1974'te Osmanlı hanedanının sürgün kararının kalkmasının ardından, hanedanın Türkiye'de doğan ilk şehzadesi olan Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu, dedesi 2'nci Abdülhamid'in doğum yıldönümü nedeniyle Yeni Şafak'a konuştu. Sultan 2'nci Abdülhamid'in türbesini ziyaret eden Osmanoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hanedana sahip çıkmasının kendileri açısından gurur verici olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı'nın dedesine ait projeleri hayata geçirmesinin de kendilerine gurur verdiğini belirten Kayıoğlu "Bu yüzden kendisine “3'ncü Abdülhamid" yakıştırmaları yapılıyor. Bugün 3'ncü Abdülhamid sadece Cumhurbaşkanımızın şahsında değil hepimizin şahsında biraz var. Bizler Kandan sizler candan onun torunusunuz. Osmanlıyı sevmek Osmanlı hanedanına sahip çıkmaktır. Cumhurbaşkanı da bunu yapıyor" dedi.
15 Temmuz darbe girişimine de değinen Osmanoğlu, “Bizim dedelerimize de birçok darbe yapıldı. Dedem Sultan 2'nci Abdülhamid taht'tan darbeyle indirildi. 15 Temmuz'da FETO denen örgüt de darbe yapmayı denedi ancak milletimiz müsaade etmedi. Biz onlara darbe yaptık. Çünkü Halkımız her şeyin farkında. Bu bize şunu gösterdi: Bu milletin damarına basarsanız bu millet kendine gelir. Bütün dünyaya bu milletin gücünü gösterdik" şeklinde konuştu.
Bazı gazetecilerin ve köşe yazarlarının Sultan 2'nci Abdülhamid'e hakaret etmesini değerlendiren Osmanoğlu, “Birtakım gazeteciler ve köşe yazarlarının kuyruk acısı var. Çünkü dedem bunların dedelerini sürgüne göndermiş. Sürekli dedeme saldırıyorlar. Tabi ki üzülüyoruz. Hukuk açısından bunların adalet huzurundan hesap vermeleri gerektiğine inanıyoruz. Ne kadar sessiz kalırsanız oradan güç aldıklarını sanıyorlar. Asla hedeflerine ulaşamayacaklar" sözleriyle ifade etti.
Dolmabahçe Sarayında düzenlenen 'Sultan 2'nci Abdülhamid Sempozyumu'nu da değerlendiren Osmanoğlu, "Devletimizin Hanedanı sahiplenmesi çok iyi. Bu tür organizasyonların olmasını ve daha çok olmasını istiyoruz" diye konuştu.
Uluslararası sempozyum çerçevesinde, ayrıca Sultan II. Abdülhamid dönemine ait eserlerin sergileneceği bir de sergi düzenleniyor. Sergide döneme ait Milli Saraylar koleksiyonlarında yer alan 225 parça tarihi obje ziyaretçilerin ilgisine sunulacak. “Yıldız Arşivlerinden Sultan II. Abdülhamid Han ve Dönemi Fotoğraf Sergisi" adlı sergi ise 7 Ekim'e kadar ziyaretçilere açık olacak.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bünyesinde, Milli Saraylar tarafından düzenlenen “Doğumunun 174. Yılında Sultan II. Abdülhamid ve Dönemi Uluslararası Sempozyumu" Dolmabahçe Sarayı'nda başladı. Sempozyumun açılış konuşmasını TBMM Başkanı İsmail Kahraman yaptı. Organizasyona İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve çok sayıda akademisyen ve vatandaş katıldı. Kahraman konuşma öncesi Sultan II.Abdulhamid Han ve Döneminden İzler Sergisinin açılışını da gerçekleştirdi.
Böylesi bir hükümdarın her zaman akıllarda olması gerektiğini belirten Kahraman, “Öncü kişilerimizi doğum ve ölüm yıldönümlerinde anmak daha doğrudur. Nitekim dünyadaki tatbikatta budur. Milletler büyük şahsiyetlerini doğum günlerinde anmaktadırlar. Doğum günleri şenlik ve neşe günleridir. Bizde bu vesileyle Sultan II. Abdulhamid'i doğumunun 174.'üncü yıldönümünde coşku ve sevinçle anacağız" dedi.
Sultan II. Abdulhamid Han'ın yakın tarihimizin en zor ve meşakkatli dönemlerinde devlet başkanlığı görevini yaptığını belirten Kahraman, “Yapmış olduğumuz sempozyumda Sultan II. Abdulhamid ve dönemini çeşitli yönleriyle ele alacağız. Umarım ve temenni ederim ki bu sempozyum tarihimize katkı sağlayıp ışık tutar ve genç nesillere tarih şuuru verme noktasında mütevazi bir girişim olur" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sultan 2. Abdülhamid Han ve Dönemi Uluslararası Sempozyumu"nun açılışına, mesaj gönderdi. Programın başarılı geçmesi temennisinde bulunan Erdoğan mesajında şu ifadelere yer verdi: "Dünya siyasetinde tarihi kırılmaların yaşandığı bir dönemde, 33 sene boyunca Osmanlı Devleti'nin padişahlığını yapan Sultan 2. Abdülhamid Han, tartışmaların odağında yer almıştır. Özellikle belli kesimler tarafından Sultan Abdülhamid, yoğun karalama kampanyalarının, haksız ve asılsız ithamların, iftiraların muhatabı olmuştur."
"Oysa 2. Abdülhamid, reformcu, dirayetli ve çok yönlü bir padişah olarak, günümüzde de varlığını devam ettiren birçok müessesenin ve modern kurumların temellerini atmıştır. Siyaset felsefesini, 'Basiret, emniyetin babasıdır. Evvela basiret sonra da emniyet gereklidir.' şeklinde özetleyen ve parçalanmak üzere olan Osmanlı Devleti'ni 33 yıl boyunca bir arada tutan Sultan Abdülhamid Han, her açıdan çok önemli bir şahsiyettir. Bize düşen, hiçbir komplekse kapılmadan, ön yargılardan kendimizi arındırarak 2. Abdülhamid Han dönemini iyi anlamak, gerekli dersleri çıkararak, gelecek nesillere tanıtmaktır. Sultan 2. Abdülhamid ve Osmanlı tarihi üzerine yapılan ilmi ve akademik çalışmaların artmakta olduğunu memnuniyetle müşahede ediyorum."
Sultan 2. Abdülhamid'in yıllardır doğru tanınması için çalışmalar yapan Derin Tarin Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Tarihçi Yazar Mustafa Armağan doğum gününde kudretli sultanı anlattı. Sultan 2. Abdülhamid döneminde yaşananlarla bugün yaşananlar arasındaki benzerliğe dikkat çeken Armağan, Cumhurbaşkanımızın da yedi düvel ile mücadele ettiğini belirtti.
2. Abdülhamid'in tarihi bir şahsiyet olduğunu dile getiren Armağan "TBMM tarafından düzenlenen Sultan Abdülhamid'i Anma Sempozyumu, doğumunun 174. yıldönümünde hepimiz için ümit verici tarihle buluşma anı oldu. Bu yüzden düzenleyenlere çok teşekkür ediyorum. Ancak böyle bir anma programı bazı çevreleri rahatsız etti. Olabilir, bu Sultan 2. Abdülhamid'in bu millet için ne kadar önemli bir şahsiyet olduğunu değiştirmez. Bu millete kimse Sultan 2. Abdülhamid'i unutturamaz" dedi.
Sultan II. Abdülhamid Han'ın 174.'üncü doğum yıldönümü için düzenlenen organizasyona katılan Sultanın beşinci kuşak torunu Sultan Nilhan Osmanoğlu Yeni Şafak'a konuştu. 1909 yılından önce ve sonrasında eli kalem tutan tüm aydınların 2. Abdülhamid'e karşı geldiğini belirten Osmanoğlu, "Dedeme yönelik birçok karalama kampanyası yürütüldü. Hakaret içerikli birçok yazı kaleme alındı. Ancak günümüzde herkes bunların 2. Abdülhamid'e karşı değil de Osmanlı'yı yok etmek için yapılmış şeyler olduğunu anladı" dedi.
2. Abdülhamid'i ismiyle yaşatılmaya devam edilmesi gerektiğini söyleyen Osmanoğlu, "Hükümetin Osmanlı padişahlarının isimlerini kalıcı eserlere vermesi bizim açımızdan büyük gurur kaynağı oluşturuyor" şeklinde konuştu. Dedesini şehir şehir dolaşarak anlatmaya devam ettiğini kaydeden Osmanoğlu, "Biz aile olarak yaşam tarzımızla birlikte her anlamda dedemize layık olmaya çalışıyoruz. Dedemin yolunda yürümeye devam edeceğiz" dedi.
