---------------------- manset ---------------------
Yaptığı aykırı açıklamalarla gündeme gelen Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Profesör Doktor Zekeriya Beyaz, öğrencileri hasta sayan değerlendirmeyle okulda 'rehabilitasyon süreci' başlatacağını açıkladı. Tıbbi anlam ifade eden 'rehabilitasyon' terimini kullanan Beyaz'a yapılan saldırı, fakültede yasağın alelacele uygulanmaya başlanmasına yol açtı. Profesör Doktor Zekeriya Beyaz'a, İlahiyat Fakültesi'ne tayin süreci, dekan olduktan sonra yapmak istedikleri, kendisine yapılan bıçaklı saldırı, saldırın sonuçları, başörtüsü sorununa düşündüğü çözüm önerileri, öğrencilere verilen toplumsal destekle ilgili sorular yönelttik.
Onu bize söylemeyin, bu gerekçeleri gidecekler yukarıya anlatacaklar. Anayasa Mahkemesi'nin Özal'ın getirdiği kanunun iptaline dayanarak yönetmelikler çıkmıştır. Sizin dediğiniz konu bizi aşar, TBMM ile Anayasa Mahkemesi arasında bir konudur. Siyasiler, gelip burada bu konuları bize anlatacaklarına TBMM'de anlatsınlar.
Şimdi Meclis'te tartışılacak bir konuyu getirip 'bir müdür'ün önüne koyarsanız olmaz. Bu işler rektörün, dekanın, imam hatip lisesi müdürünün işi değildir.
Onların hepsinin cevabı var. Diyor ki: Bunlar devletin kendi kurumlarında birtakım düzenlemeleri yapmaya engel değildir.
Bence, insanlar önce dürüst olmalı. Medeni insan olmanın gereği budur. Buna destek verenler, siyasi partiler desteği Meclis'te versinler. Ayıptır, çirkindir. Kızları kışkırtıyorlar. Meclis'te tasarı vermiyorlar. Destek veren gider Meclis'te tasarı hazırlar, gümbür gümbür konuşur. Bu işi çözer.
O zaman sokakta destek vermesinler. Bu mertliğe yakışmaz. Yenemedikleri bir güçten kaçıyorlar, kız çocuklarını ileri sürüyorlar. Yazıktır. Bu Türk milletinin erkeklik anlayışına sığmaz. Kendileri erkekçesine gitsin mücadele etsinler. Desinler ki: 'Biz onları aşamıyoruz kızlar.'
Bence ortak noktaları kavga. Dürüst olmayanlara inanmamaları lazım. Siyasetçileri buraya sokmamaları gerekir.
Olabilir.
Hayır demiyorum. Hayat devam ediyor. Bir noktada fazla kaderci değilimdir, ama ilahi bir yönlendirme de vardır. Hayatta parayı düşünmedim. 50 yaşından sonra ev aldım.
Tabii ki...
Arkasında bir örgüt vardı. Zaten saldırıdan sonra çocuk o örgütün işaretini eliyle yaptı.
Bana kalsaydı, özellikle son sınıfları mezun edecektim. Her hafta bir sınıfta saatlerce oturup sohbet edecektim. Ve bu sene içinde onlar mezun olacaktı. Broşürler yayınlayacaktım. Peşinden de adı türban ve başörtüsü olmayan yeni bir stil ortaya çıkaracaktım. Türban ve başörtüsü kavramı anayasa mahkemesi kararlarında oturmuştur. Onu aşamazdık. Onunla alakası olmayan, ameliyata giren hemşirelerin başlarına taktıkları bone gibi okula özel bir başlık türü bulacaktık. Modacılara modelini çizdirecektik. Bayrak renklerinde olacaktı. İlahiyat fakültelerine yeni bir stil getirecektik. Dini okullar için böyle bir çözüm olabilirdi, fırsat olmadı. Şu olaylar yatışırsa ilerde tekrar hayata geçirmeyi düşünüyorum.
O zaman devam edecekler, kavga edecekler.
O zaman sonucuna katlanacaklar.
----------------- imza------------------
----------------- imza------------------