye''nin Sudan''da kurduğu tam teşekküllü hastanenin sağlık hizmeti vermeye devam ettiğini belirten Akar, ''Türkiye''nin bölgede 50 dönümlük bir arazi üzerine kurduğu çok modern bir hastanesi bulunuyor. Sağlık Bakanlığı''nın ve Kızılay''ın doktorları burada hizmetlerini sürdürüyorlar'' diye konuştu.
Donanma ile gelen Osmanlı askerlerinden bir kısmının Bande Ace''ye yerleştiğini ve bugün bölgede bir Osmanlı Mezarlığı bulunduğunu belirten Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, Türk Kızılayı''nın Osmanlı mezarlığını restore ederek mezarların başına üzerinde ay yıldız bulunan birer mezar taşı koyduklarını söyledi. Akar burada yaşadığı bir anıyı da şöyle anlattı. ''Şehirde Türk Mezarlığı olduğunu duyar duymaz bölgeye gittik. Mezarın başında bir bekçi vardı. Kendisine mezarlığı ziyaret etmek istediğimizi söyledik. ''Ben Osmanlıyım bırakamam'' dedi. Bizim de Osmanlı''nın torunları olduğumuzu izah edince mezarlığa girmemize müsaade etti.''
2006 yılında Sudan''da ortaya çıkan akut hastalık sonrası Sudan halkı en büyük sağlık hizmetini Türk Kızılayı''ndan gördü. Yaşanan salgın hadisesinden hemen sora TSK ait kargo uçağı ile dev bir sahra hastanesini bölgeye ulaştıran Türk Kızılayı 500 bin insanı sağlık taramasından geçirdi. Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lüfti Akar, bölgede 4 yıl sağlık hizmeti veren Kızılay''ın her gün 500 Sudanlı''nın muayenelerini yaparak gerekli ilaçları verdiğini söyledi. Sudan''da Türk Kızılayı profesyonelleri ve gönüllülerinin tarih yazdığını kaydeden Akar, ''Sudan halkı Kızılay personelini o kadar sevmişti ki, bizden sonra bölgeye gelen ECO''ların yardımlarını ret etti. Kendilerine Türk Kızılayı ekiplerinin bakmasını istediler. Kamplarda kalan mültecilere sürekli gıda yardımında bulunduk''