|

Bura 'çatışma' değil 'çalışma' bakanlığı

Aa
00:00 - 4/12/2009 Cuma
Güncelleme: 14:37 - 4/12/2009 Cuma
Yeni Şafak
Bura 'çatışma' değil 'çalışma' bakanlığı
Bura 'çatışma' değil 'çalışma' bakanlığı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, bakanlığının adının 'çatışma bakanlığı' değil, 'çalışma bakanlığı' olduğunu belirterek, 'Konfederasyon yöneticilerimizin beni hayatta en çok karşı olduğum şeyle, çatışma kültürüyle itham etmeleri açıkça söyleyeyim ki çok ama çok haksızlık olmuştur' dedi.

Bakan Dinçer, SGK Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, sosyal güvenlik ve genel sağlık alanında yapılan reformlarla dün hayal edilemeyenlerin bugün gerçekleşmeye başladığını söyledi.

İşçiler, kendi nam ve hesabına çalışanlar ve memurlar arasındaki sağlık sigortası bakımından tüm farklılıkların kaldırıldığını vurgulayan Dinçer, bugün kimsenin özellikle de yoksulların, prim borcu olanların hastane kapısından çevrilmediğini, hastanede rehin alınmadığını belirtti.

Gelinen noktanın yeterli olduğunu iddia etmediklerini dile getiren Dinçer, 'Biz bu alanda yapmamız gereken çok iş olduğunu farkındayız. Bizden beklenen adımları kararlılıkla atacak bir vizyona sahip olmanın verdiği inançla daha iyi günlere doğru sizlerle birlikte yürüyeceğiz. Bu ülkenin bütün vatandaşlarına daha hızlı, daha adil, daha kaliteli, daha ekonomik hizmet vermek için ne gerekiyorsa yapacağız' dedi.

Kurumun bütçesinin 2010'da 118,7 milyar lira olacağının beklendiğini belirten Dinçer, kurumun gelirleri 86,9 milyar lira düzeyinde kalacağı için finansman açığının 31,8 milyar lira olacağının tahmin edildiğini kaydetti. Dinçer, istihdamın azalması ve kayıt dışı istihdam ve sağlık harcamalarının bu sonuçta etkili olduğunu söyledi.

Geçmiş dönemlerde sosyal güvenlik sistemine yapılan popülist müdahalelerin bugünleri zora soktuğunu dile getiren Dinçer, sistemin temeli olan alınan maaş ve ikramiyelerin, zamanında yatırılan primlerin bir karşılığı olduğu gerçeği gözetilmeden verilen her kararın gelecekten bir parçayı çaldığını söyledi.

Dinçer, 2002 ile 2009 rakamları karşılaştırıldığı zaman hemen her hizmet alanında olumlu gelişmeler yaşandığını işaret etti.

Bakan Dinçer, 'Burada hemen belirtmeliyim ki hükümetimiz var olan açıklar nedeniyle sosyal devlet ilkesini uygulamaktan herhangi bir şekilde taviz vermeyecektir. Yapısal sorunlarla mücadelemiz devam ederken sistemde restorasyon çalışmalarımız da devam edecektir. Bu çerçevede hem harcamalarımızı kontrol altına almak hem de gelirlerimizi artırmak için yoğun çaba sarf ediyoruz' diye konuştu.


ECZACILARIN EYLEMİ

Bakan Dinçer, eczacıların bugün yaptıkları kepenk kapatma eylemi konusunda da ilaç konusunda yaptıkları düzenlemeler içerisinde eczanelere yönelik doğrudan herhangi bir karar ve uygulamanın söz konusu olmadığını vurgulayarak, 'Ancak eczaneler fiyatlarının düşmesi nedeniyle stoklarındaki ilaçlardan doğacak zararları ve karlarında meydana gelecek düşüşleri gerekçe göstererek vatandaşlarımızı mağdur edecek bir eylem gerçekleştiriyorlar. Yaptıkları eylemi kamuoyunun takdirine, vatandaşlarımızın hakemliğine bırakıyoruz' dedi.

İşsizlik ve istihdam alanlarında önemli çalışmalar yaptıklarını, yapmaya devam ettiklerini anlatan Dinçer, ekonomik krizin istihdam veya işgücü piyasasında olumsuz etkilerini en aza indirmek için aldıkları tedbirlere değindi. 


'DOSTLARIMA SİTEM...'

Bakan Dinçer, konuşmasının son bölümünde genel kurulda yer almayan konfederasyon başkanlarına yönelik olarak şöyle konuştu:

'Dostlarıma bir sitem iletmek istiyorum. Açık alanda dostlara sitem olmaz demeyin çünkü bu bir zaruret oldu. 

Bakınız, Türkiye İş Kurumu'nun 5. Genel Kurulu'nda konuşma yaptım. Bütün içtenliğimle çalışma hayatının tüm tarafları adına yaptığım öz eleştiri, o salondan ayrıldıktan sonra dört değerli sendika yöneticilerimizce 'çatışma kültürünün ifadesi' olarak yorumlanmış.

Çok hayret ettim, üzüldüm. Çünkü bu alanı, çalışma hayatını hiç bir zaman hiyerarşik, otoriter bir iktidar alanı olarak görmedim, hiç bir zaman da görmeyeceğim. Unutulmuş olmalı, hatırlatmakta yarar var: Bu bakanlığın adı 'çatışma bakanlığı' değil, 'çalışma bakanlığı'dır.

Herkesi, hepimizi yenilenmeye çağırmak hiçbir zaman kimseyi vizyonsuzlukla itham etmek anlamına gelmeyeceği gibi oradaki sözlerimden böyle bir çıkarımda bulunulabileceğine hiç mi hiç ihtimal vermezdim, kaldı ki orada bilmediğim, tanımadığım bir topluluğa hitap etmedim. Çatışma kültürüne ne kadar karşı olduğumuzu üçlü diyalog toplantılarında defalarca birbirimizin gözünün içine baka baka konuştuğumuz konfederasyon yöneticilerimizin beni hayatta en çok karşı olduğum şeyle, çatışma kültürüyle itham etmeleri açıkça söyleyeyim ki çok ama çok haksızlık olmuştur. Ne ben kimseye haksızlık etmek isterim, ne de kimsenin bana haksızlık etmesini isterim.

Şimdi yeniden tekrarlıyorum, yeni bir vizyona ihtiyacımız var. Kamu idaresi olarak, Çalışma Bakanlığı olarak, işçi ve işveren sendikaları olarak eski yaklaşım tarzlarını, geleneksel davranışları her birimiz bir birey olarak gözden geçirip eleştirebiliriz,, ama yeni vizyonun içini hep birlikte doldurabiliriz, doldurmalıyız.'

Herkesin her an kendini yenilemek zorunda olduğunu anlatan Dinçer, 'Dünya her gün yeniden kurulurken statükonun ve kendi alışkanlıklarımızın esiri olmamak için, toplumun taleplerini karşılamak için elimizi mutlaka taşın altına koymak zorundayız. Modern dünyanın gereği budur, çalışma hayatında barışın gereği budur' diye konuştu.

Göreve geldiği günden beri çalışma hayatında diyaloğa önem verdiğini belirten Dinçer, 'Bunu da en iyi konfederasyon yöneticilerimiz biliyor, onları ve sizleri sevgiyle selamlıyorum' dedi.


14 yıl önce