Japonya'nın kuzeydoğusunu 11 Mart'ta vuran 9 büyüklüğündeki deprem ve ardından oluşan tsunamide 5 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Son resmi bilançoya göre, yüzyılın en büyük felaketlerinden birini yaşayan Japonya'da 5 bin 178 kişi yaşamını yitirdi, 8 bin 606 kişi kayboldu ve 2 bin 285 kişi de yaralandı. 88 binden fazla ev ve bina tamamiyle yıkıldı ya da kısmen harab oldu.
Radyoaktif sızıntının sürdüğü Fukuşima Nükleer Santrali'nin 3 numaralı reaktöründeki yakıt çubuklarını soğutmak için orduya ait 30 ton kapasiteli 2 tanker tesise gönderildi. Dün sabah da 4 helikopter, 3 numaralı reaktörün üzerine tonlarca su bırakmış, ancak bu da çok etkili olmamıştı. Yakıt çubuklarının suyun dışında kalmaları durumunda füzyon riski bulunuyor.
Tokyo Elektrik Şirketi yetkililerinden Masahisa Otsuki, havuzlardaki su seviyesini ısıyı ve son olarak santralde neler olup bittiğini bilmediklerini söyledi. Bir başka yetkili Hikaru Kuroda da 4. ünitedeki soğutma havuzundaki su seviyesinin büyük bir kaygı kaynağı olduğunu belirterek, havuzun yakınına gidemediklerini, durumu uzaktan izleyebildiklerini söyledi. Öte yandan, 4. depolama havuzuna tazyikli hortumlarla su sıkılması planlanıyor. Daha önce havuzun neredeyse boş olduğu bildirilmişti. Soğutma sistemlerini işler hale getirmek için harap olanların yerine yeni bir de elektrik hattının kurulması düşünülüyor.
Fransa Radyoloji Koruma ve Nükleer Güvenlik Enstitüsü'nden güvenlik yetkisi Thierry Charles, “Önümüzdeki 48 saat belirleyici olacak. Ben karamsarım; çünkü Pazar gününden bu yana çözümlerin hiçbirisinin işe yaramadığını gördüm” dedi. Durumu “çok büyük bir risk” olarak tanımlayan Charles, yine de hala yapılabilecekler olduğunu altını çizdi.
Aynı yetkili, ortaya çıkabilecek maksimum radyoaktif madde miktarının Çernobil ile aynı aralıkta olacağını ifade etti. Konuyla ilgili birinci elden bilgi almak üzere dün Japonya'ya giden Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın Genel Direktörü Yukiya Amano da durumu “çok ciddi” olarak nitelendirdi.
Japonya'daki nükleer sızıntıdan sonra Çin'de iyodun radyasyon hastalıklarına iyi geldiği söylentisi yayılması üzerine marketlerde tuz kalmadı. Çin Devlet Gelişme ve Reform Komitesi, yerel yönetimlere acil bir duyuru yayınlayarak, “kötü niyetli girişimlerle” mücadele etmelerini istedi. Olayın araştırılacağı ve fiyat yükseltenlerin cezalandırılacağı bildirilen duyuruda, “Söylentilere inanmayın! Söylenti yaymayın! Paniğe kapılıp gereğinden fazla tuz satın almayın!” ifadeleri kullanıldı.
ABD Sağlık Dairesi Başkanı Regina Benjamin'in, ülkedeki herhangi bir radyoaktif etkisine karşı ilaç kullanmalarını söylemesi üzerine birçok internet sitesinde potasyum iyodür haplar satışa sunuldu. Anbex Başkanı Alan Morris de her bir dakikada 3 siparişin geldiğini belirtti.
Depolama havuzlarının sürekli soğutma suyuna ihtiyacı var. Reaktörlerden çıkarılsa bile uranyum çubuklarının son derece sıcak olduğu için soğutulmasının aylar alabileceği belirtiliyor. Santraldekiler radyasyon seviyesinin çok yükselmesi üzerine ayrılınca zaman kaybedilmişti. Santralde halen görevli 180 acil durum personeli ise “intihar timi” olarak adlandırılıyor.
Japonya'da mühendislik doktorası yapan 39 yaşındaki Zahrul Fuadi, hem 2004 yılında Endonezya'daki, hem Japonya'daki tsunamiden kurtuldu. Şanslı Endonezyalı, “İki felaketten de kurtuldum. Çok minnettarım, bunu pek az kişi yaşayabilir. Depremlerden daha çok tsunamilerden korkuyorum. Açe'deki tsunamiden kurtulmak için koşmuştum, dünyanın sonunun geldiğini sanmıştım” dedi.
Yürekleri burkan görüntülerden biri de Rikuzentakata'dan. 5 gün sonra annesinin cesedini bulan ve ellerini tutarak ağlayan Yoshie Murakami. Murakami'nın 23 yaşındaki kızı da hâlâ kayıp.
Bugün bir miktar radyoaktif sızıntının California'ya ulaşması beklenirken, ABD Nükleer Düzenleme Komisyonu Başkanı Gregory Jaczko, Kongre'de yaptığı konuşmada, durumun sanılandan daha ciddi olduğunu belirtti. Jaczko'nun konuşması Obama yönetiminin nükleer santraldeki sızıntının boyutuyla ilgili ilk değerlendirmesi oldu. Jaczko, Japon hükümetinin tesisteki durumun ciddiyetini tam anlamıyla ortaya koymakta başarısız olduğunu söyledi. Obama ise “ABD için tehlike yok” dedi.
