Miami Üniversitesi Temiz Enerji Araştırma Enstitüsü Direktörü, Dünya Hidrojen Enerjisi Konseyi Başkanı ve Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) ve Uluslararası Hidrojen Enerjisi Teknolojileri Araştırma Merkezi (IHEC) Direktörü Prof. Dr. Nejat Veziroğlu, gelecekte petrolün yerini hidrojenin alacağını, coğrafi koşullarını kullanıp durumu iyi değerlendirirse Türkiye'nin, hidrojen merkezi olacağını söyledi. Veziroğlu, şekerpancarından üretilen, su, güneş ve rüzgarla beslenen hidrojen üretiminin Türkiye ekonomisini Avrupa düzeyine yaklaştıracağını ifade etti. Veziroğlu, hidrojen enerjisinin en önemli özelliğinin temiz olması ve asla doğayı kirletmemesi olduğunu dile getirdi ve ekledi: "Kritik bir dönemdeyiz. Bu fırsatı kaçırmayalım."
Misyonunu "bu yüzyılda dünyayı hidrojen enerjisine geçirmek" şeklinde ifade eden Veziroğlu, 3 Temmuz'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a da hidrojen enerjisiyle ilgili bir mektup yazarak Türkiye'nin hidrojen üretimi ile ilgili olarak izlemesi gereken yol haritasını sunduğunu söyledi. Veziroğlu, Türkiye'de oluşturulacak bir hidrojen merkezinin BM'nin hidrojen enerjisi merkezi olacağını, rezevleri 30 40 senede tükenecek olan doğalgazın ve kömürün yerini alacağını belirtti. Veziroğlu, "Petrolün varili 78 doları geçmiş. Dünyada 12 tane hidrojen için pilot projeye başladık. Hindistan'dan Çin'den Arjantin'e kadar. 2 proje de Türkiye'de. Ayrıca Türkiye'de bir düzine uygulamalı projeye başladık. Projenin ana sponsoru Enerji Bakanımız Hilmi Güler. Ev sahipliğini de Çevre ve Orman Bakanlığı yapıyor. Çalışmalarımızı Sarıyar'de sürdürüyoruz. Burada Karadeniz'in dalgasından, rüzgarından, boğazdaki akıntıdan ve güneşten istifade ederek hidrojen üreteceğiz. Merkez 2008'de faaliyete geçecek. Milletlerarası kongreler tertip ettik, iki yüz elli fizik ve kimya öğretmenine hidrojen enerjisini anlattık" diye konuştu.
Petrol, doğalgaz ve kömür fiyatlarının arttığını ve Türkiye'nin de dışarıdan doğalgaz ve petrol ithal ettiğini ifade eden Nejat Veziroğlu, "Türkiye, enerjisinin yüzde 75'ini ithal ediyor ve dış ticaret açığı var. Öyle bir gün gelecek ki ihtiyacımızı olan enerjiyi ithal edemeyeceğiz ya da çok borçlanacağız. Zaten enerji pahalanınca imalat pahalanacak, ihracatta rekabet zor olacak, yani Türkiye'nin ekonomisi gerilemeye başlayacak. Türkiye çok kritik bir noktada. Bunu fırsata çevirebiliriz.
Bunu başbakana yazdım. Başbakanlığa bağlı Hidrojen Ekonomisi Kurumu kurulmalı ve bu kurum Türkiye'yi hidrojen enerjisine getirmek için gerekli çalışmalara başlamalı. Gerekli kanunlar çıkmalı" şeklinde konuştu. Veziroğlu, hidrojenle çalışan otomobillerimiz, otobüslerimiz olsa da dolum yapacak istasyonlara kanunen müsait olunmadığını, bu konuda gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Bugün birçok ülkede hidrojen ile çalışan araçların ve hidrojen dolum istasyonlarının bulunduğunu belirten Veziroğlu, eğer bu projeler gerçekleşirse Avrupa'ya hidrojen satacağımızı ve para kazanacağımızı söyledi. İzlanda'nın 2030'a kadar tamamen hidrojene geçeceğini belirten Veziroğlu "Avrupa hidrojeni dışarıdan ithal edecek. Orada güneş ve yenilenebilir enerji kaynakları az" şeklinde konuştu.
Avrupa'nın hidrojeni Kuzey Afrika'dan, Ortadoğu'dan ve Türkiye'den ithal edeceğini anlatan Nejat Veziroğlu, "Türkiye, en yakında olduğu için avantajlı durumda. Biz ihraç edeceğiz ama bütün dünyanın ihtiyacını karşılayamayız. Suudi Arabistan bugün petrol ihraç ediyor, yarın hidrojen ihraç etmeye hazırlanıyor. Riyad'da güneşten hidrojen üreten bir tesis kurdular, hazırlıkları yapılıyor. 'Bizim en büyük enerji kaynağımız petrol değildir, güneştir' diyor Suudi Arabistan. Çünkü petrol 50 sene dayanacak, güneş 5 milyar sene dayanacak" dedi. Veziroğlu, Türkiye'ye fosil yakıtların verdiği zararın yılda 50 milyar dolar olduğuna da dikkat çekti. Türkiye'nin hidrojene geçmesi durumunda yakıt ikamesinden 30 milyar dolar kazanacağını belirten Veziroğlu şunları söyledi:Türkiye'de hidrojeni biyokütle yani şekerpancarıyla ve sodyum nebatıyla üreteceğiz. Bu benzinden de mazottan da ucuz olacak. Suyu, rüzgarı, jeotermal enerjiyi şimdikinden çok daha fazla kullanacağız. Bu durumu iş ve istihdam sağlanması için çok önemli bir alan açacak.
1974'te, 700 bilim adamının katıldığı Milletlerarası Hidrojen Ekonomisi Konferansı'nda, hidrojen enerjisinin yenilenebilir ve fosil yakıtların yerini alacak tek enerji olduğu fikrini ortaya atarak dikkat çekti ve bir grup bilim adamı ile çalışmalara başladı. BM, kendisini bu konuda danışman olarak atadı. BM'ye bu konuda bir 'merkez ülke' oluşturulmasını, bu ülkenin de Türkiye olmasını kabul ettirdi. Halen Miami Üniversitesi Temiz Enerji Araştırma Enstitüsü Direktörü. Uluslararası Hidrojen Enerjisi Birliği'nin başkanı. 1982'de 'Sovyetler Birliği Kurçatof' ödülü aldı. 1986'da 'İnsanlık İçin Enerji' ödülü aldı. 2001'de Ukrayna Donetsk Devlet Üniversitesi'nden fahri doktora aldı. 2000 yılında da Nobel'e aday gösterildi.
Yukarıdaki tabloda hidrojen enerjisinin dönüşümü gösteriliyor. Su, güneş ve rüzgarla beslenen hidrojen enerjisinin en önemli özelliği, temiz olması ve doğayı hiç bir şekilde kirletmemesi. Türkiye'de hidrojen enerjisinin biyokütle yani şekerpancarı ve sodyum nebatıyla üretilmesi planlanıyor.
