|

İSLAMİ HAREKETLER VE SİYASAL İSLAM ABDULLAH MURADOĞLU

Değişik görüşlere mensup bir grup aydın 1998'de Abant'ta biraraya gelerek "İslam ve Laiklik"i tartıştı. Toplantının yankı bulan sonuç bildirisinde laiklik ekseninde düğümlenen din-devlet ilişkilerindeki bunalımın uzlaşma ile çözülebileceği belirtildi.

.
00:00 - 18/02/2000 Cuma
Güncelleme: 16:37 - 7/01/2014 Salı
Yeni Şafak
İSLAMİ HAREKETLER VE SİYASAL İSLAM ABDULLAH MURADO
İSLAMİ HAREKETLER VE SİYASAL İSLAM ABDULLAH MURADO
Laikliğe yeni yaklaşım

Siyasal İslam tartışmalarının yansıdığı bir diğer konu din-devlet ilişkileri. Türkiye gibi halkı Müslüman laik bir ülkede devletin dine, dindarlara yaklaşımı hakkında neredeyse 50 yıllık bir tartışma yaşanıyor. Kimi dar laik çevreler baskıcı ve dini tümüyle dışlayıcı bir politikayı yeğlerken, önemli bir laik kesim ise ılımlı bir yaklaşım sergiliyor. Türkiye'nin kendine özgü bir laik sistemi olduğunu belirten kimi aydınların yanısıra Batı'da geçerli uygulamayı model olarak öneren önemli bir çoğunluk bulunuyor.

21. yüzyılda Tek Parti dönemi uygulamalarını gündeme getirerek dindarlar üzerindeki baskıyı artırmaya yönelik eğilimlerin toplumda bir gerilim hattı oluşturduğu hemen hemen herkes tarafından kabul edilen bir yaklaşım. 28 Şubat sürecinde yaşanan gerilimlerin eşliğinde farklı kimlik ve düşünceden aydınlar 1998 yılında Abant'taki İslam ve Laiklik Sempozyumu'nda bir araya gelerek tartıştılar.

Ortaya bir Abant Bildirisi çıktı. Bildiride din-devlet ilişkileri ve laiklik ekseninde düğümlenen derin bir bunalım içinden geçtiği görüntüsü veren Türkiye'nin bir grup aydını olarak bir araya geldikleri ve birçok noktada uzlaşmaya varmanın yararlı olacağı üzerinde görüş birliğine vardıkları vurgulandı. Bildiri geniş bir yankı buldu. Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilen laiklik bildirisi bir manifesto özelliği taşıyordu. Bildiride din-devlet, toplum-devlet ilişkilerinde uygulanması gereken ilkeler konusunda yeni yaklaşımlar tavsiye edildi.

Laikçi tezler çürütüldü

Laik-anti-laik kutuplaşması ve bu eksende yaşanan gerilimler çeşitli araştırmalara da kapı araladı. Gerek özel kuruluşlar gerekse partilerin yaptırttığı anketlerde dar laik çevrelerin tezlerini çürüten sonuçlar ortaya çıktı. Bu araştırmalardan en önemlisi kuşkusuz Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Binnaz Toprak ve Doç. Ali Çarkoğlu tarafından yapılan araştırmaydı.16 ilde yapılan araştırmada çarpıcı sonuçlar çıktı. Halkın yüzde 97'si "Hangi dine mensupsunuz?" sorusuna "Müslümanım" cevabı verirken, hiçbir dine inanmayanların oranı ise yüzde 2.6. Katılanların yüzde 82'si Sünni-Müslüman, yüzde 5.3'ü ise Sünni olmadığını söylüyor. Toprak, araştırmada, "Türkiye nüfusunun çoğunlukla Müslümanlar'dan oluşmasının, ne İslami kesimin varsaydığı gibi dinin siyasal yaşamda rol almasına destek, ne de laik kesimin korktuğu gibi şeriat devleti kurulması için taban oluşturduğunu gösterdi" diyor.

Türk halkı dinine bağlı

Prof. Binnaz Toprak, kişilerin ne ölçüde dindar olduklarını, kişisel yaşamlarında dinin gereklerini yerine getirip getirmediklerini irdeleyen sorulara verilen cevapları, ise "Araştırma Türk halkının genelde dinine bağlı ve inançlı Müslümanlar'dan oluştuğu tezini doğruladı" cümlesiyle açıklıyor. Parti tercihleri ile ibadet arasındaki ilişkiyi açıklayan sonuçlarda CHP seçmeni en düşük ibadet alışkanlığına sahip grup olarak ortaya çıkarken, bu sıralama aşağıdan yukarıya DSP, ANAP, HADEP, MHP, DYP ve FP seçmeni şeklinde sıralanıyor. Ankete katılanların yüzde 77.6'sı cumhuriyet devrimlerinin ülkeyi ileri götürdüğüne inanırken, bu görüşe katılmayanların oranı ise yüzde 8.1'di. Araştırmada aşırı İslamcı-aşırı laik gibi siyah-beyaz kategorilerin halkın küçük bir kesimini kapsadığı, kişisel yaşam düzeyinde ise İslamcı-laik kamplaşmadan söz edilemeyeceği, ancak siyasal düzlemde bu tür bir ayrışmanın varolduğu da kaydediliyordu.

YARIN: Din-Devlet ilişkileri
24 yıl önce