Gezi İsyanı ve 17-25 Aralık darbe girişimlerinin ardından saflarını sıklaştıran 'anti-Erdoğan' bloku, 7 Haziran'la birlikte tekrar canlanarak PKK'nın çözüm sürecini baltalamasıyla sonuçlandı. Washington'un terör örgütü PKK'nın Suriye'deki kolu PYD'yi, “IŞİD'e karşı savaşıyor" diyerek müttefik ilan etmesi ise iki ülke arasındaki gerilimi artırdı. İlişkileri bu noktaya getiren diğer sebepler ise şunlar;
1-IŞİD bahanesiyle başlatılan Kobani kalkışmasının Türkiye'de terör örgütü eliyle 'iç işgal' senaryosuna dönüşmesi,
2-PYD'ye havadan atılan tonlarca silahın Kandil'de depolanıp Güneydoğu'ya taşınması,
3-'Özgür Rojava' kampanyasıyla yüceltilen PYD eliyle PKK'nın legalize edilmeye çalışılması,
4-Türkiye'ye sığınan mülteci sayısı 3 milyona yaklaşmasına rağmen Washington'un 'meseleyi çözen değil, krizi uzatan' politikalar benimsemesi,
5- 24 Kasım'da sınırı ihlal eden Rus savaş uçağının düşürülmesinin ardından ABD'nin sergilediği tepkinin oldukça zayıf kalışı da NATO müttefikine karşı Ankara'nın güven kaybını körükledi.
7 Haziran seçimlerinden sonra PKK'nın silah bırakma sözünde durmaması, PYD'nin Tel Abyad'ı ele geçirerek 'Büyük Rojava' planına bir adım daha yaklaşmasıyla Azez-Cerablus arasındaki Mare Hattı'nda güvenli bölge oluşturamaması nedeniyle Türkiye, Beyaz Saray'a karşı hayal kırıklığına uğradı.
22 Temmuz'da Ceylanpınar'da görevli 2 polisin, yataklarında uyurken teröristlerce şehit edilmesi, hükümet için bardağı taşıran son damla oldu.
Terör örgütüne bir başka ülkenin garantör olmasını Türkiye'ye kabul ettirmeyi amaç edinen Kandil, sorunu uluslararası platforma taşıyarak resmiyet kazandırma hedefindeydi. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dolmabahçe mutabakatı ifadesini asla kabul etmiyorum" diyerek çözüm sürecinin bittiğini duyurdu.
IŞİD'den temizlenen bölgelere PYD'nin yerleştirilmesinde ABD, örgütün adı yerine SDP (Suriye Demokratik Güçleri)'yi kullanır oldu. Ancak Esed muhalifleri, ABD'nin değişken politikası sebebiyle Türkiye'ye daha fazla ümit bağladı.
Cizire'den sonra Kobani'yi batıdaki Afrin kantonuyla birleştirmek isteyen PYD için sevindirici gelişme 30 Eylül'de yaşandı. Rusya, Suriye'deki savaşa aktif biçimde dâhil oldu.
ABD'den Kobani'ye yapılan mühimmat sevkiyatı bu kez Rusya'dan Afrin'e yapılmaya başlandı. Bu durum Antalya'daki G20 Zirvesi'nde, ABD Başkanı Barack Obama ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bölgeye ilişkin yeni anlaşmalarını da beraberinde getirdi.
Anlaşma sonrası Rus jetlerinin sık sık Türkiye sınırını ihlal etmesi, Türkiye'nin 24 Kasım'da SU-24 tipi bir Rus jetini düşürmesiyle neticelendi.
Kandil'e çıkınca PKK'lı Suriye'ye gelince PYD'li olan teröristlerin ABD tarafından desteklenmesi Türkiye ve ABD için kırılma noktası oldu. Peki, PYD'yi terör örgütü olarak nitelendiren Ankara'nın mesajı ABD'ye ulaşacak mı?
