Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malatya'daki toplu açılış töreninde konuştu. Erdoğan, Türkiye'yi 14 yılda yeniden inşa ettiklerini belirterek "Vesayet odaklarının millete ayar vermeye çalışanların, milletin sırtından para kazanmaya alışmış bir avuç elitin gönlünü hoş tutmaktan başka mahareti olmayan bir sistem var. Nereye elinizi atsanız orada büyük bir yıkımla sorunlar yumağı ile karşılaşıyorsunuz" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar:
Ülkemizin geleceği için canlarını feda eden tüm Malatyalı şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Allah güç verdikçe bu uğurda çalışmaya devam edeceğiz. Malatya'da tarihi bir Evet çıkması için çalışacağınıza inanıyorum
Toplam yatırım bedeli 1 milyar 162 milyon liralık proje eser ve hizmetin resmi açılışını yapıyoruz.
Kasım 2002'den bu yana Türkiye'de nelerin değiştiğine bir bakın. 14 yıl önce nasıl bir Malatya vardı, nasıl bir Türkiye vardı, şimdi nasıl bir Türkiye var? Kardeşlerim, unutmayın, iman varsa, imkan da vardır. Türkiye'nin son yıllarda katettiği mesafe bunun örneğidir. Malatya'nın refah düzeyi yükseldi. Malatyalı çiftçilerimize sadece geçen yıl 194 trilyon tarımsal destek ödemesi yaptık.
2428 adet derslik inşa ettik. 800 yataklı bölge hastanesi yaptık. Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'nin inşaası sürüyor. 36 kilometre bölünmüş yolu olan Malatya'ya biz bu yolu 373 kilometreye çıkardık. İşte bunun için evet. Şimdi de 6 adet bölünmüş yol projemizin yapımı devam ediyor. Sivas-Malatya Hızlı Tren Projesi altyapı çalışması devam ediyor. Malatya-Elazığ Hızlı Tren ihalesine bu yıl çıkıyoruz. Malatya'nın refah düzeyi yükseldi. Malatyalı çiftçilerimize sadece geçen yıl 194 trilyon liraya tarımsal destek ödemesi yaptık. Kandil'deki ondan anlamaz ki! Onunla beraber hareket eden ondan anlamaz ki! Ana muhalefet de anlamıyor zaten!
Anamuhalefetin başındaki zatın sosyal sigortalar başında olduğu zamanı rahmetli Savaş Ay'ın programında izlediniz değil mi? O zaman sağlıklı girsen hastaneye hasta çıkardın. Ama şimdi hastanelerimiz modern. Biz büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa etme çabası içerisindeyiz.
Hep birlikte şu gerçekleri tartışmamız ve bir karar vermemiz gerekiyor. Türkiye daha öncesinden başlayarak ama özellikle Cumhuriyet tarihi boyunca hep bir yönetim sistemi tartışması yaşamıştır. Tek parti döneminde CHP vardı. O dönemde çok önemli siyasi partinin il başkanı CHP'nin valisiydi. Şimdi böyle bir şey konuşabilir miyiz? Bunların demokrasiyle falan alakası yok. Asıl diktatör bunlar. Bunlar bizim Cumhuriyet tarihimizi gölgeler. Çok partili döneme geçtiğimizden itibaren hem darbeyle, muhtırayla, siyasi çalkantılar yaşadık. Pek çok ülkenin gerisinde kaldık. Demokraside ve ekonomide yaşadıklarımızın faturasını hem millet ödedi. Son 14 yılda kavuştuğumuz istikrar ortamı milletimizin bize verdiği istisnai bir dönemdir. Türkiye'nin siyasi ve ekonomik krizlerle yoluna devam etme imkanı kalmamıştır. Alevi ve Sünninin birlikte yaşadığı ülkemizin tüm güzelliklerini taşıyan Malatya, o günlere dönmek istemez. Ahmet Kaya gibi bir değeri yurt dışına gitmek zorunda kalan bu şehir bir daha aynı sıkıntıları yaşamamalıdır doğru mu ? Öyleyse yapılması gereken ülkenin ihtiyaçlarına uygun bir yönetim sistemini getirmektir. Biz diyoruz ki bu sistemin adı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'dir.
Ne diyor o Malatya türküsünde, "Mevlam birçok dert vermiş, beraber derman vermiş. Bu tükenmez derdime neden ilaç vermemiş" öyle mi? Türkiye'nin çektiği sıkıntıların devası yeni yönetim sistemindedir. Bu mesele şahsımın değil sizlerin ortak meselesidir. Ecdadımız bin yıl önce bu topraklara ayak bastığında ilk fethettiği ve bayrağını astığı yer neresiydi, Malatya.
Bu şehir söz konusu ülkenin geleceği olduğunda hep öncü hep lider olmuştur. Bugün de Türkiye'nin geldiği yeni yol ayrımında Malatya, bir kez daha farkını gösterecektir. Esasen Malatya, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında gösterdiği fedakarlık ile bu konudaki tercihini ortaya koymuş. Malatya insanı köşeli olur. 16 Nisan'da Malatya Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş noktasında öyle güçlü bir destek verecek ki, tüm Türkiye dönüp Malatya'ya bakacak. Malatya'ya yakışan budur. Anayasa değişikliği ile bir daha istikrarsızlığı yaşamamak için gereken adımı atıyoruz, daha doğrusu tamamlıyoruz.
Bizden önce Anayasa kitapçığı Başbakan'ın suratına fırlatıldı? Bunu da gördü bu ülke. Sonra sayın Ecevit hiç beklenmeyen basın açıklamasını yaptı. Yahu bu ülke bu hallere düşmemeli.
Anayasa değişikliğinden sonra Türkiye'nin nasıl yönetileceğine baktığımızda, yeni sistemde yürütme tamamen Cumhurbaşkanına veriliyor. Milletimiz yetkiyi kime verdiğini biliyor. Meclis asli işini yapacak yani kanun çıkartacak. Bütçe dışında Cumhurbaşkanının kanun verme yetkisi bulunmuyor. Yasama yetkisi Meclis'e aittir. Eskiden gensoru vardı. Bunların hizmet diye bir anlayışı çalışmak diye bir derdi yok. Yeni sistemde Cumhurbaşkanına yaptığı tüm işlerle ilgili soruşturma açılabiliyor. Millet vekili sayısı 550'de 600'e çıkarılıyor. Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri artık beraber 5 yılda bir yapılacak.
Seçilme yaşını 18'e indiriyoruz. Çoluk çocuğa mı bırakacağız parlamentoyu diyorlar. Bu ne demektir, kendi gencine güvenmemek demektir. Parlamento daha dinamik, daha genç olacak.
İdam konusunda düşüncem belli. Bu konuda bir anayasa değişikliği gerektiriyor. Bu parlamentomuzdan geçtiği takdirde ben bunu onaylarım.
Cumhurbaşkanlığı sistemini şahsi hevesim arzum olarak göstermek isteyenler en büyük haksızlığı gençlerimize yapıyorlar. Bizden sonra bu bayrağı kimler devralacak, bugünün gençleri devralaak. 16 Nisan'a çıkacağıma dair bir garanti var mı? Keşke cumhurbaşkanlığı sistemine 1990'lı yılların başında geçseydik. O zaman Türkiye krizlere acılara maruz kalmayacaktı. Dağlara götürülen gençler yok mu? Onları dağa kaçıranlar 16 Nisan için hayır diyor. Onlarla beraber hareket edenler var. Kişi sevdikleriyle beraber haşrolunacaktır. Benim samimi vatandaşlarım terörizme, teröristlere karşı çıkan kardeşlerim evet demeye hazır mı. Fethi Sekin'i şehit edenler hayır diyor.
Malatya'nın evladı Turgut Özal'ın hayali işte böyle bir Türkiye'ydi. İşte bu yüzden sistem değişikliği isterdi. Rahmetli Özal, ülkenin yönetim sisteminin değişmesi gerektiğini hep söylerdi. Biz rahmetli Özal'ın hayalini gerçekleştirmek üzere yola çıktık. Bu mesele şahsımın değil sizlerin ortak meselesidir.
Burun kırdılar, ayakları ısırdılar. Kafa göz yardılar. Nerede oldu bu? Efendim parlamenter demokrasi... İşte orada oldu. Türkiye'nin son iki yılda sahip olduğu yönetim biçiminin bir ismi ve örneği yoktur. Dünyanın hiçbir yerinde ismi yoktur...
