|

Kur'an-ı Kerim ile Hasbihal: Mukabele

Hiç şüphesiz Kur'an-ı Kerim insanlığın hidayet kaynağıdır. O'nu okumak, anlamak ve en önemlisi yaşamak noktasında gösterilecek olan gayret, Rabbe kalben vasil olma çabası anlamını da taşır.

Yeni Şafak
11:05 - 2/07/2014 Çarşamba
Güncelleme: 11:44 - 2/07/2014 Çarşamba
Yeni Şafak
Kur'an-ı Kerim ile Hasbihal
Kur'an-ı Kerim ile Hasbihal

Alemlere rahmet olarak yaratılan Sevgili Peygamberimiz, Kur'an'ın okunmasına büyük önem göstermiş ve ezberlemesini de teşvik etmiştir. 


Resulullah (s.a.v)  bir hadislerinde: 


“Kur’an’ı okuyup Ona sahip çıkan kimseye (ahirette): “Oku ve (cennetin derecelerine) yüksel, dünyada iken nasıl ağır ağır okuyor idiysen öyle oku! Zira senin makamın, okuduğun en son âyetin seviyesindedir” denir” (Ebu Davut, Tirmizi, İbnu Mace) buyurmuştur.


Yine bir başka hadisinde:


"Ümmetimin en faziletli ibadeti Kur’an-ı Kerim okumaktır” (Ebu Nuaym)


“Kur’an okuyunuz; çünkü O, kıyamet günü, okuyanlarına şefaatçi olacaktır” (Müslim) buyurdular.


Ramazan, bir oruç ayı olmasının yanında, bir Kur'an ayıdır.


Kur'an-ı Kerim'in ilk kez bu ayda indirilmeye başlaması, bu manaya işaret eder. 


 

***


 


CEBRAİL İLE MUKABELE 


Mukabele ederek Kur'an okunma, başlangıcı Asr-ı Saadet'e uzanan bir peygamber geleneğidir. Hz. Peygamber her yıl ramazan ayı içerisinde Hz. Cibril ile bir araya gelip, o vakte kadar inmiş olan ayetleri karşılıklı olarak birbirlerine okurlardı. Böylelikle birbirlerini tekrar ederek mukabele etmiş olurlardı.



Hz. Fatıma, Nebiler Nebisi'nin vefat ettiği yıl Ramazan ayında bu mukabelenin iki kez yapıldığını söylemiştir. Sağlığında sır olarak verdiği sözlerini ölümünden sonra şu şekilde rivayet eder:


"Babam bana gizlice dedi ki: Her sene Cibril benimle Kuran’ı bir kere mukabele ederdi. Bu sene iki defa mukabele etti. Öyle sanıyorum ki artık ecelim yaklaştı. Bana ehl-i beytimden ilk kavuşacak olan sen olacaksın.” dedi, ben de ağladım. Bunun üzerine bana: “Sen cennet kadınlarının en faziletlisi olmak istemez misin?” buyurdu, ben de güldüm."



İmam A’zam Hazretleri de bu uygulamayı esas alarak şöyle demiştir: “Senede iki defa Kur’an’ı hatmeden kimse onun hakkını eda etmiş olur. Çünkü Peygamber efendimiz vefat ettiği sene Cebrâil (a.s.)’a Kur’an’ı iki defa arzetmiştir. Hz. Peygamberin (s.a.v) Cebrail (a.s) ile okudukları mukabele başta Ashab-ı Kiram'a ve tüm mü'minlere örnek olmuştur. Ve bu gelenek, asırlardan bu yana devam etmektedir.


 


***



Osmanlı döneminde camilerde her öğün namazı öncesi Kur'an okunmaktaydı. İsimlerine 'cüzhan' denilen hafızlarca yapılan bu mukabeleler'in duası Kadir Gecesi'nde yapılmaktaydı. 



Prof. Dr. Hayrettin Karaman bir makalesinde; "Sultan Selim zamanında hilâfetle beraber mukaddes emanetler de Osmanlı'ya intikâl edince içlerinde Yavuz'un da bulunduğu kırk kadar hafız, Hırka-i Saâdet dairesinde Kur'ân hatmine başlamışlar ve bu hatim -ki bu da bir nevi mukâbeledir- devletin hayatı boyunca devam etmiştir" diye bahseder.



 1001 HATİM GELENEĞİ


Erzurum ilimize ait bir gelenektir. Bundan beş asır evvel Yavuz Sultan Selim zamanında, Pir Ali Baba tarafından başlatılmıştır. Dönemin önemli büyüklerinden olan Pir Ali Baba:


“Eğer her yıl 1001 hatim okursanız, Allah-û Teâlâ bu memleketi hususiyetle zelzeleden korur” diyerek sahibi bulunduğu 8 köyden 4’nün gelirini, tamamen (meşayih ve ulemadan olan evlatları nezaretinde) Erzurum’da yılda bir defa okunmasını ihdas ettiği Binbir Hatimler’e vakf etmiş ve bu hatimler o günden sonra Erzurum’da sürekli okutularak, Birinci Dünya Savaşı yıllarına kadar devam ettiği söylenir. Günümüzdeyse, bir kaç yıldır bu gelenek tekrar oluşturulma gayretindedir.



Feyza Bayınıdır/ Ramazan.Yenisafak.com
#kur'an-ı kerim
#hatim
#mukabele
#feyza bayındır
10 yıl önce