Binlerce insanın hayatının kararmasına sebep olan uyuşturucu belasına karşı zehirle milli mücadele çağrısı yapan Yeni Şafak, küçük bedeniyle gösterdiği kocaman mücadele ile bağımlılıktan kurtulan Ömer’in hikayesine ulaştı. Şimdi 23 yaşında olan Ömer, annesini 1 aylıkken kaybettiğini, babasını ise hiç tanımayadığnı söyledi. Kendisini büyüten babaannesi de kaybedince hayatta yapayalnız kalan Ömer’in sokaklarla tanışması hiç de zor olmamış.
12 yaşındayken sokaklarda yaşamak zorunda kalan Ömer, o dönem yaşadığı zor süreci şöyle anlattı: “Fatih’te parklarda kalıyordum. Ortam beni uyuşturucuya sevk etti. Kısa sürede bağımlı oldum. Bir yıl süreyle aralıksız uyuşturucu kullandım. 13 yaşına geldiğimde bu illetten kurtulmaya karar verdim. Nereden duyduğumu tam hatırlamıyorum ama AMATEM’in kapısını çalmaya karar verdim. Tek başıma oraya gittim. ‘Uyuşturucudan kurtulmak ve tedavi olmak istiyorum’ dedi. Genç yaşta ölmek istemediğimi anlattım. Sonra tedavi sürecim başladı. 6 yıl boyunca ara ara yatarak uzun bir tedavi sürecim oldu.”
Tedavi sürecinin ardından adeta yaşama geri döndüğünü söyleyen Ömer, “19 yaşımda özgürlüğüme kavuştum. Yine sokaktaydım ama kendimi iyi hissediyordum. AMATEM’de tedavi olurke Ebru adında bir arkadaşım vardı. O da madde bağımlısıydı. Maalesef kurtulamadı ve hayatını kaybetti. Ölmeden önce bana, ‘Bundan sonra sakın uyuşturucu kullanma. Kendine zarar verirsin’ diye vasiyet etti. Gözlerimin önünde öldü arkadaşım. O gün uyuşturucuyu bırakmaya yemin ettim” diye konuştu.
Tedavi sürecinin hala sürdüğünü anlatan Ömer, daha sonra askere gittiğini ifade ederek, şöyle devam etti: “Askerliğimi Ankara’da yaptım. Askerlik süresince hiç uyuşturucu kullanmadım. Hatta komutanlarım, anne-babam öldüğü için bana maaş verilmesini sağladı. Ayda 300 TL civarında para aldım. Bu paranın hepsini biriktirdim. Ancak, evsizlerin kaldığı bir spor salonunda biriktirdiğim bu paranın hepsini çaldırdım. Bu duruma çok üzülmeme rağmen yine de uyuşturucuya yönelmedim.”
Askerliğin ardından tekrar İstanbul’a geri dönen Ömer, bu defa Taksim’de sokaklarda yaşamaya başlamış. Ömer, bu süreci de şöyle anlattı: “Artık hayatımda çok şey değişmişti. O günlerde Taksim’de Çorbada Tuzun Olsun Derneği tarafından çorba dağıtıldığını duydum. İlk başta paralı dağıtılıyor sandım. Gitmeye utandım. Ancakr, evsizlere ücretsiz verildiğini öğrenince hemen koştum. Her gün çorba almaya devam ettim. Hala orada karnımı doyuruyorum.”
Kocaman mücadelesinin arından hayata sıkıca tutunan Ömer, şu an Ortaköy’de çalışıyor. Temizlik işi yapan Ömer, “Gazetede eleman arandığını görünce hemen aradım. ‘Abi ben evsizim, çalışmak istiyorum’ dedim. Dolmuşa atladım gittim. Sohbet ettik, tatlı ikram ettiler. Şu an, bir zamanlar sahilinde yattığım Ortaköy’ün sokaklarıını süpürüyorum. Çok mutluyum” diye konuştu.