|

Berin Hanım beni heyecanlandırıyor

Yeni Şafak
00:00 - 19/09/2000 Salı
Güncelleme: 10:33 - 17/05/2017 Çarşamba
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv



S P O T
Yeşilçam'ın 'hanımefendi' starlarından Hülya Koçyiğit, bir başka 'hanımefendi'nin, Berin Menderes'in hayatını canlandırmaya hazırlanıyor... Türkiye'nin demokrasi geçmişini de konu alacak film, sinema filminden çok demokrasi bilincini tartışmaya açmayı hedefliyor. Senaryosunu Halit Refiğ'in yazdığı projenin hayata geçirilmesi için tek engel maddi kaynak yetersizliği... Hülya Koçyiğit'le bu günlerde çekimleri süren TRT yapımı Nisan Yağmuru adlı dizinin setinde kendisini çok heyecanlandıran bu projeyi konuştuk.

TRT için çekilen bir dizi filmle ekrana geri dönüyorsunuz. Üstelik de genç kuşaktan bir yönetmenle, Turgut Yasalar ile çalışıyorsunuz...

Leoparın Kuyruğu adlı filmi gördüğüm zaman ilk orada fikir sahibi olabildim Turgut Yasalar ile ilgili. Oldukça cesur gelmişti bana. Ve heyecanı yansımıştı perdeye. Bu insanla çalışabileceğim inancı o gün bile vardı. Yönetmeninin Turgut Yasalar olacağını öğrenince memnun oldum.

Nisan Yağmuru adlı televizyon dizisinin yanısıra sizi çok heyecanlandıran bir proje daha bulunuyor. Berin Menderes'in hayatını canlandırmayı düşünüyorsunuz..

Her toplumun idealleri var. Her toplumun idolleri var. Benim de çok uzun yıllar siyasi yaşamımızda çok önemli bir yer tutmuş çok değerli bir hanımefendi vefat ettiği gün böyle bir proje düşüncesi geldi aklıma. Bu hanımefendi tanıtılmalı, insanlar tarihimizde böylesine önemli bir dönemde varolmuş bu insanı tanımalılar. O insanla beraber o yaşadıklarımızı da görmeliler.. Biz çok fazla okuyan bir millet değiliz. Hele son yıllarda çok iyi biliyoruz ki televizyonlarda film seyretmek çok daha kolayımıza geliyor. Ama tabi ben sinema filmi olarak düşündüm. 1960 ihtilalini hazırlayan nedenler neydi diye araştırmaya başladım. Ve çok geniş bir araştırma yaptık. O geniş, uzun uzun araştırmanın sonunda Halit Refiğ güzel bir senaryo yazdı..

Araştırmada nasıl bir yol izlediniz; resmi kaynaklardan mı, hatıratlardan mı, basından mı yararlandınız?

Hepsi.. İlk müracaatım Aydın Menderes'e idi. O'ndan bir nevi manevi izin istemek, aynı zamanda annesini anlatmasını sağlamaktı. Çünkü Berin Hanım'ı isim olarak tanıyoruz fakat çok fazla şey bilmiyoruz hakkında.

Çok gizli saklı yaşamış..

Çook çok.. Hele 1960'tan sonra hepten kendini unutturmuş bir insan. Dolayısıyla o karakteri çok iyi anlayabilmek için O'nun en yakınındaki insanla konuştum ve Aydın Bey çok güzel anlattı annesini. Fakat daha sonra sadece Berin Menderes'i anlatmak yeterli gelmedi bana. Mutlaka o dönemi anlatmalıydım. 'Berin Menderes kimdir?' sorusunun arkasında Adnan Menderes var. Adnan Menderes bu ülkenin kaderi. Ve çok çok önemli. Çünkü demokrasi dediğimiz zaman ilk aklımıza gelen insan oluyor. Çok partili döneme geçiş, Demokrat Parti'nin iktidar oluşu, halk iktidarı dediğimiz olayın gerçekleşmesi ve sonra halkın seçtiklerinin askerler tarafından bir ihtilalle devrilmesi.. Bu Türkiye'nin ilk kez yaşadığı birşey. Ve hali hazırda da bu süreç devam etmekte.. Bundan sonra böyle birşey olmaz diyoruz ancak biz kendi kendimizi ne kadar yönetebiliyoruz, buna ne kadar hazırız? En küçük bir şeyde tekrar ülkenin ya da cumhuriyetin en güçlü bekçileri asker davet edilebiliyor. Bir gün bir bakıyorsunuz birileri çıkıyor, "Yok mu bu ülkenin kurtarıcısı" gibi... Tüm bu düşüncelerle bu ülkenin tarihinde yaşanmış bu kadar önemli bir olayı mutlaka sinemaya aktarmak gerekir diye idi bu çabalarımız. Bu filmin maliyeti çok yüksek. Bir tarih canlandırılacak dekoruyla, kostümüyle, aksesuarıyla.. O yılların yaşam biçimi aktarılacak. Bu da büyük bir maliyet. Şu anda beni tutan, duraklatan da bu. Bunun da bir zamanı var. Ben bu filmi mutlaka yapacağım diyorum.

Ama zorlu bir proje çünkü Türk sineması yakın tarihe genelde uzak durmayı tercih ediyor..

Tarihte yaşadığımız gerçek olayları, ülkenin kaderini değiştirecek kadar önemli olayları sinema filmi haline getirmekte hep sıkıntılarımız oldu. Çok azdır örnekleri..

Film çok tartışılacak

Hülya Koçyiğit, yakın tarihin önemli diliminin anlatılacağı filmin çok tartışılacağını kaydediyor. İşte Koçyiğit'in görüşleri: Çok tartışılacak.. Yakın tarihi herkes bildiği, yaşadığı için tabi ki tartışılacak. Tartışmaya da açık olması lazım. Ben galiba sadece sinema filmi yapmıyorum. Bir tez ortaya koyuyorum. İnsanlar bunu tartışsınlar, kendilerini bir ölçsünler. 'Ne düşünüyoruz? Gerçekten demokrat bir ülkede mi yaşıyoruz? Gerçekten demokrasi bizim seçimimiz mi?' Bütün bunları kendi kendimize sorgulayalım istiyorum. Biraz da böyle bir iddiası var seçtiğim hikayenin. Yakın tarihe ışık tutan yarı belgesel.. Çünkü gerçek bir olay aktarılıyor.

Gücümün çok üstünde

Berin Menderes'in hayatını konu alan filmin senaryosunu 1995 yılında kaleme aldığını söyleyen yönetmen Halit Refiğ, projenin Hülya Koçyiğit'e ait olduğunu, Koçyiğit'in talebi ve daveti üzerine bu senaryoyu yazdığını söylerken senaryonun hayata geçirilmesinin zor olduğunu söylüyor. "Tatbik edilebilmesi benim gücümün çok üstünde" dediği filmin çok geniş kapsamlı olduğuna dikkat çeken Refiğ, "Her bakımdan problemleri olan bir tasarıyı göğüsleyebilecek güçte değilim." diye konuşuyor. --------------- imza ve tarih ---------------- --------------- imza ve tarih ---------------- Geri OKU

#Arşiv
#Yeni Şafak Arşiv
24 yıl önce