|

'Dereler kan akıyordu'

Çanakkale mahşerini yaşayan son tanıkların anlattıklarını arşivlerinden çıkaran üç kardeş 'Tanıklar' adında bir belgesel hazırladı. Gazilerden biri "Çok kişi öldü, çok... Koca dereler hep kan akıyordu" diye anlatıyordu anılarını

Yeni Şafak
01:00 - 17/03/2005 Perşembe
Güncelleme: 15:18 - 27/05/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv
---------------------------------- manset -------------------------------------------
---------------------- manset ---------------------

  • AYŞE OLGUN /İSTANBUL


    Tarihi, insani ve askeri yönleriyle Türk tarihinin en uzun yılı hiç şüphesiz 1915. Yani Sarıkamış'ta, Anadolu'daki Ermeni ve Rum isyanlarında yüz- binlerce Türk gencinin şehit olduğu ve Gelibolu'da Türk'ün, tarih sahnesinden silinmemek için ölüm kalım savaşı verdiği yıl. O yılın ne anlama geldiğini en iyi bilenler ise hiç şüphesiz cephede savaşan askerlerdi. 'Peki yılın en kanlı savaşı olarak tarihe geçen Çanakkale Savaşı'nda neler yaşandı?' diye soran Nurettin, Yahya ve Nevzat Savaş kardeşler her iki cephede de savaşanların anılarından yola çıkarak bir belgesel hazırladı. "1915 Çanakkale-Tanıklar" adlı belgeselde yer alan 18 gaziden bugün hayatta kalan kimse yok. Belgeseli hazırlayan Savaş kardeşler Avustralya'ya giderek oradaki arşivden son tanıkların hayattayken anlattıkları anılarını derlemiş ve bu anılardan yola çıkarak Çanakkale Savaşı'nın iki yakasında yaşananları seyirciye aktarmışlar.
    Dedik İstanbul gidiyor gayri

    İşte Çanakkale nahşerinin iki yakasında savaşanların anlattıkları:

    Memiş Bayraktar: "Çok kişi öldü, saymak imkansızdı. Koca dereler hep kan akıyordu. Gece su içtik sabah uyandığımızda içtiğimizin suyun kan olduğunu gördük."

    Alan Thwates: "Şarapnel ve kurşun atışları saatlerce devam etti. Bizim geride kalmamız gerekiyordu ve hatırlıyorum bir asker bize geride kalmamız gerektiğini söyledi ama kendisi öldü. Bir kurşun benim ciğerlerimi delip sırtımdan çıkmıştı. Acınacak bir durumdaydık. Hastane gemilerine taşınana kadar siperde 10 gün kaldım"

    Recep Trudal: "Biz Anafarta'ya hareket edince, onlar çok kuvvet çıkardı. İngiliz askeri çıktı. İşte onlar baya çıktı yukarı çamlığa, oralara bayrak falan dikti. Dedik bu sefer gidiyor İstanbul gayri. Bizim toplar oraya doğru böyle döndü. Başladık şarapnel atmaya. Kırıldı, onlar da biz de kırıldık. Nihayetinde ayrıldık. 2 gün sonra savaş alanına indik ne bu yahu hiçbir yere basamazsın her taraf ölü. Onların aileleri de geldi hep ağlaştılar orada. İşte şurası şu, şu mezarlık şu diye gösterip ağlaştılar orada karılar."

    Charles Bingham: "Kıyıdan bir mil uzakta duran hastane gemilerine mavnalarla günde 300-400 kişi tahliye ediyorduk. Blackmore adında bir asker biliyorum. Benimle birlikteydi, omzundan vuruldu ve hastaneye götürüldü, 4 ay sonra savaş alanına geri döndü ve 10 dakika içinde tekrar vuruldu."

    Kurşunlardan hızlıydım

    Adil Şahin: "Sis vardı, sis çok, duman, ondan sonra o dumandan istifade ederekten, tabii tüfek sesi, top sesi kesildi. Tabii kesilince ileri öncü birlikler çıkarıldı. İleri bakıyorlar ki artık kimse yok, hadi bakim asker yürüyün! "

    Frank Darker: "İster inanın ister inanmayın beni kovalayan kurşunlardan daha hızlı koşuyordum. Orada önemli olan tek şey 'hayatta kalmaktır' çıkarma yaptığımız yere mevzilendik ve hepimiz etrafa dağıldık. Oradaki en yüksek yere çıktığımızda kötü bir şey oldu ve yoğun ateş altında kaldık. O zaman mevzilendiğimiz yerin yanlış yer olduğunu anladık."

    'Çanakkale Geçilmez' hutbesi
    Diyanet İşleri Başkanlığı, "Çanakkale Zaferi'nin Türk tarihini canlandıran olaylar arasında muhteşem bir yere sahip olduğunu" hutbe ile anlatacak. Diyanet tarafından hazırlanan "Çanakkale Geçilmez" konulu hutbe yarın camilerde okunacak. Çanakkale Zaferi'nin, Türk milletinin tarih boyunca karşılaştığı en büyük ve en zorlu sınavlardan biri olduğu anlatılan hutbede, "Çanakkale Zaferi, tarihimizi taçlandıran olaylar arasında muhteşem bir yere sahiptir " denildi. Bir yılı aşkın süre devam eden Çanakkale Savaşları sonunda milletin düşmanlara karşı tarihte emsaline az rastlanan büyük bir zafer kazandığı, vatan sevgisi ve iman gücünün maddi üstünlükten daha önemli olduğunun bütün dünyaya ispat edildiği vurgulanan hutbede, şöyle denildi: "Çanakkale'de maddi gücümüz, düşmanın gücüne nispetle çok daha zayıftı. Ancak Mehmetçiğin manevi gücü büyüktü. İngiliz ordu komutanının; 'Bizi Türklerin maddi gücü değil, manevi gücü mağlup etmiştir. Çünkü onların atacak barutu bile kalmamıştı' şeklindeki itirafı, bu gerçeği ifade etmektedir."


    ----------------- imza------------------

    ----------------- imza------------------



  • #Arşiv
    #Yeni Şafak Arşiv
    19 yıl önce